Barış karşısındaki adamın silahına baktı bir süre. O silahtan çıkan bir kurşun kolundaydı, diğeri de vücuduna saplanmaması için dikkatli olmalıydı.
Tarık silahı bırakıp gülümsedi Barışa, Barışın gücünün yerinde olmadığını iyi biliyordu. Barış ise hiç enayilik yapmaya niyetli değildi, İsmaile dokunduğu için o piçi hemen öldürmek istedi.
Silaha uzanıp almaya çalıştı ancak Tarıktan yediği tekme ile yere düştü öksürerek.
"Ah Barış ah, baban gibi delikanlı olamadın demek."
Barış öfkeyle babasını öldüren adama baktı. Onun babasını öldürme sebebinin, babasının Tarık'ın babasını öldürmesi olduğunu biliyordu. Bu yüzden onlardan uzaklaşıp gitmek istiyordu.
Ama Tarık kana susamıştı. Babası gibi Barışı da öldürmek istiyordu.
Yerde acıyla inleyen Barışın üzerine çıktı ve silahını alnına dayadı. Barış alnındaki silahla ciddiyetle ona bakıyordu. Ölmek umrunda değildi sadece İsmaile zaman kazandırmalıydı.
Ama şans Barışın yanında değildi, Tarık silahı tüm bedeninde sapıkça gezdirirken bir anda yana savrulmuştu.
Tarık a vuran bedene baktığındaysa bunun İsmailden başkası olmadığını görmek zor olmamıştı.