Bölüm 16: Ekinsiz Halil

250 26 16
                                    

Adem Akıncı gözlerini açarken hemen baş ucundaki beylik tabancasına davrandı. Askeriyede geçirdiği günler ve aldığı eğitim onu en ufak seste ve harakette tetikte olmasına sağlıyordu.

Yatak odasındasındaki cam kapıdan dışarıya bakarken tanıdık adımlamaları duymasıyla silahı yerine bırakarak koltuk değneklerine davrandı. "Hakan!" diye büyük oğluna seslenirken uykulu gözlerle hemen babasının odasına koştu Hakan.

"Bir şey mi oldu baba iyi misin?" dedi Hakan hemen.
"Kapıya bakıver." dedikten sonra koltuk değneğiyle yavaş yavaş kapıya doğru yürüdü Adem Akıncı.

Kapı sanki alacaklı dayanmış gibi ardı ardına yumruklanırken etraftaki komşuları rahatsız etmemek için aceleyle kapıyı açtı Hakan.

"Ooo Akıncılar." derken alkolün etkisiyle hıçkırdı Halil.
Hakan "Bu ne şimdi?" derken "Hadi al kardeşini içeri." dedi Adem.

Hakan "Erkek mi oldun lan başımıza." derken kardeşinin ayakkabılarını çıkardıktan sonra içeri aldı.

Halil düz koridorda yamuk giderken kendini salondaki koltuğa doğru attı. Adem bey yavaş yavaş salona gelirken kendini oğlunun yanına bırakarak yavaşça oturdu. Oğlunun gür siyah saçlarını severken "Gönül meselesi galiba Hakan." dedi.

"Vallahi ilk gönül meselesinde kendi rakı sofrasına vuracaksa işimiz yaş." dedi  Hakan.

Halil oturduğu yerde sayıklarken Hakan can kulağıyla kardeşinin dediğine kulak kabarttı.

"Ekinnnnn!! Ekin!!!" diye sayıklarken Adem'in "Ekin?" demesiyle Halil etrafına bakmış sonra nerde olduğunu fark etmiş gibi "Ekin'im." diye ağlamaya başlamıştı.

Hakan kahkaha atmamak için ağzını tutarken babasının da gülmesiyle kısık sesle bir kahkaha attı.
Hakan "Adam on senedir Ekin diye ağlıyor helal olsun." derken "Hadi kardeşini odasına götür üzerini de iyice ört Hakan." dedi Adem.

"Eşşek sıpası kim bilir ne halt yedin de Ekin gibi sana toleransı sonsuz olan birini üzüp kızdırabildin." dedi Hakan.

"Abii eşşeğim ben." diye Halil sayıklarken Adem bey bi kahkaha koyuvermişti ortaya.

"Manyak vallahi manyak bu senin oğlun." dedi Hakan Halil'i odasına doğru sürüklerken.

"Hadi Allah rahatlık versin Hakan'ım sabah görüşürüz." dedikten sonra "İyi geceler baba." dedi Hakan.

Ertesi sabah Halil başında dayanılmaz bir ağrıyla uyanırken gözlerini açıp tavana baktı. Nerede olduğunu anlayamazken dünün anıları aklına dolarken suratını yastığa geri gömdü.

Odasının balkonuna çıkıp deniz havasını içine çekerken aklına düşen kahverengi gözlerle kendini armut koltuğuna bıraktı Halil. Ekin'i en yakın arkadaşı onu seviyordu. Aşığım demişti Ekin. Ama sen bunu göremeyecek kadar körsün demişti. Kördü cidden Halil. Ekin'in ona olan ilgisini sevgisini hissetmeyecek kadar kör ve sağırdı.

Halil'e bakarken parlayan gözleri, yanaklarının al al olması yan yana oturduklarında kedi gibi ona sığınması Merve'ye bakış şekli. Her şeyi Ekin'i ele veriyordu aslında.

"Nasıl nasıl anlayamadım." dedi Halil elini saçlarının arasından sinirle geçirirken. Bir de onu Oktay'ın yanına yakıştırmıştı. Bunu başka biri değil kendi ağzıyla söylemişti.

"Salak Halil salak." derken hışımla ayağa kalktı. Aşağıya merdivenlerden inerken abisinin mutfakta eşofmanıyla menemen yaparken babasını da YouTube'da sevdiği gazetecileri dinliyordu.

"Günaydın." derken abisinin doğradığı domateslerden bir tanesini ağzına attı Halil.

"Halil'im gel bir sarılayım sana." derken babasının kalkmasına izin vermeden sıkı sıkı sarıldı babasına Halil.

AKINCI (BxB)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin