"Hadi ama güzelim, yine mi trip atacaksın?" Diyen Alaz ve Akına kısa bir bakış atıp yine telefonuma geri döndüm.
Uyandığımdan beri onları görmezden gelerek trip atıyordum. Çünkü,
Neden olmasın?
Hem onlar Atakanın üstüme gelişini izlemişlerdi. Onlara daha çok ceza verecektim ama önce trip atmalıydım.
"Offff. Ne istiyorsun?" Diyen Alaza kısa bir anlık çevirdim başımı.
Bu fırsatı iyi değerlendirmeliyim.
"Dur bi düşüneyim." Dedim. Biraz düşünüp yine ona döndüm ve gülümsedim.
"Mesela beni yalnız bıraka bilirsiniz? Nasıl fikir? Biliyorum mükemmel bir fikir. Çünkü ben söyledim." Saçımı savurarak söylediklerimden sonra sinirle kaşlarını çattılar.
"E ama yeter artık. Biz bir şey yapmadık." Dedi Akın sitemle. Kaşlarımı kaldırarak ona baktım.
"Sorun da bu zaten. Orada benim nasıl olduğumu gördüğünüz halde hiç bir şey yapmadınız." Dedim. Haklıydım. Yine aynı senaryoyu yaşamıştık ve onlar yine beni korumamıştı.
"Tamam, haklısın. Ne desen haklısın. Ama bizi de çok korkuttunuz. Onu da düşünün küçük hanım." Dedi Alaz. Gözlerimi kısa bir anlığına onlara çevirdiğimde yavru köpek bakışlarını bana atıyordular.
Ama sorun şu ki, ben köpekleri sevmezdim.
"Sadece şaka yapmıştık. Sonunun böyle olacağını bilseydim hiç yapmazdım. Ayrıca vaktimi sizinle harcayamam. Lütfen odamdan çıkın." Akın Alaza baktı.
"Abi, bizi biraz yalnız bırakır mısın?" Dedi gözleriyle beni işaret ederek. Alaz bana bakıp çocuk gibi dudaklarını büzdü ve odamdan çıktı. Onun çıkmasıyla Akın beni omzumdan tutup başımı göğüsüne yasladı.
"Abim, güzeller güzeli kardeşim, bitanem, çiçeğim, yapma böyle. Ben konuşacaktım. Gerçekten konuşacaktım. Ama Ares arkadan bana konuşmamam gerektiğini söyledi." Dedi sesindeki küçük umut kırıntılarıyla. Dilimi damağıma vurarak cıkladım.
"O zaman bir anlaşma yapalım." Dedi. Anında başımı kaldırıp maviş gözlerine baktım. Sırıttı ve devam etti.
"Her ay 1 kutu jelibon ve çikolata veririm." Dedi elini uzatarak. Tam ben de elimi uzatacaktım ki yavaşça geri çekti elini.
"Amaa her haftanın 2 günü benimle vakit geçireceksin." Dedi ve yine elini uzattı. Boş boş göz kırpıştırdım.
Ama çok az verecekti. En az 4 kutu jelibon vermeliydi. Bi de çikolatalı süt.
Elimi uzatıp elini kavradım ve aşağı yukarı sallamaya başladım.
"4 kutu jelibon, 3 kutu çikolata, 5 kutu çikolatalı süt ve 2 kutu çilek verirsen anlaşırız." Dedim. Gözlerini büyüterek bana baktı ve elini çekmeye çalıştı ama izin vermedim.
"Kız, o kadar şeyi napacan?! Ama ben çok az şey istedim." Dedi sonda dudaklarını büzerek. Omuz silktim.
"Bir şey daha iste. Ama sadece bir tane." Hâlâ ellerimizi yukarı aşağı sallıyorduk. Birden gülerek başını salladı ve konuşmaya başladı.
"O zaman benimle vakit geçirdiğin günlerde benimle uyuyacaksın. Kabul mü?" Gözleri parlıyordu resmen.
Işık görüyorum hocam.
Göz devirdim. "Tamam, kabul. Ama her ay dediklerimi bana vereceksin." Dedim. Anında başını salladı ve gülümsedi.
"Tamam. Çok makul bir anlaşma oldu bu." Sırıttım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Aleyna (Gerçek Ailem)
RandomSofia Aleyna Demir hiç kimse ile muhattap olmayan, hayatı umursamaz bir şekilde yaşayan, içine kapanık bir kız. Bu kız karıştırıldığını öğrenirse ne olur? ₼₼₼ *KÜFÜR İÇERİR. RAHATSIZ OLANLAR OKUMASIN.* *KLASİK ABİ-KARDEŞ KİTABIDIR.*