"Sasuke ve Sakura'nın Zorlu Yolculuğu:
Sarada'nın doğumu, karanlık geçmişi ve karmaşık iç dünyasıyla tanıdığımız Sasuke, bir intikam savaşçısından aile babasına dönüşürken, Sakura'yla birlikte zorlu ve heyecan dolu bir yola adım atar. Geçmişin gölg...
Vacilando; Yolculuğun bir yere ulaşmaktan daha değerli olduğunu düşünen, varmanın değil yolda olmanın değerini kavramış insan.
-------------------------------
Sessiz alacakaranlık bir kadının acı çığlıkları ile bölündü.
-"Biri yardım etsin... Uzak dur benden! Hayır, lütfen!" çok geçmeden kadının zavallı çığlıkları kesilmiş ve etraf yeniden sessizliğe bürünmüştü.
Kırmızı gözler sisler arasında yok oldu. " İnsanlar çok aşağılık ve zayıf varlıklar."
------------------------
Sakura ve Sasuke yavaşça yolda ilerliyorlardı. Hava henüz yeni aydınlanmaya başlamış, etraf güneşi selamlayan kuş sesleri ile doluyordu. Yavaşça tepeye yaklaştılar. Sasuke bugün çok erkenden yola çıkmaları gerektiğini söylemiş, Sakura ise itiraz etmeden kabul etmişti. Şimdi nedenini anlıyordu. Sanılanın aksine Sasuke sürprizlerle dolu bir adamdı. Onun bu gizli yanını adım adım keşfetmek Sakura'nın yeni hobileri arasındaydı. Yavaşça yürüyerek tepeyi çıktıklarında Sakura nefesini tuttu. Karşılarında güneşin koskocaman bir deniz üzerinden ahenkle doğuş manzarası vardı. Güneş sanki denizin içinden büyülü bir tanrıça gibi çıkıyor ve etrafını ateşimsi bir sihirle süslüyor gibiydi. Çevreleri dev ormanlar ve yanı sıra ufak şelalelerle dolu iken, gökyüzü ise güne başlayan kuşlarla donatılmıştı. Sakura bi an rüyada olduğunu sandı. Böyle bir anı Sasuke-kun ile paylaşıyor olmak boğazında bir yumru oturmuş hissi bırakmıştı onda. Yavaşça temiz havayı ciğerlerine kadar çekip gözlerini kapayarak kendisini ana bıraktı. Hafifçe ellerini iki yanına uzatarak doğa ananın onlara sunduğu bu mucizeyi kucakladı.
Sasuke ile bir yolculuğa çıkmayı ömrü boyunca istemişti, şimdi ise bu isteği gerçekleşmişti. Hastaneyi bırakmak neyse ki sandığı kadar zor olmamıştı. Ino ve Tsunade-Sensei onu gitmesi için ikna etmişlerdi. Sakura Sasuke'nin birkaç gün sonra yola çıkacağını biliyordu ve olmak istediği tek yer ise sadece onun yanıydı. Tsunade-Sensei ve Ino onun adeta aklını okumuş ve o daha bunun sözünü etmeden onu hastaneden kovalayarak göndermişlerdi.
Sasuke de Sakura'dan farksız sayılmazdı. O da bu mükemmel manzaradan etkilenmişti. Sessizce bu anın tadını çıkartmaya devam etti. Sakura ile bu yolculuğa çıkmak hoşuna gitmişti. Sasuke artık onu etkileyen intikam düşüncelerinden sıyrılmış ve kendisine yeni bir yol çizmişti ve bu yolda ona eşlik eden kişi kesinlikle Sakura'ydı. Tam şu anda onun yanında olmak ve birlikte geleceklerine bakmak paha biçilemeyen bir duyguydu.
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Rotaları Kirigakure'yi gösterirken Sakura ve Sasuke yavaşça yollarında ilerliyorlardı. Görünüşte her şey düzgündü. Saat öğleni biraz geçerken Sasuke Sakura'ya dinlenme önerisinde bulundu, böylelikle akşama kalmadan Mizu no Kuni yani su ülkesine ulaşmış olacaklardı. Kirigakure eskiden kanlar ülkesi olarakta anılıyordu. Hikayesi pek de iç açıcı değildi. Ülke genelde soğuk ve sisli olurdu, ancak Kirugakure'nin insanları için günlük bir durumdu bu. Çoğu yerleri aşırı soğuk ve sisli olurken, bazı yerlerine daha az sis hakimdi. Kirigakure'nin pek çok adası ve adalarının içinde de kendi gölleri bulunuyordu. Ülke çapında eskiden pek çok Kekkei Genkai'ye sahip Klan bulunmasına rağmen artık bu yeteneğe sahip pek az kişi vardı. Savaş zamanında çok kullanılan bir teknik olsa da daha sonrasında bu yetenek savaşın ölüm alametleri olarak görüldüğünden, Kekkei Genkai sahiplerinin ortadan kaldırılmasına karar verilmişti. Bu olay ailelerin kendi çocuklarını katlettirmesine kadar giderek büyük bir katliama sebep olmuştu. Sasuke savaş bittiği için mutluydu, ama hala Kaguya'nın izlerinin peşindeydi. Düşmanları oldukça çetin ceviz çıkarak savaşta her birini çok zorlamıştı. Sasuke köye döndükten sonra, Ootsutsuki klanının varlıklarından şüphelenip yeni bir yolculuğa çıkmaya karar vermişti. Yollarına biraz daha devam ettiler, köye fazla uzakta sayılmazlardı, ama bir molanın da zararı olmazdı.
