Konu ben olunca gözleri hiçbir şeyi görmüyor, sadece benim istediğim olsun götüm rahat etsin istiyorlar.
Hatta bir defasında bana göz ucuyla bakıp nezaketen gülümseyen bir çocuğa yükselip dövme girişiminde bulunmuşlardı.
Ben korkuyor muydum? Yo...
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
(Medya: Kandemir Kıraç... ....)
Kandemir Kıraç...
Anahtarımla kapıyı açarak yavaşça ittim ve içeriye girdim, televizyon açıktı ve sesini duyuyordum ama ek olarak mutfaktanda sesler geliyordu. Yavaşça kapıyı kapattık ve ceketimi çıkararak mutfağa ilerledim. Sinay mutfakta kendine yemek hazırlıyordu.
Kapı eşiğinde durup onu izlemeye başladım kollarımı göğsümde kavuşturarak. Üstünü değiştirmişti, tayt şort ve üstüne uzun beyaz bir tişört giymişti. Saçları açıktı ve arkada çalan müziğin ritmine kapılıyordu. Kıyafetleri yazlıktı fakat benim evim sıcaktı, o yüzden böyle giyinmesini kafama takmamıştım çünkü bende evde bazen onun gibi giyinip geziyordum.
En sonunda arkasını dönüp müziğe eşlik ederken beni görmüştü, aniden beni görmeyi beklemeyen kız sendeleyerek elini kalbine götürdü.
"Kandemir neden ses etmiyorsun of çok korktum!"
Gülümseyerek sandalyeye oturdum ve anahtarlarımı masaya bıraktım. "O kadar keyifli görünüyordun ki bozmak dahi istemedim." Dedim gülümseyerek. "Acıktın mı? Ne yapıyorsun?"
"Bi çeşit salata denebilir," dedi tezgahtan çekilip etrafı gösterirken. Çok temiz çalışmıştı.
"Dolapta yemek vardı ısıtıp yiyebilirdin uğraşmasaydın keşke," diyerek masadaki bardağa sürahiden su doldurdum. "Ya da dışarıdan söyleyebilirdin."
"Yiyecek tarzımız uyuşmuyor sanırım, balık yemem ben. Hem gecenin 12si çoğu restoran kapalı."
Suyu içtikten sonra elimdeki bol bardağı geri bıraktım. Sırıtarak, "alla alla ne yiyormuşsun sen." Dedim alay edercesine.
"Kandemir vejeteryanım ben," dedi göz devirerek.
Doğru ya, instagram biyografisindede yazıyordu vejeteryan olduğu. Malım ben.
"Haaa doğru unutmuşum paardon."
Ayaklanarak yaptığı şeye baktım. Nohut, marul ve yoğurt görüyordum sadece şu anlık.
"Neler var?"
"Gördüğün şeyler işte," dedi sırıtarak. "Salatalık ve birkaç çeşit baharatta var." Bir çatal alıp kaseye daldırdı ve ardından dolu çatalı bana uzattı. Onun elinden yediğimde çatal onda kalmıştı ve oda hiç iğrenmeden aynı çatalla kendide tadına bakmıştı. "Nasıl olmuş?"
