17. Bölüm / Rüya!

63 4 0
                                    

Merhabalar, nasılsınız? 💐 Düşüncelerinizi paylaşmayı unutmayın lütfen. ❤️ Keyifli okumalar dilerim efenimm. 🥂

Evleniriz belki bir gün

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Evleniriz belki bir gün...
Çocuklarımız olur;
Bana benzer şair olur,
Sana benzer şiir olur.

~Cemal Süreya~

...

Şarkılar;

Yüzyüzeyken konuşuruz : Son seslenişim...

Yaşlı amca: Ve ben...

...

Devam ediyoruz... 🪄

Olduğum yer karanlıktı. Aynı zihnim gibi... Vücudumda derin ağrılar ve sızılar vardı. Ruhumda olduğu gibi... Yaralarım çoktu. Mühim olan iyileşmesi değil, iyileşse bile kalacak izlerinin var olmasıydı. Bu zamana kadar çektiğim acıların haddi hesabı yoktu. Hissiz ve duygusuz olmuştum. En azından ben öyle sanıyordum.

Onu görünce vücudum ve ruhum sızlıyordu. Sanki benliğim acılarımı öpmesini istiyordu. O öpse geçerdi. Sesi ilaçtı. Bunu kriz esnasında benimle konuştuğunda fark etmiştim. Sadece onu duydum, sadece onu gördüm... Daha önce geçirdiğim krizlerde sakinleştirici veriliyordu, çevreme zarar veriyordum. Çevreme zarar verdiğim için uyutuluyordum ama kimse kendime verdiğim zararın farkında değildi. Ben bile...

Ali farkındaydı. Çevreme değil, kendime verdiğim zararla ilgilenen tek kişiydi. İçimden bir ses, kendime verdiğim zararla çevremi yakabileceğini söylüyordu. Çünkü çevremin bana verdiği zararlar yüzünden bu haldeydim. Onunla iyiydim. O benimle iyi miydi? Bilmiyordum.

Karanlık odada huzursuzca kıpırdadım. Elimi komodinin üstüne atarak lambayı yaktım. Yerimde zorlukla doğrulurken başım dönmüştü. Aynı zamanda midem bulanıyor, bayılacakmış gibi hissediyordum. Bacaklarımı yataktan sarkıtarak çıplak ayaklarımı soğuk zemine değdirdim. İçim ürpermişti. Gözlerimi kapattığım an gibi üşüyordum. Kuruyan boğazımla yutkundum, "Ali..." dediğimde çenem titriyordu. Zorlukla ayağa kalktım. Loş odada kapıya doğru ilerledim.

"Ali," dedim tekrar. Odadan çıkıp merdivenlere doğru ilerlemiştim ki duyduğum sesle olduğum yere mıh gibi kaldım.

"O seni benim gibi sevemez," diyordu ağlayan bir ses. "Ondan nefret ediyorum!" diye bağırdığında Ali'nin sesini duydum. "Nilüfer, sakinleş artık!" diyordu, sesindeki merhameti tanıyordum. Arda vefat ettiğinde morgdayken benimle de bu ses tonunda konuşmuştu.

"Beni bıraktın," dedi Nilüfer'in acı dolu sesi. Gerçekten acı dolu muydu? Tartışılırdı.

Başımı merdivenlerden aşağı çevirdiğimde Ali'nin kolları arasındaki Nilüfer'i gördüm. Kötü görünüyordu. Ali ise onu ayakta tutmaya çalışıyordu. "Vazgeçemiyorum," dediğinde hıçkırdı. "sensiz nefes alamadığımı göremiyor musun?" Ali, Nilüfer'i bıraktı. Nilüfer onun önünde dizlerinin üstüne çöktüğünde bundan rahatsız olduğunu belirtir gibi gözlerini kaçırdı.

TIMARHANE KAÇKINIHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin