Yüzbaşı Ateş efe yıldırım'dan
Sabah erkenden kalkıp askerlerin odasına girdim, "KOĞUŞ KALK!!!"
Hepsi birden kalkıp hazır ola geçti. "2 dakika içinde parkura geliyorsunuz"diyip odadan çıktım. Bahçeye çıktım, Doktoru gördüm. Askeriyeye giriyordu, Kartal'da arkasından gidiyordu. Kızıl saçlarını tepeden toplamış. Yuvarlak çerçeveli gözlük takmıştı.Kartala baktım, gülüyordu, tim geldi. Parkura geçtik, neydi şimdi bu kadının buraya gelme sebebi, içerde tonlarca askerin arasında tek kadın olan oydu.
"100 TUR KOŞU, 200 ŞINAV, 300 MEKİK BAŞLA!!!", "CAN SAY"
doktor çıktı, yanımızdaki banka oturdu, karşımda oturmuş buraya bakıyordu. Gözleri gözlerimle buluştu, baş selamı verdi, başımı salladım. Niye bilmiyorum ama bu kız farklı hissetiyordu bana, devrim geldi. "Komutanım"
Gözlerimi devrime çevirdim, "adam konuşmuyor ne yapalım". "O adamı konuşturun. Beynini dağıtırım diğer seçenekte bu"
Başını salladı, devrimle arkadaştan öteydik, kara harp okulunda tanışmıştık, karıştığı kavgaları, karıştığı pislikleri ben temizlerdim, ailem olmuştu. Dostum olmuştu.
İçeri girdim, sorgu odasına girdim, karşımda oturmuş gülüyordu, ağzından kanlar geliyordu. "Naber yüzbaşı"
Silahı çıkarıp ağzına soktum, "ya konuşursun yada senin o ağzını dağıtır ardından beynini dağıtırım"
Güldü, başını salladı, silahı çıkardım. "Konuşurum ama bı isteğim var"
Bekledi bekledi ardından konuşmaya başladı, "o doktoru bana vericeksin takasa takas"dedi, çenem kasıldı. Güldüm, "o zor biliyormusun"
"Neden?"dedi, "senin gibi bir piçe gideceğini sanmıyorum."
"Yavuklun mu yoksa"
Sustum, konuşmadım evet dersem tehlike onda olurdu hayır dersem yine onda olurdu, "Evet yavuklum, şimdi konuş"
"Vay senden beklemezdim taş gibi karıyı kapmışsın senden önce bı biz baksaydik"dedi o an beynima kan sıçradı. Yumruğu yüzüne yerleştirdim, vurmamla yere düştü. Ağzından kanlar geldi, kapıyı açtım. İçeriye askerleri gönderdim. Hızlıca revire gittim içeri girmemle, doktoru kartalın yanında gördüm. Kartal yarasına baktırıyordu ama sebebi çok farklıydı.
Gözleri ile kızı yiyordu. Yanlarına gidip doktorun kolundan tuttum, "yavaş ve noluyor!?"
"Benimle geliyorsun"dedim, kartal elimi tuttu, "bıraksana kızı"
Yanına yaklaştım, "işime karışmak gibi bir hata yapma"
Revirden çıktık. Odama girdik, kapıya yasladım, "noluyor be", kaşlarını çatmış bana bakıyordu. "Kartladan uzak dur"dedim, "sanane pardon".
"Sana uzak dur dediysek uzak dur", kolunu elimden çekti, önlüğünü düzeltti. "Hangi sıfatla senden emir alacağım"
"Senin için söylüyorum nemrudun kızı". Dediğim lafla gamzeleri ortaya çıktı. "Bak kartaldan uzak dur, senin iyiliğin için söylüyorum"dedim, başını yüzüme yaklaştırdı. Fayda etmedi, yüzüne yaklaştım. "Emredersiniz yüzbaşım"
"Şimdi gidebilirmiyim izninizle"dedi, başımı salladım. Kapıyı açtı, yerime oturdum. Kafamı koltuğa yasladım. Gözlerimi kapattım, gözlerimi kapatmamla gülüşü gözlerimin önüne geldi. Kapı tıklandı, "GEL!!"
İçeriye devrim girdi, "rahat"
"Komutanım düğün saatine yaklaşıyoruz, haber vermek istedim"dedi, başımı salladım. Odadan çıktı, ayağı kalktım, arabanın anahtarını alıp, odadan çıktım. Doktoru gördüm, kartal doktorun elinden tutmuş. Arkaya götürüyordu, anahtarı cebime atıp arkalarından gittim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Yüzbaşım
De Tododoktorluk mesleğinde başarılı olan Eylül ceren Öztürk, arkadaşı Nehir ile tayinini isteyip Hakkari'ye gitmişlerdir, onları orda yeni bir hayat başlıyordur.