10: "BAY53"

626 42 68
                                    

medyada erkek güzeli var🤤
yeni fav balper fotom olur kendisi

çok ayri kaldik daha da kalcaz gibi hadi hayirlisi...
taslakta bolum bitti de☝🏻

*

"Allah için şu çocuğu artık öptüğünü söyle."

Alay konusu olmadan ortamda takılabilmenin rahatlığı ne güzelmiş ya.

"Ne münasebet be? Onu da mı ben yapacağım?"

Pelin ve insanlara illallah getiren prensipleri...

Ama bu konuda bir şey diyemiyordum. Çünkü bu kez ona hak vermekle birlikte, çıktığı adamı da günahım kadar sevmiyordum.

Ve bu denklem sonucunda bana mantıklı gelen tek bir çözüm vardı.

Kerem'i denkleme dahil edip Onur'u tek bırakmak.

Henüz bir yol katedememiştim.

"Hayatım sen öpemiyorsan seni öpmesini sağla. Sizin her ilişkinize de ben el atacaksam ohoo, yemin ediyorum bir kendime hayrım yok ya."

Azra kendi kendine söylenmelerine devam ederken önümdeki tatlıdan bir çatal aldım.

"Ne zaman gelecek seninki?" diye sordum karşımda telefonuyla pıtır pıtır bir şeyler yazan Pelin'e. Tam da sorduğum sorunun cevabını arıyormuş gibiydi.

"Onu konuşuyordum, sanırım gelmeyecek."

Ben gitmeden önceki muhtemelen son kız kıza kahve date'imizde Pelin, üç aydır konuştuğu Onur ile tanışmamızı istediğini söylemişti. Biz de müsaitse bir kaç saat sonra yanımıza gelebileceğini söylemiştik ve aldığımız bilgilere göre ilk başta tamam diyip şimdi kıvırıyordu.

Adama olan antipatim yüzünden kulağıma çalınan vesveseler içimi şüphe ile doldurdu ama bunu Pelin'e belli etmedim.

Yani ettim ama çok etmedim.

"Neden gelmiyormuş, daha önemli ne işi varmış?"

"Babasının yanında çalışmıyor mu bu? Sanki şirket yönetiyor havalara bak."

Dilimizin kemiği olmadığı gibi dur durağımız da yoktu anlaşılan. Felaket senaryorlarımıza kaldığımız yerden devam edecektik ama Pelin'in telefonuna gelen bildirimler lafı ağzımıza tıkıp ikimizin de bakışlarını kızılın elleri arasındaki telefona itmişti.

"Ne diyor?" Azra, sandalyesini çekip otobüsteki teyzeler gibi Pelin'in omzunun üstünden telefona bakmaya çalışıyordu.

Pelin'in yüzü de parmakları telefonda gezindikçe düşüyordu. Son bir şey yazıp cihazı masaya ters bir şekilde koyduktan sonra ortak aldığımız pastadan büyük bir çatal aldı.

"Galatasaray'ın maçı var gelemem diyor. Öküz işte."

Galatasaray maçı. Barış da oynuyor muydu acaba?

Ne yapacaksın oynuyorsa? Oturup maç mı izleyeceksin?

Yirmi beş yıllık hayatımda bir kere olsun maç izlememiştim ben.

Dün beni eve bıraktığından bu yana konuşmamıştık.

Neden konuşalım zaten?

"Ceyliiin? Ay gitti yine."

Hızlıca kendime gelerek Azra'ya döndüm. Sol kaşını kaldırmış kısık gözleriyle bakıyordu.

Bu bakışı biliyordum gayet.

Laz Öküzü | BAYHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin