Bölüm 4: Kakaolu Süt ve Ekin

244 30 15
                                    

Kerem ve Ekin okullarına yakın en sevdikleri kafede otururlarken Ekin ice latte komasına girmek için üçüncü kahvesini sipariş etti.

"Halil'den seni kaçırabildim sonunda. Kız arkadaş yapınca biraz uzaklaşır sanıyordum tam tersi daha çok yapıştı. Kocan olsa bu kadar olurdu yani."

"Ayy keşke olsa keşke. Bir şeyi yüz kere söylersen olurmuş derler liseden beri manifestliyorum ortada bir şey yok."

"Ekin. Bak artık bu çocuk sevgili yaptı. Halil'in ilişkilerinde ne kadar ciddi olduğunu sen biliyorsun. Lisede bile herkes gömlek değiştirir gibi sevgili değiştirirken bir buçuk sene ciddi ilişki yaptı bu çocuk. Üniversite son senede bir ilişki yaşamaya karar verdiyse kusura bakma ama bu iş evliliğe kadar gider. Üzülmeni istemediğim için söylüyorum. Ne var bir etrafına baksan yeni bir ilişki için denesen?"

Ekin Kerem'e üzgün gözlerle bakarken lattesinin pipetiyle oynadı dalgınca. O çok mu mutluydu bu durumda olmaktan? Halil'i her gün o kızla gördüğünde içi parçalanıyordu. En yakın arkadaşına aşık olmanın en kötü yanı buydu vazgeçemiyordu. Aşık olduğu Halil'den vazgeçse de en yakın arkadaşı Halil'den vazgeçemezdi.

"Hadi bir mucize oldu aşkımdan vazgeçtim diyelim. Anne ve babamın beklentisi beta veya omega bir kızla evlenip çoluk çocuğa karışmam. Yapamam Kerem."

"Betalarla takılan çok alfa erkek var. Elbet bulursun sende birini."

"Ben takılmak istemiyorum Kerem. Duygusal olarak ne kadar kırılgan olduğumu biliyorsun. Birine bağlandım mı bundan geri dönüşü çok zor olur. Ya beraber olduğum alfa ruh eşini bulursa? Hayatımın travması olur resmen."

"Eee ne yapacaksın Ekin? Hayatına devam etmek için Halil'in düğününü mü bekleyeceksin? En azından hoşlandığını belli et bir adım at. Hayatının en güzel dönemleri bu çocuğu beklemekle geçti."

"Artık belli etmem için çok geç kız arkadaşı olan birine yürüyemem. Hem olmasa bile yapamazdım ya ters teperse ve benden soğursa?"

"Bilmiyorum Ekin ama yavaşça arkana bak ve gerçekleri gör artık."

Ekin arkasına yavaşça dönerken havacılık fakültesinden bir sürü öğrencinin bir masada toplandığını gördü. Kafasını azıcık daha çevirdiğinde Halil'in siyah saçlarını fark etmişti.

Halil'le Merve öpüşüyordu. Öpüşmekten çok Merve Halil'i vakumluyordu. İnsan kalbinin kırıldığının sesini duyar mıydı? Ekin duymuştu işte. Kalbinin ortadan ikiye ayrılışının sesini duymuştu.

Kahverengi gözleri hemen dolarken önüne dönerek başını eğdi Ekin. Kimsenin onun bu halini görmesini istemiyordu.

"Ah benim canım arkadaşım naif arkadaşım." dedi Kerem. Ekin arkadaşına sarılırken bu sefer kalabalığın ortasında kendini Kerem'in boynuna gömerek sessizce ağlıyordu.

Başını Kerem'in omzunda dinlendirirlen şimdiden başı geri dönülmez bir şekilde ağrımaya başlamıştı.

"Ekin?"

Ekin duyduğu sesin etkisiyle gözlerini kapatırken hiç tepki vermeden öylece Kerem'e yaslanarak durdu.

"Ekin'im neyin var? Bak bakayım bana." dedi Halil endişeyle arkadaşına yaklaşırken.

"Halil Ekin iyi değil sen arkadaşlarının arasına dön ben ilgilenirim onunla." dedi Kerem alfayı uzaklaştırmak için.

"Ne demek iyi değil? Ekin konuşur musun benimle neyin var güzelim? Doktora gidelim mi istersen annem görsün bir seni ne dersin?"

Ekin gözlerini sıkıca yumarken Halil'in şevkatli sesini duymak ona hiç iyi gelmiyordu. Neden ilgileniyordu ki onunla bu kadar neden hiç yalnız bırakmıyordu onu? Neden ona bu kadar sevgi dolu bakıyordu?

AKINCI (BxB)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin