orenda +21

Bölüm On

"Ecdadını sikerim! " Aynı zaman da omuzlarıma kadar çekilen battaniye ile irkildim. Gözlerimi açtığımda Efkan yatakta dirseğinin üzerinde doğrulmuş kapıya bakıyordu. Kapı ani bir şekilde kapandığında bende yerimden kalktım. "Efkan kimdi o, " Dedim uyku sersemliği ile

"Merkezden arkadaşım. " Dedi yaban bir sesle bu durumdan pek hoşnut değildi sanırım.

"Ne güzel uyuyordum. " Dedim kendimi geri yatağa bırakırken, Efkan biraz öncekinin aksine  bu sersem haline gülümseyerek üzerime doğru eğildi. Dirsekleri üzerindeyken, alt dudağımı iki dudağının arasına alıp bir kaç saniye bile sürmeden geri bıraktı.

Yataktan kalkarak tekrar ciddi bir ifadesini takındı. "Uyu o zaman biraz daha, " Diyen sesi sertti.

"Eğer içeriye gelirsen, saçını başını topla üzerine düzgün bir şey giy, "
Diyerek yerdeki pantalonunu giydi. Kapıdan çıktığında bende gözlerimi kapattım.
Ama dolgun dudaklarının dudaklarıma olan teması zihnime düşünce gözlerimi tekrar açtım.
O siyah dar boxeri kalçalarını nasılda sarmıştı!

Uzun ve biçimli bacakları, dolgun kalçası ince beli karın kasları...

Omzu çok fazla olmasada kendi fiziğine göre geniş omuzları vardı.
Boyu da 1.85 civarı gibiydi. Belki daha uzun.

Keskin yüz hatları çene kemiği siyah kaşları ve siyah gözlerinin uyumu alt tarafımda derin bir sızıya yol açıyordu.

Mağarada, üzerimdeyken kalçalarını oynatarak bana sürtünmesi...
Belinin düzgülüğü ve yaptığı eylemin seksiliği,

Asıl bomba kemikli parmaklarının kalçalarını avuçlaması

Yutkundum. Nereden gelmiştim ben bu konuya!

Pantolonu giyerken eğildiği o an...
Başımı iki yana salladım. Yatakta ayağı kalktım. Üzerimi süzdüğümde gayet normaldi diz kapağımın altında biten etek ve uzun kollu body vardı.
Tamam belki biraz eteğin rengi solmuş olabilirdi. Üzerimdeki penyenin de kol kısımlarında ufak yırtıklar vardı. Ama bu eski olduğu için değil sürkeli bileğime kadar çekiştirip durduğum içindi.

Acaba arkadaşı kınar mıydı?
Rezalet bir halde değildim elbetteki ama belki arkadaşı kibirli biriydi.
Saçımı bileğim deki toka ile topladım, alt tarafımda ki sızı giderek artarken odadan çıktım.

Kapının sesi ile bana dönen adama varla yok arası tebessüm ederek, "hoşgeldiniz." Dedim.

"Hoşbuldum."  Dediğinde Efkanda, "gel lalin, " Dedi yanına çağırarak

"Sen gelsene bir şey söylemem gerek, " Dediğimde adam bakışlarını ikimizin üzerinde gezdirdi.

Efkan bir şey demeden yerinden kalkıp yanıma geldi. Birlikte odaya girdiğimizde, ona döndüm.

"Sen bana ne içirdin! " Dedim sinirle bu tepkim ile afalladı.

"Anlamadım? "

"Canım yanıyor sen bana bir şey içirmişsin. " Dediğimde yüzündeki belirsizlik devam ediyordu.

"Ben sana bugün yemen içmen için bir şey vermedim. Çayı bile sen demledin, " Dedi ama hâlâ ne olduğunu anlamamış olacak ki, "sorun ne? " Dedi ilgili bir sesle

"Sızlıyor." Dediğimde kaşları çatıldı.

"Ne? "
"Şeyim işte!" Dedikten sonra başımı öne eğerek kısık bir sesle, "biraz sızlıyor. "