Sakura düşünceli bir şekilde heykele bakmaya devam ediyordu. Bu heykel gerçekten de Izanami olabilir miydi? Kendisini İzanagi yerine koyan katil adam tanrıçayı tekrar uyandırmaktan söz etmişti. Sakura efsaneyi iyi biliyordu. Daha önce kütüphanede bu efsaneyle ilgili okumuştu ama hiç terazi ya da kılıca rastlamamıştı. Acaba bir şey atlıyor olabilirler miydi? Tanrıça ateş tanrısını doğururken ölmüştü. Yani bunun adalet terazisi ve kılıçla hiç bir ilgisi olamazdı. O halde sahte İzanagi onu neden istiyordu?
Sasuke'den ses çıkmıyordu. Sakura onunda durumu anlamaya çalıştığını düşündü. Her ne olursa olsun Sasuke ve Sakura kutsal terazi ve kılıcı onlardan önce bulmak zorundalardı. Sasuke katilin savunmasızca tek başına geziyor olmasının çok saçma olduğunu söylemişti ve Sakura da aynı fikirdeydi. Bu kadar büyük planı olan birisinin mutlaka arkasında onu destekleyen yandaşçıları olmalıydı. Sasuke ve Sakura görevin tamamlandığının bilgisinin yanı sıra edindikleri bilgiyi de Kakashi ile paylaşmışlardı. Haber gelene kadar araştırma yapmaya devam etmelilerdi. Köyden gitmeden önce Mizukage'nin de yanına uğrayıp görev hakkında rapor verdiler. Sahte Izanagi (diğer adıyla Itsuki)'nin söylediklerini de bildirdiler. Mizukage onlara gerçekten de eskiden Tanrı ve Tanrıçanın yaşadığına inanılan bir yer olduğunu söylediğinde Sakura şaşkınlığını gizleyememişti. Ancak bu Tapınak çok özeldi. Kapısı sadece yılda bir kere açılır o gün de mutlaka mavi dolunay olurdu. Yani iki gün sonra kapı tekrar açılacaktı. O zamana kadar beklemekten başka bir şey gelmiyordu ellerinden. Mizukage Tanrıçanın bir daha hiç geri dönmediğini çünkü yeraltının meyvelerinden yediğini söylemişti. Acaba Tanrıça bunun bilincinde olabilir miydi?
Peki ya terazinin ve kılıcın amacı neydi?
Sakura'nın aklına adalet ve koruma sembolünden başka bir şey gelmiyordu. Düşündü. Başka bir şeyle ilgisi olabilir miydi?
---------
Sakura ve Sasuke ormanda kamp ateşi yakmak için durdular. Dinlenmeye ihtiyaçları vardı. Sakura bu bilmeceyi çözmeden uyuyamayacağını biliyordu. Sasuke ağaç kavuğuna yaslanmış bir şekilde huzursuzca bir ileri bir geri yürüyen Sakura'yı izliyordu.
-" Sakura."
Sakura Sasuke'ye baktı. Yüzünde kafasının karıştığını gösteren bir ifade vardı. Sasuke sakince devam etti.
-"Bu şekilde etrafta dolanmanın sana yararı değil aksine zararı var. Sabahtan beri doğru düzgün bir şey yemedin ve boş bir mideyle fazla yol kat edebileceğini sanmıyorum. Otur ve yemeğini ye. Sonrasında dinlen ilk nöbet benim." Sasuke Sakura'ya aksini kabul etmediğini gösterircesine baktı. Sasuke haklıydı belki de. Gerçekten sabahtan beri doğru düzgün hiç bir şey yememişti.
Pes ederek içini çekti ve Sasuke'nin yanına oturdu. Çantasından yemeğini çıkartıp yedi. Bu kadar acıktığını fark etmemesine şaşırıyordu.
-" Senin kadar ben de neyi atladığımızı merak ediyorum ama şu anda yapabileceğimiz pek bir şey yok. Eğer gerçekten cevaplar almak istiyorsak, güçlü olmak zorundayız." Sakura onaylarcasına başını salladı. Sasuke'nin yanında olmak ona hem huzur veriyordu hem de buna hala alışamadığını düşünüyordu. Sessizlik içinde yemeklerini yediler. Sakura Sasuke'nin oldukça değiştiğinin farkındaydı, çünkü Sasuke eskiden gerekli olmadığı sürece konuşmazdı. Hala çok fazla konuşan biri değildi, ama Sakura onun ne demek istediğini her zaman anlıyordu. Sasuke'nin kalbini bildiğini ve ruhlarının birbirlerine bağlı olduğunu düşünüyordu. Bu da Sasuke'nin ona neden döndüğünü açıklıyordu zaten. Onların arasında kelimelerin anlatamayacağı ve muhtemelen herkesin de anlayamayacağı bir bağ vardı. Sakura kaçamak bakışlarla Sasuke'yi süzmeye devam etti. Onu ilk öptüğünde kalbinin duracağını sanmıştı. Yıllardır hayalini kurduğu adam tam Sakura artık pes etmişken birden çıkagelmiş ve hayatını onunla birleştirmek istemişti.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Bonds
Fanfic"Sasuke ve Sakura'nın Zorlu Yolculuğu: Sarada'nın doğumu, karanlık geçmişi ve karmaşık iç dünyasıyla tanıdığımız Sasuke, bir intikam savaşçısından aile babasına dönüşürken, Sakura'yla birlikte zorlu ve heyecan dolu bir yola adım atar. Geçmişin gölg...