9. KELİME ANLAMI OLARAK NORMAL?
→→BİR YIL SONRA...
Ladin'den...
Normale dönüyor. Ne yaşarsanız yaşayın ne kadar acırsanız acıyın kendinize... Her şey elinde sonunda normalde dönüyor. Siz bir köşeye çekilip ağlasanız da sızlasanız da insanlar normale dönüyor ve sorunlu olan sizmişsiniz gibi size bakıyorlar. Çünkü kolay. Onlar için kolay olduğundan herhalde sizin için kolay olmaması tuhaflarına gidiyor. Çünkü ancak bir şey onlar için güç olduğunda gerçekten güçmüş sanıyorlar. Sizin için olayların ne durumda olduğu kimsenin umurunda değil. Nede olsa dünya dönüyor. Siz isterseniz olduğunuz yerde kalın. O zaman dünya istediği yere savurur sizi. Sonra birde olduğunuz konum için lanetler savurursunuz bu dünyaya.
Düşmek mühim değil. Herkes düşüyor. Defalarca kez hem de. Ama işte herkeste yeniden doğrulamıyor o düştüğü yerden. Yerde kaldıysanız güçsüzsünüz demek. Orada kalmışsınız çünkü. Nasıl kalırsınız orada? Baksanıza herkes kalkmış sizden hariç!
Özür dilerim.
Özür dilerim çünkü bende orada kaldım.
Özür dilerim çünkü bir yıl önce tam bugün düştüm ve hâlâ doğrulamadım olduğum yerden. Günler, aylar geldi geçti. Benle düşen doğrulup gitti. Ama ben hâlâ aynı yerdeyim. Normal geldi her şey onlara ama ben hâlâ idrak edemiyorum tüm bu yaşananları.
Çok ses çıkartmıyorum ama. Sonra hâlâ orada mısın sen diyorlar. Hayatına bak kızım. Daha çok gençsin. Onunla yaşayamazsın ya!
Onunla yaşayamıyorum zaten.
O yok artık.
O bir yıldır yok.
O gece düğünden gittiğinden beri ondan tek bir haber bile alamadık.
Dosya kapandı.
Kendine gel artık Ladin!
O gitti!
Dava bitti!
Dosya kapandı!
Hazel diye birisi hiç olmadı...
Hepsine inandırabiliyordum da kendimi sonuncusuna inandıramıyordum. Her şeye tamam oluyordum da Hazel'in olmayışına tamam olamıyordum.
Bir yıl geçmesi bende hiçbir şey değiştirmemişti. Artık güney yakasındaki o kafeye sürekli gitmemi, her gün arkadaşlarına onu sormamı, (artık benden oldukça sıkılmış durumdalar. Birkaçı delirdiğimi düşündüklerini dile getirdiklerini duymuştum.) odasının önünden bile geçmediğimi, adının yazılı olduğu bardağı hiç dokunmamış olmasına rağmen sanki her sabah ondan kahve içmiş gibi yıkamam dışında bende hiçbir şey değişmedi.
Hâlâ bıraktığı yerde bıraktığı Ladindim.
Onun bundan haberi var mıydı?
Neredeydi ki?
Herkes artık onun gerçekten sevgilisiyle kaçıp gittiğine inanıyordu.
Polis bir zamanlar onun reşit olmadığı için saklandığını söylemişti. Ama on sekiz yaşına girmişti. Eğer söylendiği gibi sırf sevgilisini korumak için saklanıyor olsaydı reşit olduğu ilk an bize ulaşırdı.
Ulaş(a)madı.
Evde bir tür sözsüz kural oluşmuştu. Bu kurallara ben dışında herkes uyuyordu. Hazel'in adını ağızlarına almıyor, konusunu açmıyor hayatlarına devam ediyorlardı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
İKİZ ÖLÜLER
Narrativa generaleBazı geceler diğer gecelerden ayrıdır. Ölüm vardır, sessizlik vardır, yalnızlık vardır... Farkında değilsindir. Aynı döngü içine yaşadığını sanıyorsundur ta ki biri çıkıp her şeyin tepe taklak olduğunu söyleyene kadar → İkizlerin her şeyi hissettiğ...