7-ZAMAN

12 3 2
                                    

Seda içeri girmişti, elinde ki bıçakla yanı başın da duruyor konuşmadan Melisaya bakıyordu. Bakışları dik ve serti. Kalın ve boğuk sesiyle anlamını bilmediği cümleler kurmuştu.

Seda: âlmardi-eizâb(el mard-i azap)

Dudaklarının arasında ki dudak kaybolmuştu. Etrafına baktığın da haris karşısında ki koltukta oturmuş, sinsice gülümsüyordu. Oyun dediği şey buydu gerçek olmayan hayâleri ona gerçekmiş gibi gösterip onu delirtmek istiyordu.

Aras: bakalım ne kadar cesursun

*Bunlarla beni yeneceğini mi sanıyorsun?

Aras: denemeye değer

Üzerine doğru koşan kız ile gözlerini sıkıca kapatmış, kendini yaşadığı olayın gerçek olmadığına inandırmaya çalışıyordu. Üzerine doğru gelen kadın sanki acı çeker gibi bir çığlık atmış ve duman olmuştu 

Aras: gerçek olmadığını biliyorsun

Ama yine de korkuyorsun

unuttuğun bir şey var

O da, benim gerçek olduğum

Melisa'nın etrafını saran kara duman gözlerinin ağır ağır kapanmasını sağlamıştı. Etrafı zifiri karanlık sarmıştı. Bulanık görüş alanımlna giren kırmızı gözler ve keskin gülüş başını döndürmüştü.

///

Karanlık ormanda yalın ayak bulmuştum kendimi. Her adımım da orman da ki ağaç dönüp duruyordu. Önümde 3 patika vardı. Sisli ve boğucu hava endişemi artıyordu. Uzaktan aynı erkek silüeti bana doğru gelmeye başladığında önümde ki herhangi bir patikaya girip koşmaya başlamıştım. Neden koşuyorum? Beni kovalayan kim? Neden beni kovalıyor? Tekrar ortam değişmişti. Aynı otoyolda aynı sisli hava annemi görmüştüm yanımda ağlıyordu. Yeşil gözleri ile bana bakıp ağlıyordu. Elimi tutmuş gözlerime bakıyordu. O kadar gerçekçi dokunuyordu ki sanki gerçekten yaşıyormuş gibi.

Annem: Melisa 41 dikiş büyüsünü boz

Kurtul bu şeytandan kızım

Kullaklarımda yankılanan çan sesleri o kadar şiddetliydi ki kullaklarıma boğuk bir perde inmişti. Annemi duyamıyor ve algılayamıyordum. Söylediği bir kaç sözcük aklımda kalmıştı. 41 dikiş büyüsü, lânet, şeytan HÂRİS

///

Sedef: günaydın uykucu

Aşırı parlak olan güneş ışığı doğrudan gözlerine vuruyordu. Gördüğü ve olaylar başına iğrenç bir ağrı ve bir ton düşünce sokmuştu. Ne zaman uyumuştu? Ne zaman gündüz olmuştu? Hâris ile karşılaştığı günden beri zaman algısı alt üst olmuştu.

Sedef: aşağı geliyor musun yoksa bu sert masada uyumaya devam mı edeceksin?

*Masa mı?

Başını kaldırmış, etrafına bakınmıştı. Sınıftaydı. Bu gerçek beynine ok gibi saplanmıştı. Tüm gece uyuduğunu ve sabah yatağında kalktığını düşünürken o sınıfta teneffüs zamanına kadar uyuduğunu anlamıştı.

EL MÂRİD HÂRİS-Î LANET 3Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin