Eylül ceren Öztürkden;
Sabah çalan alarm saat sesi ile uyandım, gözlerimi zar zor açtım, yataktan kalkıp başımı ovaladım, dün yüzbaşının baba olduğunu öğrenmiştim, kadın evime girip sevdiğim adamı gözlerim önünde baba olacağını söyledi.
Aynadan gözlerime baktım şişmişti, elimi yüzümü buz gibi su ile yıkadım, gözlerimin şişliği birazda olsa inmişti, ama hala ağlıyabilirdim, içimdeki duyguları bosaltmam gerekiyordu, ya o kadına nefret kusucaktım yada yüzbaşına.
Üstümü giydim botlarımı alıp kapıdan dışarı çıktım, kapının önünde duran yüzbaşını gördüm, eli sargı bezi ile sarılmıştı, içim yandı. Yüzüne bakmadım tam gidicekken, kolumdan tuttu, "güzelim, yavrum bı dinle"
"Neyi dinleyeyim nasıl çocuk yaptığınızımı"dedim, haklıydım.
"Güzel kızım kurban olduğum yemin ederim ki onun saçının teline bile dokunmadım"dedi. Eli kolumu okşuyordu, elini yanaklarıma atıp alnımı öptü, "Allah belamı versin ki dokunmadım"dedi, ellerini tutup çektim, o ara babam çıktı yüzbaşına baktı. "Sen hangi hakla hala kızıma yaklaşıyorsun"dedi"Kızımdan uzak durucaksın asker!!!" Yüzbaşı konuşucakken, "bu bir emir"dedi. Yüzbaşı, "komutanım herşeyi isteyin ama bunu benden istemeyin"dedi.
Babam bana baktı, başımı salladım. Sert adımlarla gitti, işaret parmağımı kalbinin üzerine ve kendi kalbimin üzerine koydum, "eğer bu gönül senden nefret ederse başka yolun yok yüzbaşı"diyip apartmandan çıktım.İyi düşünmek istiyordum ama olmuyordu, o ultrason kağıdından sonra dünyam başıma yıkılmıştı, arabama binip askeriyeye sürdüm, kartımı gösterdim, kapı açılınca arabayı park ettim, revire girdim, önlüğümü giydim, içeriye kartal girdi, kolundan kan akıyordu, sedyeye oturdu, eldivenlerimi taktım, kolunu iyice açtım.
"Yüzbaşı baba oluyormuş"dedi, yutkundum, gülümsedim. "Hayırlı olsun"diyebildim sadece.
Yüzüme gelen saçımı iki parmağı ile çekti, yüzüne baktım. "Yardımcı olmaya çalışıyorum"dedi. Yüzbaşının sesi geldi, "sen benim dediklerimi algılayamadın galiba"dedi, tekrardan konuşmaya başladı. "Benim sevgilime, bir parmağın bir saç teline değse senin o yerini sökerim demedim mi"
Kartal güldü, içeriye Hande girdi, neşeli sesi ile ismime seslendi, "Eylülüm". Onu burda görmem le şok oldum, "Handem"
Hızlıca yanıma gelip sarıldı, saçlarını uzatmıştı, "sen ne ara geldin"dedim. "Tayinim çıktı, abini aradım, getirdi beni"dedim, sıkıca sarıldım. Yüzbaşına ve kartala baktı, kartal handeyi inceliyordu, yutkundu.Kartala elini uzattı, "Hande ben"dedi, kartal elini tutup sıktı, "binbaşı kartal"dedi, ardından yüzbaşına döndü, "yüzbaşı"dedi kısaca.
Ardından, "Eylül'ün sevgilisiyim"dedi. Hande gülümsedi, kartal izin isteyip çıktı, ardından yüzbaşı da gitti. "Eee nerede çalışacaksın"dedim, "eğer İlyas amca ayarlayabilirse burda!!"dedi heyecanla.
Hande ile konuşmamız bittikten sonra babamın yanına gitti, bu günde bitince lojmana geçip direkt yattım, o kadar yorgun ve halsizdim ki uykuya daldım direkt.
2 gün sonra
2 gündür yüzbaşından ses seda yoktu, onu düşünmekten kafayı yiyecektim, içeriye hızlıca giren nehiri gördüm, "DOĞRUYMUŞ!" Diye bağırdı, kaşlarımı çattım.
"Ne doğruymuş"dedim, içeriye devrim, Hande ve yüzbaşı girdi.
Yüzbaşı elindeki kağıdı bana uzattı, açıp incelemeye başladım, "sonuç negatif çocuk benden değil"dedi. Nutkum tutuldu, doğruymuş, gerçekten bebek ondan değilmiş gerçekten elini bile sürmemiş.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Yüzbaşım
Randomdoktorluk mesleğinde başarılı olan Eylül ceren Öztürk, arkadaşı Nehir ile tayinini isteyip Hakkari'ye gitmişlerdir, onları orda yeni bir hayat başlıyordur.