Uzun bir süre öylece bakakalmıştım, defalarca adımın seslenilmesiyle sadece Louis'e baktım. Önümde durmuş ve göğsü vücuduma değerken ki yüzümde hissettiğim nefesiyle irkildim ve şaşkınca ona bakmaya devam ettim. Önümdeyken kapıya uzandı ve omzumun üstünden kapıyı kapattığı gibi hızla belimi tutup beni salona doğru hareket ettirdi. Bende nedenini bilmediğim halde ona itaat ettim. Koltuğa oturdugumuz sırada Riley yoktu sanırım üzerini giymeye çıkmıştı. Merdivenlerden ayak seslerinin gelmesiyle o tarafa döndüm ve Riley geliyordu. Bu sefer kıyafet bulup giyinmişti. Mavi bir şort ve beyaz vücuduna yapışan bir tişört vardı üzerinde. Utançla önüme döndüm ve uzun bir süre kendime gelebileceğimi sanmıyordum.
Louis bunu fark etmiş olacak ki kahkaha atmaya başladı. Sinirle ona döndüm ve sertçe göğsüne vurdum.
Hala gülmeye devam ediyordu."Kes sesini, komik bir şey yok."
"Lydia.. " duraksadı gülerken konuşamıyordu tabi. " Riley'i gördün alt tarafı ve hala kendine ..."
"Louis kapatır mısın çeneni ?"
Daha cok kahkaha atmaya başlayınca sinirle ona bakarak gözlerimi kıstım.
"Ta..tamam ama bir şey soracağım."
"Sor yine ne saçmalayacaksın." Gülüyordu.
"Siz sevgili değil miydiniz yaaa ? Bu kadar şaşırman tuhaf. Tamam uzun zamandır görmüyorsun ama ilk defa gördüğün bir şey değ.."
Riley mutfağa yöneldiği sırada benim yerime cevap verdi ve adete ona minnettar bir şekilde gözlerimle teşekkür ettim.
"Özel hayatımız seni ilgilendirmiyor ve şuan onun hayatındaysan sadece şuan ki zamanla ilgilen."
Çarpık bir şekilde gülümsemişti.Sevgili olmuştuk ama bana hiç dokunmamıştı ki tamam yanımda birçok kez üstünü değiştirdiği olmuştu bu çok farklı bir şeydi. Ben yine düşüncelerimle savaşırken Louis'in omzumu dürtmesiyle irkilerek ona döndüm.
"Hıı ne oldu?"
"Kendinde misin diyecektim."
"Harikayım Louis." Zar zor gülümsedim.
Bu sırada Riley ise karşımdaki tekli koltuğa yayılabileceği kadar yayılarak oturdu ve hayranı olduğum çarpık gülümsemesini yaptı. O gülünce bir anda kendimi gülümserken buldum ve Louis bize bakıyordu daha doğrusu ne yaptığımızı anlamlandırmaya çalışıyordu. Ortamı toparlama düşüncesiyle ayağa kalktım.
"Ne içersiniz ya da yemek ?"
" Viski var mı ?"
Riley'in sorusu üzerine soran gözlerle ona baktım.
"Var da sana yok canım benim."
"Aman iyi ya istemiyorum sandviç yapsana bana " kafamı olumlu anlamda salladım.
"Louis sen ?"
"Ben tokum kahve alabilirim yaparsan yani "
"Anlaşıldı."
Mutfağa yöneldim ve ikisine de ne olur ne olmaz diye sandviç yapmaya başladım. Hızla iki kahve ve bir portakal suyu hazırlamaya başladım.
Servis tabaklarını ayarlayıp 10 15 dakika içerisinde geri döndüm ve sandviçleri Riley ve Louis'e verip içeceklerini de tabakların kenarlarına koyup kendi kahvemden bir yudum aldım ve önümüzdeki masaya koydum.
Onlar sandviçlerini yerken bende salondaki dağınıklığı toplamaya başladım. Yemeklerini bitirdiklerini görünce tabakları mutfağa götürdüğüm gibi salona geri döndüğümde Louis ve Riley fısıltıyla bir şeyler konuşuyordu. İçeri girdiğim anda fısıltılar kesilmiş ve anında konuyu değiştirmiş herhangi bir şeyler konuşmaya başladıklarında bende sadece onları dinliyordum.
Uzun bir süre oturduktan sonra Riley ayağa kalktı ve yanağıma ufak bir öpücük bırakıp konuştu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ESKİ SEVGİLİMİN KUZENİ
Teen FictionLydia Riley'e sürpriz doğum günü yapıp tüm okulu Riley'in evine çağırmışken Riley'in kendisini aldatmasıyla bütün okula rezil olmakla birlikte o günki kurtarıcısı Riley'in kuzeni olur ve o günden itibaren kendine bile itiraf etmeye korktuğu Louis'e...