Kerim panik içinde Ailesini kapıdan çıkarmaya zorluyordu. Sağı toplasa solu dağılıyor du sayım yaptı birşey eksik mi diye.
Kerim: çicek ,çikolata tamam takım elbise ,sizin elbise tamam." Babasına goz gezdirdi'" bu gelmese olmuyor mu?
Özge: obje olarak o da lazım abi allahın emri diyecek biri lazım(!)
Kerim: harbi mi?
Özge: tabi çicek ,çikolata ,baba, önemli bunlar.
Kerim: Ben kendime babalik etsem olmuyor mu?
O anda içeri Bora Bahtiyar ve Eşi Hande içeri girdi. Kerim'in kravatını düzelti Bahtiyar iki omzuna babacan bir tavırla vurdu.
Bahtiyar: vay be aslanım! Senide kaybettik ha!
Hande: öyle mi bahtiyar!!!
Bahtiyar: Gülüm senide dedim bende kaybolanlardayım demedim. Benu seni bulmakla anca kazanırım!
Hande saçlarını savurup içeriye gitti bahtiyarla Kerim birbirine sıçtık bakışları ile bakıyolardı. Bahtiyar Derin bir ah çekti.
Kerim: Bahtiyar abim geldi. " nihatı işaret ederek özgeye baktı" bu gelmese olmaz mı?
Özge başını iki yana sallayıp içeri giden Bora'nin peşine gitti. Bora'nın derdi su içmekti ama masadaki bir tepsi baklavayı görünce tadına bakmadan edemedi. O esnada özge girdi Bora'ya baktı.
Özge: işin gücün aşırmak!
Bora: " bora boş bir bakışla bakıp hafiften sırıtarak ağzına bir dilim daha baklava attı." Türkan sultanım bana birşey demez!
Özge: sen iyi sahiplendin ha bizim evi!
Bora: şu kaypak gitsin. Bende giderim merak etme!
'Gidermiydi' diye düşündü Özge nedenini bilmesede onun burada olması huzur veriyordu ona . Biliyordu babasının içinden o canavar çıktığında abisi olmasa bile korumak için o burdaydı. Özge hep güçlüydü ama mevzu ailesi olunca gücü çekiliyor titreme krizlerine giriyordu. Helede böyle bir dönemden geçerken. Burada olacak bir kaosu daha bünyesi kaldırmaya pek müsait değildi. Görevdeyken 2 3 adamla kavga edebilirdi. Eğtimde birebir dövüşte kazanırdı ama ne kadar nefret etsede babasına gücü yoktu. O yüzden Bora'nın varlığı hoştu.
Özge: karı gibi alıngansın Uzuner !
Bora: teğmenim kaşıma beni!
Yaklaştı özge ' kaşısana' demek geçti içinden saćma sapan bir şekilde ama sustu onun yerine kravatına uzanıp onu düzeltti.
Özge: kaşıma derdine düşecek zekan olsa önce kravatı düzgün takardın Uzuner!
Bora transa geçmis bir şekilde bakıyordu. Hiç birşey düşünemeden öyle boş bir şekilde gözleri ćekik çekik çok mu güzeldi. Siyah ve koyu kahve farla yaptığı makyaj yeşil gözlerini dahada mı parlatmıştı. Dudakları hep mi böyle pürüzsüz duruyordu yoksa sonradan mı olmuştu. Yüzü fazla mı pürüzsüzdü. Saçları hep böyle gece ile yarısir siyahlıkramıydı. Boynu hep kuğ misali uzun muydu. Bu kadar yakın olması iyi değildi Özge'nin Bora'ya istemediği şeyler düşündürüşü hoş degildi. Ayıptı bunca gün evinde kalıpta bunları düşünmesi ayıptı abisine yapacağı karaktersizlikti. Göz göz geldiler Bora baktı kaldı o derin yeşilliğe teslim etti buz mavilerini. Çekemedi anlık sonra ikiside öksürüp uzaklaştı birbirinden.
Özge: yürü de gidelim. Geç kalmayalım.
Bu bir iki gündür yaşanan bir durumdu. Gece Bora'nın uykularını bölen. Özge'ye istemsizce rüyalar gördüren bir durum. Hastanede Gece tutreme Krizine giren Özge'yi alıp narince saçlarını yıkaması ile başlayan bir durum. Bora için eski. Özge için yeni bir durum.
