12- Oyun..

96 5 2
                                    

Aman Tanrım bu da neydi ? Louis bakışlarıyla üzerimdeki gömleği düzeltsemde sadece göğüslerimi kapatmıştım. Her ne kadar yanlış anlaşılsamda Riley de kalan kıyafetlerimi bulamamıştım ve duştan sonra nasıl olsa kimse yok diye Riley'in beyaz gömleklerinden birini giyip aşağıya inmiş ve hala şoktaydım. Ezra ve Louis'in burada ne işi vardı. Hızla kendimi toparladım. Yüzüme yalandan bir tebessüm yerleştirip Riley'in yanına oturdum.

"Selam "

Ezra panikle cevap verdi.

"Bu ne hal Lydia ?" Şaşkınlıkla ona baktım.

"Sanane " kendimden emin bir şekilde gülümsedim.

Riley , Louis'in bakışlarından rahatsız olmuş olacak ki hızla beni ayağa kaldırdı ve üst kata sürüklemeye başladı. Haha evet aynen beni sürüklüyordu. Bende izin verdim.

Hızla odasına soktu ve "bekle " deyip odadan çıktı. O ara çalan telefonumla Serena'nın telefonunu açtım.

"Efendim saat gecenin bir vakti ve sen arıyorsun."

" Iyi kapat o zaman Lydia"

"Tamam tamam kızma hemen ciddi değildim."

"Her neyse neredeydin sen ?"

Riley'deyim dediğim an Serena'nın telefonu hoparlordeydi ki bir oha sesi yükseldi.

"O kim Serena ?"

"He şey Amy " gülümsedim.

"Rahatsızlandım o yüzden ondayım sabah eve geçeceğim zaten yarın Cuma ve benim dersim yok."

"Tamam o zaman yarın toplanıp kız eğlencesi yapacağız."

"Ev partisiyse..."

"Ha..hayır barda tabiki. Kafa dağıtırız."

"Olur, haberleşiriz o zaman öptüm."
Telefonu kapattığım sırada Riley elince kıyafetlerle gelmişti.

"Hepsi senin zaten ve temizler."

"Teşekkürler"

"Önemli değil. Kahve ister misin peki ?"

"Ha.. yok sağol ben alırım giyineyim de."

"Pekala çıkayım ben Louis 'lerin yanına gideyim." Aptalca gülümsedi.

Kafamı aşağı yukarıya sallayıp onu onayladım.
Bütün kıyafetlerim duruyordu anlaşılan bunları gece yatarken giyemezdim ki. Her neyse Riley'in gömleğinın kollarını geri katladım ve elimdeki pijama tarzındaki gül kurusu rengindeki mini şortu alıp bacaklarımdan geçirdim tabi birde burada bıraktığım krem rengi babeti ayağıma giydik ve topuzumu açıp saçımı yandan ördüm. Telefonumu da elime alıp Riley 'lerin yanına indim.
Louis'in gözü hala üzerimdeydi ve rahatsız olduğumu belirtircesine ayağa kalktım ve mutfağa ilerledim. Kendime bu sefer hafif olması için sütlü kahve hazırlayıp iyi geceler diyerek üst kata geri çıktım. Tekrar giydiğim şortu çıkartıp gömlekle kaldım ve Riley'in yatağına uzanıp mp3 ümü çantamdan çıkarıp kulaklıklarımı taktım, bir yandan kahvemi yudumluyordum. Kahvemi kenardaki masaya bırakıp iyice yatağa yayıldım ve şarkıyı mırıldanarak gözlerimi kapadım.
Zar zorda olsa Riley'in beni uyandırmasıyla gözlerimi zar zor açtım. Sanırım yine kabus görmüştüm ve gözlerimdeki yaşları sildim. Riley yavaşça yatağa oturdu ve ellerimi tuttu. Sürahiden verdiği suyu içip yatağa tekrar yattım. Riley ise odadan çıkıyordu. Derin bir nefes alıp Riley' seslendim.
Eli kapı kolundayken bana döndü ve konuşmamı bekliyordu.

"Benim suçun değildi."dedim ilk başta anlamamış olacak ki kaşlarını çatarak bana baktı daha sonra ise cevap verdi.

"Tabiki hayır annenin babanı aldatması senin suçun değil ve sen babana yalan söylememek istedin. Kaza senin suçun değildi."

ESKİ SEVGİLİMİN KUZENİ  Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin