orenda +21

sonun hissi +18

"Buraya kendi isteğinle mi geldin?" diyen adam ile oturduğum yerde kıpırdandım. Birazdan yaşayacaklarımızı bilerek sohbet etmek çok gerici bir durumdu özellikle karşımdakinin
Efkan olduğunu bilmek

Efkandan köyümüzün büyüğü küçüğü kim varsa hürmet ederdi. Efkan sert bakışları soğuk tavrı ile korkunç görünmesinin aksine babasının köyde vakti zamanında yaptığı zulümlerinde bir payı vardı.

Efkan ise bir katil olarak anılırdı.  Herkes yiğit bir delikanlı desede arkalarından dediklerini efkan duymadığı için her gece şükür etmeliydiler.

Efkandan korkanların yanı sıra onu bu halleri ile çekici bulan bir hayli fazlaydı. Bunların da çoğu genç kızlardı.  Aileleri ya efkandan uzak durmaları için tembih eder ya da efkanın yatağına gönderirlerdi kızları.

Köyün üstünde bir tepedeydi efkanın evi tüm köye yukarıdan bakmanın hoşuna gittiği söylemlerini duymuştum.

"Kendim istedim gelmeyi, " Diye mırıldanaran bakışlarımı yerdeki kilime indirdim.

Evindeki soba harıl harıl yanıyordu.
Dışarıdaki fırtınadan nasibini alan bedenim bu sıcaklıkla mayışmıştı.

Saat 11 civarıydı. Ailem abime kız bakmak için teyzemlerin köyüne gidince bende soluğu burada almıştım. Elindeki içkisini yudumlayarak bana bakan adamdan ne kadar korksamda onu istiyordum.
Yani sanırım

"Korkuyorsun değil mi? " Diye sordu içimi okumuş gibi hafifçe başımı olumlu anlamda salladım. Ardından, "ama gitmek istemiyorum. " Dedim

Ağır ağır bakışlarını vücudumda gezdirdi.

"Beni tanımaman imkansız. " Dedi üstünlük kurmayı sevdiğini duymuştum bir çok kez

"Tanıyorum."  Kızların da onun yanına geldiğini elbetteki biliyordum. Bu her ne kadar köydeki fingirdek  kızlar gibi buraya geldiğim için kendimden utansam da efkan... Cümlenin devamı yoktu. Efkandan ötesi yoktu.

"Kaç yaşındasın? "
"19, " Dedim

"Ufacıksın, " Diye karşılık verdi.
"Gel." Dediğinde panikle gözlerimi kaldırarak  ona baktım.

"Madem bu kadar küçüksün önce seni bir sevelim. " Dediğinde yutkundum kalkarak oturduğu geniş tekli koltuğa yaklaştım.

Üzerimde diz kapağımın altında biten bir elbise ve hırkam vardı. Gözlerini ıslak elbiselerimde gezdirerek gözleri ile hırkamı işaret ettiğinde hırkamı çıkardım.  Yere bıraktım.

"Otur bakalım kucağıma, " Dediğinde bir an affalladım. Tek dizine mi oturacaktım. Yoksa arkamı dönerek kcuağına mı ya da ona bakacak şekilde bacaklarımı iki yana atarak mı?

Sessiz kaldığım da  tek kaşı havalandı.
"İkiletme!" Dedi sinirli bir şekilde
Yutkunarak tek dizine oturdum. Düşmemek için elimi omzuna koyduğumda "nefes al, " Diyerek elini yanağıma uzattı yanağımı hafifçe okşayarak baş parmağını dudaklarımın üzerinde gezdirdi.

"Seni sikmem için mi geldin? "
"Hıhı." Dedim zar zor

Baş parmağını dudaklarımın arasına itti. "Em, " Dedi itiraz istemeyen sert bir tınıyla dediğini yaparken "iki bacağını açarak otur, " Dedi

Bakışlarımı kaldırarak alttan ona baktım.  Benim neredeyse üç katımdı.
Geniş omuzları ince beli ve dolgun kalçası ile kızların neden dibine düştüğünü anlamak zor değildi. Bacaklarımı açarak kucağına yerleştiğimde başımdaki türbenti yere attı.

Kahküllerimi geri iterek saçımı okşadı.  Herkese böyle mi davranıyordu?

"Bu köyde sarışın sadece bir tane sanardım." Dediğinde yutkundum.