öncelikle herkes hosgeldi✨
COKgerildim.😬
"Allah belamı versin daha fazla içemem ben."
Tamam alkol almayı seviyoruz demiştik ama komayı girmeyi düşünüyoruz da dememiştik.
"İçersin içersin!"
Elime tutuşturulan tekila bardağı ile bakıştım uzunca. Ardından masanın etrafında ellerinde shot bardaklarıyla bana bakan düşmanlarıma baktım. Derin bir nefes alıp küçük bardaktaki acı sıvıyı boğazımdan aşağı gönderdiğimde şu gürültülü ortamda bile attıkları ıslık ve çığlıkları çok net duymuştum.
Ama tepki verememiştim çünkü midem ağzıma gelmek üzereydi ki son anda geri göndermiştim.
"Yarasın aslanıma! İyi geldi mi?"
Sorma Azra'cım, on numarayım.
Daha içmedikleri ama bana zorla içirdikleri tekilaların limonlarından bir dilim alıp kemirmeye başladım. Bu esnada tehditkar olduğunu düşündüğüm bakışlarımı da sıra sıra yüzlerine dikmiştim ama kimsenin beni umursadığı yok gibiydi.
"Bana tüm dünyayı içirdiniz, barda tekila kalmadı, siz neden içmiyorsunuz acaba?"
"Ceylo bugün senin günün ama ya bu kadar huysuz olunmaz!"
"Evren'e katılıyorum, bir tekila daha at kendine gel aşkım."
O tekilayı şimdi onun kafasına atmadığıma dua etsindi.
Tüm çabama rağmen dik bakışlarımdan etkilenmediklerine ikna olduğumda artık suya dönmüş kokteylimi elime alıp arkama yaslandım.
"Ceylin!"
Kafamı telefonumdan kaldırdığımda yanımda Büyük İblis'i gördüm. Küçük İblis de çaprazımda bodyguard'ımız ile bir şeyler konuşuyordu ama çoktan sarhoş olduğu on metre öteden belliydi. Zaten ne zaman üçümüz içmeye gitsek Evren'i de alırdık ki iki kadehe diğer tarafı gören Pelin'i sağlam tutabilelim.
"Kanka ya, şu Volkan'ın hesabına bir bakayım mı beş dakika?"
Yorum bile yapma gereği duymadan telefonumu Azra'ya uzattım. Ben umudumu kesmiştim artık Allah onu ıslah etsindi.
O, beş dakika önceki ben gibi deri koltukta arkasına yaslanıp telefonuma gömüldüğünde ben de etrafıma bakındım. Ama aradığım şey olması gereken yerde olmayınca sakin hareketlerim biraz fevrileşmişti.
"Ne yapıyorsun Ceylo?"
Hiç, mekanı bir de masanın altından inceleyeyim dedim.
Derin bir nefes verip koltuktan destek alarak yukarıya çıktım. Çantam yoktu.
"Çantam yok."
"Ne alacaktın ki?"
Evren ve Pelin'in organize tuhaf soruları beni yeterince germiyormuş gibi elimi attığım her yerin boş çıkması iyice panik olmama sebep oldu.
"Abi önemi var mı? Çantam yok!"
"Yav tamam kızım buluruz, Allah Allah?"
Ellerindeki içkileri masaya bırakıp benim gibi, ama daha sakin, masanın etrafına ve koltuklara bakındılar. Yoktu işte abi yok!
"Ya o çantada özel eşyalarım var Evren, kızım mızım deme bana!"
"Ben mi kaybettim çantanı anasını satayım?"
Sık nefeslerim eşliğinde durup ters ters yüzüne baktığımda yanında oturan Pelin, dirseğini Bay Boşboğaz'ın karnına geçirdi.
Ellerin dert görmesin ya kız kardeşim, bir de çenesine geçirsene.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Laz Öküzü | BAY
Fanfiction"Seni ne doktorlar ne mühendisler, ne İtalyan'lar ne Fransız'lar istedi de..." Gözlerini devirip sahnenin ortasında, davul sesi eşliğinde çevresindeki otuz kişiyle oynayan adama baktı, "Şu aldığın öküze bak."