10.bölüm

1K 40 38
                                    

"Küçük kızım, abiciğim, güzelim, uyan hadi. Kahvaltı hazır." Birisi hem konuşuyor, hem de saçlarımı okşayıp öpüyordu.

"Ya vallahi 5 güncük daha uyuyayım sonra kalkarım." Diye mırıldandım.

"Hadi birtanem kalk." Dedi. Ben de son kozumu oynadım.

"Eğer 1 saat daha uyursam, bu gece seninle uyurum." Dedim.

"Saatler sana kurban olsun abim. Sen uyu." Dedi ve saçlarımı son kez öpüp odadan çıktı. Ben de rüyama kaldığım yerden devam ettim...

💅

1 saatin sonunda bir kova su ile uyanmıştım. Tahmin edin kim?

Anıl.

Ulan bi de su soğuktu. Tabii ben de onu havuza itmiş ola bilirim. Heheh.

Şimdi ise benim odamda o beni kovalıyordu.

Vestiyer bi sağa, bi sola sallanıyordu. Ama bu bizim umrumuzda değildi. Deli gibi gülerek koşuyorduk.

O vestiyerin olduğu taraftan bana doğru gelirken vestiyerin onun üzerine doğru geldiğini görmemle bağırdım.

"ANIL." Koşarak onu omzundan sağa doğru ittim ve vestiyerden uzak bir yere düşmesine sebep oldum.

Karanlığın beni içine çekmeden önce son duyduklarım büyük bir gürültü ve bağırış sesleriydi....

Yazar'dan (yazar queen ortama giriş yapıyorrr)

Vestiyerin düşmesiyle büyük bir gürültü kopmuştu. Bu gürültüden sonra evi sanki ölüm sessizliği ele almıştı. En sonunda Anıl dayanamayarak bağırdı.

"ALEYNA! BABA, ABİ YETİŞİN!!! Aleyna aç gözlerini kardeşim lütfen." Diye deli gibi bağırıyor ve ağlıyordu. Kardeşi onu korumaya çalışmıştı. Ama şimdi kendisi tahtalı köyün köprüsündeydi.

Yukarıdan gelen bağırma sesleriyle Atakan yerinden kalkıp hızla çığlık seslerinin geldiği yere ; Aleyna'nın odasına girdi. Diğer abilerde onun arkasından geliyorlardı ama Atakan dünyadan soyutlanmış bir şekilde vestiyerin altındaki küçük bedene bakıyordu. İçinin yanmasına aldırmadan hızla oraya doğru ilerledi.

Bütün abiler odaya girdikleri anda ilk gördükleri şey vestiyerin altındaki küçük, cansız görünen bir beden oldu. Hepsinin kanı donmuştu adeta. İlk kendini toparlayan Aras hızla abisinin yanına gidip vestiyeri kaldırdı. Ama kaldırır kaldırmaz o dokunmaya kıyamadıkları kız kardeşlerinin kanlar içindeki yüzüyle karşılaştılar.

Anıl sadece bir köşeye çekilmiş, gözünü kırpmadan oraya bakıyordu.

Akın güzel kardeşini kanlar içinde görmeye dayanamamıştı. O da diğerleri gibi gözünü kırpmadan kız kardeşine bakıyordu.

Alaz...Kız kardeşini öyle görmeye dayanamıyordu. Şey gibi...cansız gibi.

Ares küçük kız kardeşine bakmaya dayanamıyordu bile. Oysa ki o doktordu. Böyle şeylere alışkındı. Ne olmuştu ona böyle?

Aras...Belki de en çok o korkuyordu. Kız kardeşi daha onu affetmemişti, daha ona sarılmamıştı, daha onun yanağından öpmemişti, daha ona abi dememişti... Şimdi ise karşısında kardeşinin kanlı bedenine bakıyordu. İçi yanıyordu.

Atakan...En acı çaresiz oydu. Kendini çok çaresiz hissediyordu. Küçük kız kardeşi, meleği, küçüğü, bu hayattaki en değerlisi şimdi yerde kan içindeydi. Atakan ise şoktaydı. Hareket edemiyordu, tepki veremiyordu. Dünyadan soyutlanmış bir şekilde yere çökmüştü. Sadece karşısındaki kanlı bedene bakıyordu.

Aleyna (Gerçek Ailem)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin