Yüzbaşı Ateş efe yıldırım'dan;
Sabah kalkar kalmaz duşa girdim, üniformamı alıp giydim, eylüle mesaj attım.Siz: güzeller güzelim uyandın mı yavrum?
Telefonu kapatıp, timi uyandırmaya gittim, "KOĞUŞ KALK!!!!!" Hepsi birden kalkıp hazır ola geçti, bu saate kadar çok. Bile yatmışlardı. "20 dakika içinde askeriyede olup eğitime başlıyorsunuz"diyip odama çekildim.
Telefonuma gelen mesajla telefonuma yöneldim, sigaramı çıkarıp balkonun balkonuna gidip sigaramı yaktım.
Hatunum: uyandım sevgilim, 5 dakikaya çıkacağım.
Siz:tamam güzelim haber et bana.
Hatunum:tamammm.
Dünden kalan mesaj takılı kaldı gözüme, Eylül'ün attığı videoya girdim, saçlarını tepeden toplamış mavi çiçekleri elbisesi ile şarkı söyleyip dans ediyordu yanında Hande ve nehir vardı, onları takmadan, doktora baktım.
Entarimi dar bictim
Yakasını dar kestim
Ne talihsiz başım var
Asker oğlana düştüm.Gördüğüm manzara ile dudağımın kenarı yukarı kıvrıldı, vücut hatlarını belli eden elbisesi ile kıvırıyordu. Fazla mı güzeldi yoksa benim gözümemi öyle geliyordu, video bittiğinde eylülden gelen mesajı gördüm.
Hatunum:ben hazırım
Hatunum:çevrim içi sin mesajıma baksana
Hatunum:EFE MESAJİMA BAKSiz: yavrum attığın videoyu izliyordum dalmışım çıkıyorum hemen.
Telefonu cebime atıp, kapıyı açtım, baştan aşağı baktım, çekinmeden baktım çünkü benim olan şeye bakarken izin olmadım hiçbir zaman, bu Eylül icinde geçerliydi.
Kaşlarını çatmış bana bakıyordu, botları giyip ona baktım, "niye bakmadın mesajlarıma"dedi sert sesi ile.
"Güzelim attığın videoyu izliyordum dalmışım"dedim tekrardan, güldü hafifçe, "ayrıca o çiçekli elbiseni benim yanımda giy sadece başkaları görmesin"dedim ama dinleyen kim.
"Neden ya"diye çıkıştı, elini tutup aşağı indik, arabanın kapısını açtım, bende binip arabayı çalıştırdım. Kollarını göğsünde birleştirmiş bana bakıyordu, "öyle bakma!"biraz daha öyle bakmaya devam ederse sağa çekicektim.
Daha daha bana doğru dönüp bakmaya başladı, sağa çekip dörtlüleri yaktım, kemerimi açtım. Yüzüne eğilip dudağına baktım. Gözlerimin içine bakmaya başladı, "bana öyle bakma, zoru kullandırma". Parmağını boynuma atıp gezdirdi, kulağıma yaklaştı, gözlerim kapandı. "Bahse varım öpemezsin"sesi içimi titretti, kulağımdan ayrılınca parmaklarımı dudaklarına atıp üstünde gezindirdim. Kulağına yaklaştım, "varım"dedim. Yüzüne doğru yaklaşınca güldü, yaklaştığımda kokusu buram buram geldi. konuşacağı sırada ensesinden kavrayıp dudaklarını dudaklarımla birleştirdim.
Ellerini boynuma attı, beklemeden ellerimi beline atıp kucağıma aldım, dudaklarında kor bir ateş vardı sanki, nefessiz kaldığı zaman dudaklarımdan ayrıldı, tırnağı ile boynumdaki damarların üstünden geçti. Kendine gelince üstümden kalkıp kendi yerine geçti. Aynaya bakıp dudağında ki ruju temizleyip, yenisini sürdü. Arabayı sürmeye başladım, elimi eline attım. Beklemeden parmakları ile elimi sardı, bacağının üstüne koydu.
"Babam..."dedi, "babam izin verir mi"dedi, "bilmiyorum güzelim ama zor". Ofladı, yüzü düşünce elimi çenesine atıp okşadım. "Güzelim üzülme gerekirse seni alırım canımı veririm ama seni alacağım"
Elimi tekrar tuttu, Bacağının üstüne koydu, askeriyeye girdiğimizde arabayı park edip indik, herkesin gözleri bize kaymıştı. Tim hızlıca yanımıza geldi, "KOMUTANIM, YENGEM HOŞGELDİNİZ!!" Can gür sesi ile bağırdı. "Bağırma lan sabahın köründe!!"Eylül atışmamıza güldü, "ben revire gidiyorum sevgilin görüşürüz". Alnını öptüm, içeri girdi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Yüzbaşım
Randomdoktorluk mesleğinde başarılı olan Eylül ceren Öztürk, arkadaşı Nehir ile tayinini isteyip Hakkari'ye gitmişlerdir, onları orda yeni bir hayat başlıyordur.