19

246 16 0
                                    

OY VE YORUMLARINIZLA DESTEK OLURSANIZ SEVİNİRİM.

YILDIZLAR HER ZAMAN PARLASIN.


"Her adım bir kıvılcımdır; kimisi sessizce söner, kimisi ise büyük bir yangını başlatır." —Anonim

(Lucia)

Chloe tamamen iyileşmiş ve danışmanlığıma geri dönmüştü. Altı aydır Pedro ile ileri seviye eğitimlere devam ediyordum. Her geçen gün biraz daha güçleniyor, gelişiyordum. Chloe harika bir dosttu, Pedro ise eşsiz bir yoldaş. İkisi de hayatımda önemli bir yer tutuyordu.

Ancak son zamanlarda, tüm düşüncelerim tek bir kişiye odaklanıyordu: Lucas. O, başka bir dünyaydı. Onunla her şey karmaşık ve bir o kadar da yoğundu. Uzun süredir onu görmemek, içimde bir boşluk yaratmıştı. İtiraf etmek zor olsa da... onu özlemiştim.

Birkaç gün önce derse geldiğinde kalbim deli gibi çarpmaya başladı. İlk iki gün boyunca yanıma yaklaşmadı, sadece uzaktan izledi. Ben de ona adım atamadım. Üçüncü gün ders bittiğinde, beni takip ettiğini fark etmedim bile. Odaya girdiğimde, çığlık atacaktım ki aniden ağzımı kapatıp beni kapıya yasladı. Kapı, ben ve Lucas... Tehlikeli bir denklem oluşturuyorduk. Gözleri içime işlediğinde, kalbimde bir kıvılcım oluştu. Bu onun yarattığı kontrolsüz alevlerden kalbime sıçrayan ilk kıvılcımdı.

"Pedro ile dersler sizi yakınlaştırmış," dedi, kaşları çatıldı. "Bundan hoşlanmadım."

"Bana hesap mı soruyorsun?" dedim, öfkeyle kaşlarımı çatarak. Uzaklığı kadar bu tavrı da canımı yakmış, beni yaralamıştı. Gözlerimiz kilitlendi, bakışlarında gizemli bir derinlik vardı, ama bu kez daha karanlık, daha tehlikeli bir şey de seziliyordu. Her gittiğinde biraz daha değişerek dönüyordu. Neler olmuştu?

Elimdeki çantayı yere bıraktı ve aramızdaki mesafeyi hızla kapattı. "Evet," dedi, sesi alçak ama kararlı. Bu tek kelimeyle odadaki hava iyice gerildi. Lucas'ın varlığı, içimdeki karmaşık duyguları daha da yoğunlaştırıyordu.

"Lucas, düşündüğün gibi değil. Pedro sadece bir dost ve rehber, tıpkı Chloe gibi. Başka bir anlamı yok," dedim, sesimdeki titremeyi saklamaya çalışarak.

Lucas'ın gözleri daha da derinleşti, inanmıyordu. "Onu seviyor musun?" diye sordu, bu soru kalbime ağır bir yük gibi oturdu.

Hiç tereddüt etmeden cevap verdim: "Hayır."

Bakışları bir an için yumuşasa da, içindeki öfke hâlâ yüzüne yansıyordu. "Keşke bu kadar özel ve değerli olmasaydın, S," dedi, sesi düşünceliydi.

"Sen de." Bu iki kelime dudaklarımdan düşünmeden döküldü. Lucas, cevabımı duyar duymaz bana doğru eğilip belimi kavradı, dokunuşu içimde karmaşık bir duyguyu harekete geçiriyordu. Utandığım için başımı çevirmeye çalıştım, izin vermedi. Hafifçe çenemi tuttu.

"Keşke beni dinleseydin," diye fısıldadı, sesi yumuşak ama uyarıcı bir tondaydı. "Sana Pedro'dan uzak durmanı söylemiştim."

Lucas, her zaman olduğu gibi mesafeyi koruyacak bir sınır koydu. Kontrolü asla bırakmıyordu.

Onun yakınlığında gözlerim kapandı, söylediklerini zar zor duyabiliyordum. "Lucas?" diye fısıldadım, nefesim daralırken.

"Fakat beni dinlemedin, S," dedi. Nazikçe belimi okşadı ve bedenim titredi. "Üstelik onunla aynı evde kaldın." Bu cümle, kafamda yankılandı ve gözlerim şaşkınlıkla açıldı.

İLK AŞK (Düzenleniyor)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin