Şuan bakıştığım kapı çocukluğuma hapis olan, gençliğimde ayaklarıma prangalar vuran ve sonum olacağını düşündüğüm evimdi.
Ev ne demekti? İnsanların yuvası , sevdiğini ve sevildiğini hissettiği yerdi. Ama burası bana hiç yuva olmamıştı ki. Asla sevildiğimi hissetmemiştim.
Dedim ya sonum olacağını düşünmüştüm. Ama şuan küçük elimin koca elinde kaybolduğu Miran ağa elimi hafif sıkarak bunun doğru olmadığını her zaman yanımda olacağını hissettiriyordu.
Derin bir nefes alarak konağa giriş yaptım. Gördüğüm manzara karşısında gözlerimin dolduğunu, aldığım nefesin bana zehir olduğunu hissettim.
Ben her gece onları düşünürken onlar hiçbir şey olmamış gibi mutlu mutlu avluda kahvaltılarını yapıyorlardı.
Tek tek gezindi gözlerim bu insanların üzerinde. Masanın uc kısmında oturan kız kardeşlerim ve kız kuzenlerim, masanın orta kısmında oturan erkek kuzenlerim ve abilerim, ve masanın diğer ucundaki aile büyükleri. Kahvaltı eşliğinde aralarında sohpet ediyor bazen de gülüyorlardı.
Sonra gözlerim tek bir kişide takılı kaldı. Masanın baş köşesinde oturan babam.
Baba her dil de her ırkta erkek çocuklarının idolü kız çocuklarının ise kahramanıdır. Ama maalesef her ailede aynı şey söz konusu değildi.Umursamadım. Neden beni sevmiyor? diye ağlamadım. Dik durdum yaşadıklarıma ve yaşanmışlıklarıma rağmen. Ben bı söz vermiştim. Evlilik kararı alındığı zaman asla eskisi gibi olmayacağıma her daim dik duracağıma dair.
Miran ağayı tanımayan yoktur. Bende tanıyordum. Herkesin onun hakında bir yorumu bir düşüncesi vardı. Kimileri tarafından zalim, kimileri tarafından yakışıklı olduğu ön görülüydü. Ama herkes tarafından bilinirdi ki Miran ağa çok merhametliydi.
Zalimliği sevdiklerine zarar verenlereydi. Zayıf insanları ezip güçlü olduğunu düşünen kimselereydi. Miran ağa hakkında düşüncelerim beni gülümsetirken birleşmiş olan ellerimize değdi bakışlarım. Gülümsemem daha da genişlerken yakışıklı çehresine çevirdim bakışlarımı.
O da bana bakarken göz kırpıp duruşunu düzeltti. Başını dikleştirirken ben de onun gibi dik durdum. Birleştirdiğimiz elini sıktım. Birlikte masada kahvaltı eden insanlara doğru yaklaşıp orda durduk.
-Hayırlı sabahlar. Diye sanki hiç üzülmemişim gibi mutlu mutlu konuştum.
-Hayırlı sabahlar güzel kızım diyen anneme alaycı bakışlarımı gönderdim. Anlaşılan halla yeni gelinine iyi gözükmek için çabalıyordu. Herkesle selamlaştıktan sonra salona doğru ilerledik. Zaten yemeklerini yemişlerdi.
Büyüklerin elini öptükten sonra direkt olarak kardeşimden mirzanın nerde olduğunu öğrenip odasına çıkıyordum ki
-Lolinnnn (Cidden yeğenlerim Rojin diyemedikleri için lolin diyorlar çok tatlıı)
Salondan gelen sesle arkamı dönüp dizlerimin üzerine çöktüm kollarımı minik bedenine sararken durmadan öptüğüm için kahkaha atıyordu.
Onu kucağıma alıp Miran ağanın yanına oturdum. Miran ağa mirzaya tıp tıp bakarken mirzanında ondan farklı bir yanı yoktu. Mirzaya Miran ağayı gösterip
-Mirza bak bu Miran abin
-Kocasıyım
HasbinAllah 3 yaşındaki çocukla 22 yaşındaki adamın kıskançlık sahnesini izlemek istemiyorum. Mirza onu takmadan bana döndü biz birlikte sohpet ederken Miran ağa yaman abimle sigara içmek için avluya çıktı. Salondaki teyzemin sözleri ilişti kulağıma.

ŞİMDİ OKUDUĞUN
ROJİN(Berdel)
ChickLithayatın her türlü acımasızlığına katlanmak zorunda olan güzel bir genç kız , ailesi yüzünden çektikleri yetmezmiş gibi en sonunda abisinin hatasına kurban edilir...