BİLİNMEYEN SENLER

10 6 0
                                    


"Kimse bilmeyecek kaç sen olduğunu!ama sen bileceksin

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

"Kimse bilmeyecek kaç sen olduğunu!
ama sen bileceksin.
Hepsiyle de beraber yaşayacaksın
Hangisinin başrol olduğunu ise sen değil başkaları seçecek.
Ve bir bakacaksın ki hiçbirinin üstünde söz hakkın kalmamış."

    2. BİLİNMEYEN SENLER
→→

Hazel'den...

Bazen iki siz olurdu. İnsanların sizi tanıdığı ve aslında gerçekte olduğunuz kişi. Hatta belki ikiden bile daha fazla. Her insan başına farklı bir siz düşüyor nede olsa.

Benden kaç tane var bilmiyorum.

Ama en çok hangisini sevdiğimi biliyorum.

En çok onun yanındaki Hazel'i seviyorum.

Onun yanındaki Hazel... Bu cümleyi hayatımın sonuna kadar tekrar edebilirim ve hayatımın sonuna kadar onun yanında olabilirim.

"Ne yemek istersin?"

Seni...

Bunu sesli söylersem bana saatlerce güleceğini biliyorum. O yüzden "Makarna?" dedim sorarcasına.

"Makarna yemekten sıkılacak mısın acaba?" dediğinde hafice gülümsedi. O kadar güzel gülümsüyor ki makarnayı falan unuttup sadece gülüşünden öpmek istiyorum onu. Ayrıca aklım almıyor bir insan nasıl bu kadar güzel gülümseyebilir ki? Bunun mümkün olduğunu onu görene kadar bilmiyordum.

"Sadece onu yapmayı biliyorum çünkü." Bu evine ilk gelişim değildi. İlki biraz sıkıntılı geçmişti aslında... Beni içeri almadan kovmuştu kendisi. Şimdi o günü hatırlıyorum da bence onun tabağına biraz fazladan tuz koymanın zararı olmazdı.

"O halde bugün yemekler benden." Dediğinde gözlerim kocaman açıldı. "ciddi misin?" diye sordum.

O beni her geri döndürdüğünde burada kalmak için bahaneler buldum kendimce. Eve gitme vakti gelince acıktım bahanesini öne sürdüm her seferinde. O bana her bu yanlış dediğinde makaranın yerini sordum. Artık buna devam edemeyeceğini söylediğinde okuluna gittim. Diğerleriyle arkadaş oldum. Onu görmek için yeni bahaneler ürettim kendime. Hepsi onun içindi. Ve şu an ilk kez bu kadar kendini salmış bir şekilde benimle konuşuyordu.

Dünyalar benim oldu terimini asla anlamlandıramazdım halbuki. Nereden bileyim ben onun benle kaygısız konuştuğunda dünyaların benim olacağını? Hatta ve hatta bu tabirin bile az geleceğini.

"Sadece ne yemek istediğini söyle." Bu acıktığımı söylediğimde kendi evinde yemeğini yiyebilirsin cevabından çok daha iyi bir cevaptı ya da makarnanın yerini sorduğumda beni azarlamasından da çok daha iyi bir cevaptı. Benimle konuşması her şeyden çok daha iyiydi.

İKİZ ÖLÜLER Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin