Voorpret: Bir olay gerçekleşmeden önce yaşadığımız heyecan, yeni bir şeyi beklemenin mutluluğu
----------------
Tıpkı planlandığı gibi düğün Konoha'nın ihtişamlı bahçelerinde yapılmıştı. Hazırlıklar herkesin çabası ve uğraşları sonucunda zamanında bitmiş, herkesin üzerinden büyük bir yük kalkmıştı. Düğünün dekorasyonu şöyle dursun; Sakura'nın kendisine beğendiği bir Yukata'yı seçebilmesi sandığından da zor olmuştu. O günü hafif bir gülümseme ile hatırladı.
Sakura, sabahın erken saatlerinde Ino ile buluşmak üzere yolu koyuldu. Güneş, Konoha'nın üzerindeki bulutların arasından süzülerek ışıklarını sokaklara serpiştiriyordu. Sakura'nın kalbi hafif bir heyecanla çarpıyordu. Bugün, hayatında bir kez giyeceği (öyle olmasını umuyordu en azından) gelinliği seçmek için en yakın arkadaşıyla birlikte gelinlik mağazasına gidecekti. Düğüne çok az bir zaman kalmıştı ve hazırlıklar hızla devam ediyordu, fakat gelinlik konusu henüz çözülmemişti. İno ve kızlarla bir kaç dergiye baksa da aradığı şeyi bulamamış ve biraz da olsa hayal kırıklığına uğramıştı. Sakura sadelikten yana olduğu için sade ama zarif bir şey istese de İno onunla aynı fikirde değildi. O günün belki de hayatında ki en özel gün olduğunu, giydiği elbisenin akıllarda kalması gerektiğini söylüyordu. Ino ve Sakura ne kadar iyi arkadaş olsalar da zevkleri bambaşkaydı.
Sokakta ilerlerken, köşeyi döndüğünde Ino ve Temari'nin sabırsızlıkla onu beklediğini gördü. Ino, kollarını göğsünde kavuşturmuş, kendisine has enerjisi ile gülümsüyordu.
-"İşte gelinimiz de geldi! Bugün senin günün, Sakura! Sana harika gelinliği tam da bugün bulacağımızı hissediyorum kızım!
-"Hah! Bu ne enerji? Benden bile heyecanlı gördüm seni!" Sakura tek kaşını kaldırmış, muzurca sırıtıyordu.
-" Tatlım, bugün sadece pozitif düşüncede olmalıyız! Evrene harika mesajlarımı gönderdim bile! Eğer bugün bu gelinliği bulamazsak - ki bu benim varlığımla mümkün değil- bir daha ki sefere ağzımı bile açmayacağım!
-" Gitsek mi?" Sakura endişesini gülümsemesinin arkasına saklayarak yürüdü. Bugün istediği şeyi bulamamaktan korkuyordu ve sanki zamanıymış gibi bir süredir hafifleyen mide bulantıları kendilerini yine belli etmeye başlamışlardı. Uykusuz geçen pek çok geceden söz etmek istemiyordu bile. Bazen o kadar huysuzlaşıyordu ki, Sasuke'nin arkasına bakmadan kaçmamasına şaşırıyordu. Sasuke ise onu anlayışla karşılaşıyor, sebepsizce ağladığı zamanlarda onu kollarının arasına alıp sakinleştiriyordu. Sakura bazen sebepsizce duygusallaşıyor en ufak şeyde göz yaşlarına boğulabiliyordu.
Bundan sadece bir kaç gün önce, yine Konoha'nın sokaklarında gezer ve alışveriş yaparken Sakura Orichimaru'yu görmüş ve göz yaşlarına boğulmuştu. O kadar çok ağlamıştı ki, Orichimaru birisine zarar geldiğini sanarak telaşlanmış ve ne yapacağını bilememişti. Sonuç olarak ağlama sebebi, ağaca tırmanan bir sincabın ağzına tıkıştırdığı bir kaç koca fındığın yere düşmesiydi. Hayvancağız ne olduğunu anlayamadan dengesini kaybedince ağzındaki fındıklar tek tek yere düşmüş o da kendince fındıkları almaya çalışmış, ama kirlendiklerini fark edince tekrar ağaca tırmanarak dallardan birinden fındıklarına bakmaya devam etmişti. Sakura'nın ağlaması üzerine Sasuke fındıkları çeşmede yıkayarak hayvanın ulaşabileceği bir yere koymuştu. Bir süre sonra fındıklar gittiğinde hepsi, sincabın onları tekrar alıp götürdüğünü anlamışlardı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Bonds
Fanfiction"Sasuke ve Sakura'nın Zorlu Yolculuğu: Sarada'nın doğumu, karanlık geçmişi ve karmaşık iç dünyasıyla tanıdığımız Sasuke, bir intikam savaşçısından aile babasına dönüşürken, Sakura'yla birlikte zorlu ve heyecan dolu bir yola adım atar. Geçmişin gölg...