Yüzbaşı Ateş efe yıldırım'dan;
İyimi yaptım kötümü yaptım bilmiyorum ama bu 1 ay içinde kendime hakim olamıyordum, ilk defa annemden sonra bir kadına bu kadar düşeceğim aklımın ucundan geçmezdi.Çadırdan dışarı çıkıp ateşin karşına oturdum, Herkes çadırlarında yatıyordu, ama benim gözüme gram uyku girmiyordu, fermuar sesi gelince kafamı arkaya çevirdim, devrim geliyordu.
Yanıma oturdu, silahını temizlemeye başladı, "niye burdasın devrem"dedi.
Devrimle kara harp okulundan beri arkadaştık, kardeştik, dosttuk, ailem olmuştu, geceleri başını belaya soktuğu zaman gecenin kaçı olursa olsun her daima yan yana olurduk.Silahını köşeye koydu, "beni biliyorsun."dedim, evet beni tanıyordu ama sesinde başka başka sorular vardı, "vuruldun mu be devrem"dedi, o geldi aklıma doktor....
Düşündüm, cevap vermedim, başımı salladım, güldü, "ah be devrem bizim senle birlikte şehit olma hayallerimiz vardı. Nasıl bırakıcaksın şimdi doktor hanımı". Bizim bir sürü hayalimiz vardı, birlikte şehit olmakdı. Omzuma vurdu, "devrem ona zarar gelmesin"
"Gelmez devrem, benim yanımdayken gelmez"dedim, başını salladı. "Burdaki olaylar bitince geri dönüyoruz Hakkari'ye"dedim.
Sessiz kaldık bir süre, "var mı lan senin hayatında biri"dedim, dikleşti, "yok lan"dedi, vardı yok desede çoğu kişi yok diye bilirdi ama ben sesinden anlardım.
"Var lan sesinden anlarım ben kime tutuldun"
"Birşeyi bilmesen kendimi sikicem lan!"
Güldüm, "o biraz zor ve devrem".
"Lan taşşak mı geçiyon"sesi eğleniyor gibi çıkıyordu."O kadar yüzbaşıyız lan, bizim gözümüzden bişey kaçar mı"dedim.
"Devrem"dedi sessiz sessiz.Kafamı ona çevirdim, "vuruldum lan devrem, hemde ne vurulmak"
Güldüm, "öğretmene vuruldum lan"dedi, belliydi bakışlarından, o gün okula saldırı olduğu gün herşey açığa çıkmıştı, kendi canından çok sevdiğini düşünüyordu.
Güldüm, "iki tane belalı kadına aşık olduk lan yüzbaşı. Senin ki daha deli ama olsun"dedi, ardından, "delinin yanına deli yakışır"dedi.
Gülmeye başladık, "bu kızları babalarından almamız zor"dedi, "kaçırırım"dedim net bir şekilde.
"Siksende kaçıramazsın karşında albayın kızı var, öbür tarafa gitsen bulur seni"dedi, işin o tarafı da vardı.
"Neyse tertip hadi yatmaya, yarın erken kalkıcaz"diyip ayağı kalktı. Onunla birlikte bende kalkıp çadıra girdim, yatakta yatan bedene kaydı gözlerim.
İlk defa böyle hissediyordum.
Yavaşça yanına girdim, gözlerimi kapattım. Niye bilmiyorum ama dünden beri kabuslarım azalmıştı. Gözlerimi açıp son kez doktora baktım ardından gözlerimi kapatıp yattım.
.
.
.
.
.
.
Sabah kalkıp elime silahımı alıp dışarı çıktım, etrafa baktım. Görünürde birşey yoktu, herkes teker teker kalkmaya başladı, bizim çadırın fermuarı açılınca arkama döndüm doktor uyanmıştı, üstünde beyaz boğazlı kazak altında siyah eşofman vardı. Ne giyerse gözüme güzel gözüktüğü için bana birşey fark etmiyordu.Yanıma geldi, "günaydın"uykulu sesiyle konuştu, "günaydın güzelim". Gülümsedi, alnını öptüm, silahımı arkama aldım herkes uyanmıştı. "Hadi git birşeyler ye"dedim, "aç değilim sabahları canım birşey istemiyor"dedi, "güzelim birşeyler ye ki aç kalma, aç aç yola çıkamayız"
"Gerçekten canım birşey istemiyor, istese yerim". Israr etsemde itiraz etmeye devam etti, pes edip kahvaltısını yapmaya gitti. Telefonum çaldı, hakan albay arıyordu, açtım.
"Asker durumlar iyi mi orda"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Yüzbaşım
Losowedoktorluk mesleğinde başarılı olan Eylül ceren Öztürk, arkadaşı Nehir ile tayinini isteyip Hakkari'ye gitmişlerdir, onları orda yeni bir hayat başlıyordur.