arkadaslar +18 var bolumun icinde
istemeyen gecebilir🤗Barış'ın bir an önce evden gitmesi lazımdı.
Sihirli iksir mi içiyordu, yeni bir bacak mı çıkarıyordu ne yaparsa yapsındı. Ama bu dağınıklığa daha fazla ne kadar katlanabilirdim, bir fikrim yoktu. Normalde günlerinin çoğunu tesiste veya evinin üst katındaki koca bir odayı kaplayan, kendisine özel spor salonunda harcadığından evi pek dağılmıyordu.
Dağılsa bile oturduğu rezidansın haftada iki defa gelen temizlik şirketi sağolsun pırıl pırıl oluyordu her yer. Ama benimki mecburi bir tatil yaptığından ve de bu tatili benim evimde yapmaya karar verdiğinden şirket mirket falan gelmeyecekti. Ben kendi evimi kendim temizliyordum ve ilk defa Barış ile aynı evin içinde bu kadar uzun kaldığımdan çıldırmak üzereydim. Tam tamına beş gündür beraber kalıyorduk.
Çok. Dağıtıyordu.
Uyku tutmadığından onu uyutup aşağıda kendime bir film açmıştım ama ondan da sıkılıp ortalığı toparlayayım diye başladığım işin sonunda kendimi bulaşık yıkarken bulmuştum.
"Allah da bana sabır versin, ben hayatımda şu bir haftada yaptığım kadar temizlik yapmadım ya. Adam insan değil, baş belası. Bu nedir? Emine teyzem ne çekmiştir bundan ya, yazık vallahi yazık. Peygamber sabrı varsa demek kadında..."
"Bak sen?"
Sıçradığım sırada elimdeki tabak içi köpüklü suyla dolu olan leğene düştüğünde havaya uçuşan baloncuklar yüzüme kondu. Gözlerimi kırpıştırırken bir yandan da Barış'a sövüyordum.
"İn misin cin misin ya? Pat diye mi gelinir öyle, aklımı aldın Barış ya!"
"Yaa işte, ben adamın aklını böyle," Ağır adımlarla yanıma gelip burnumun ucundaki ve gözümün altındaki baloncukları parmağıyla sildi. "Alırım."
Bir anda gerçek anlamda burnumun dibine giren parmağı yüzünden gözlerimi kırpıştırmaktan başka tepki veremedim.
Fırsattan istifade hemen arkamdan bana sarılıp bedenimi göğsü ve tezgah arasında sıkıştırmıştı, hain.
"Ne yapıyorsun güzelim bu saatte?"
Kalçama bastırtığı kasığına odaklanmamaya çalışarak lavabonun içinden yeni bir tabak çıkardım. Hareketlerim sekteye uğramıştı.
"Ne yapıyorum sence Barış? Götünü topluyorum."
Büyük avucu yavaş hareketlerle belimi okşarken eylemlerimiz ve cümlelerimiz arasındaki uçurum beni güldürmüştü.
"Ben de onu soruyorum, neden bu saatte bulaşık yıkıyorsun saat gece iki."
Tabağı kenara koyup leğenin içindeki suyu değiştirmek amacıyla eski suyu döktüm ve musluğu açtım. Ellerimi havluya sildiğim sırada Barış, kalçalarımdan tutarak beni kendisine çevirdi.
"Uyku tutmadı." dedim kollarımı boynuna sararken. Parmaklarımla ensesine değdirdiğim an yüzünü buruşturup başını geriye attığında kıkırdadım. Ama kıkırtım kalçamda hissettiğim koca eli ile kesildiğinde etimi sıkıştırıp güldü.
"Seni uyuttum sanıyordum." dedim kısık sesle.
"Yanımdan kalkınca uyandığımı bilmiyorsun sanki."
Tuhaf huylarından biriydi bu da. Biriyle uykuya daldıysa o kişi kalktığında uyanırdı. O kişi hep bendim. Bir zahmet...
Yüzüm suçlulukla asıldığında parmağıyla çenemi kaldırdı, zaten zor uyumuştu...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Laz Öküzü | BAY
Fanfic"Seni ne doktorlar ne mühendisler, ne İtalyan'lar ne Fransız'lar istedi de..." Gözlerini devirip sahnenin ortasında, davul sesi eşliğinde çevresindeki otuz kişiyle oynayan adama baktı, "Şu aldığın öküze bak."