Sabah alarmın çalmasıyla gözlerim kapalı bir şekilde alarmı çalan telefonumu bulmaya çalışıyordum. Alarmı kapattığımda bu sefer telefonumun çalmasıyla söylenerek gözlerimi açtım.Bir okul günüde normal uyansaydım diye söylenirken bugün haftanın son günü olduğu aklıma gelince sevinçle yataktan kalktım.Ve tabiki lanet olası telefon hala çalıyordu ani bir sinirle " Yine ne var ?" diye telefonu açtığımda ses tanıdık gibiydi ama kim olduğu hakkında hiçbir fikrim yoktu.Telefondaki ses evin önündeyim deyip telefonu kapamıştı. Aptal aptal etrafa bakmak yerine pencereden bakmak daha iyi bir fikirdi galiba kendimce gülümsedim ve baktığımda Riley'in kuzeni Louis vardı. Ilk olarak telefon numaramı nereden biliyordu. Son olarakda evimi nereden bildiği düşüncesinden geçtim.Beni niye almaya gelmişti.Ani bir hızla geri çekilip giysi dolabına yöneldim.Tek kelimeyle mal gibi kıyafetlerimle bakışıyordum.Elime gelen ilk kıyafetleri yatağın üzerine fırlatıp bornozumu alarak duşa girdim.(yukarıda kıyafetler var.)
Saçlarımı kurulayıp salık bıraktıktan sonra kıyafetlerimi giyip krem rengi kol çantamı alıp hızla evden çıktım.Nedense çantamı akşamdan hazırlama gibi bir huyum vardı.Reflesk olarak Louis'e gülümsedim.Bu gülümseyişte nereden çıktıysa."Günaydın"
"Oo Lydia bugün mutlu."
"Tabikide " arabaya bindim.
Uzun bir süre sessizlikten sonra "eee" diyerek gülümsedi.
"Gece eve girdiğim gibi yattım." gülümsedim.
"Lydia cidden onu sormadım.Riley ile yani şeyy.."
Kahkaha attım
"Aramızdaki şey aşk değildi sadece kendimi ihanete uğramış hisse.."
"Dün o yüzden mi berbattın ? "
Derin bir tebessüm etti.
"Şansınını zorlama Louis sadece biraz kötüydüm.Ve dün yani nasıl desem aslınd.."
"Seni öpmemden bahsediyorsun sanırım hataydı yani pekala."
"Hayır tam olarak öyle değil Louis sadece yanlış bir şey düşünm.."
"Tamam zorlama." dedi sertçe ve tek kelimeyle inebilirsin demişti.
Hangi ara gelmiştik ki dengemi sağlamaya çalışarak arabadan indiğimde hızla okula ilerledim. Herkes bana bakıyordu ve bunun bir tek sebebi ihanete uğramış olmam olduğunu sanıyordum.Ama yanıldığımın farkındaydım.
Ben hiç aşık olmadım ki olamam gerçekten bir kere olduğumda kendimi bir sene toparlayamamıştım.Galiba sadece korkuyordum.
Zaten Louis, Riley'in kuzeni olduğu için ciddi bir şey olamaz diye düşünmekle iyi mi ediyordum onu bile bilmiyorum.Olsa bile aynı genleri taşıyor değil mi sonuçta. Aynı olay onunlaykende olabilirdi.Ne saçmalıyorum ben ya kendimce gülümsedim. Dersin başlamasına yarım saat vardı.Kafeteryaya doğru yöneldiğimde arkadaşların yemek yediğini görmeme rağmen başka bir yere oturdum ve yemeğimin gelmesiyle ona odaklandım. Telefonumun çalmasıyla irkilerek telefona baktım Louis'di. Reddederek yeniden yemeğime döndüğümde karşımdaki saldalye çekilince merakla kafamı kaldırdım. Riley'di. Aldırmadan yemeğimi bitirip kalkıyordum ki bileğimden tutup "Lydia" demişti.
Yüzüne bakmaya devam ediyordum.
"Özür dilerim Lydia " dediğinde sinirle kolumu çektim.
"Ne için anlamadım ?""Bana aşık değildin."
Derin bir nefes aldı.Yüzümü avuçlarının içine aldı.
" Sana bağırdığım için ,seni üzmek istemezdim ayrılmak istediğimi söyleyecektim.Böyle görmeni istemezdim.Sadece biraz sarhoştum.Karıştı ortalık dün, yeniden özür dilerim."
Yüz ifadesinde hafif bir burukluk vardı.
"Sana aşık değilim Riley bunu bilmen iyi." diyerek yutkunduğum sırada arkamdan Lydia diye seslenilmesiyle Riley'in suratının aldığı ifade komikti.
Louis'e dönüp merak dolu bakışlarla baktığımda "işin yoksa kütüphanede görevliymişsin bugün yani şu kızıl arkadaşın öyle dedi."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ESKİ SEVGİLİMİN KUZENİ
Teen FictionLydia Riley'e sürpriz doğum günü yapıp tüm okulu Riley'in evine çağırmışken Riley'in kendisini aldatmasıyla bütün okula rezil olmakla birlikte o günki kurtarıcısı Riley'in kuzeni olur ve o günden itibaren kendine bile itiraf etmeye korktuğu Louis'e...