Bölüm 7 "Not"

90 9 1
                                    

Korkudan akıttığım sessiz gözyaşlarıma, karanlık gece şahitlik etmişti. Bana bağırırken, sinirli bakarken daha az korkuyordum. Hıçkırıklarımı, iç çekişlerimi aldırmadan sakince elimi kavradı ve tenha yerdeki yalnız eve doğru yürüdük. Kapıyı kapatıp kilitledikten sonra ışıkları açmadan evin merdivenlerini çıktık. Evin bu hali şuan ki iç dünyamı yansıtıyordu, sessiz ve karanlık. Jason odanın ışığını açıp sakin ve acelesiz adımlarla yanıma gelirken sessiz hıçkırıklarım artık yaşadığım korkuyu dışıma vurmama yetmiyordu. Vücudum sarsılırcasına iç çekmeye başladığımda o hiçbir şey yokmuş gibi davranıyordu ve beni asıl korkutanda buydu. ''Jason.'' ''Şşhh.'' Eli acelesiz hareketlerle boynumda dolaşırken, soğuk dudaklarını çenemde hissettim. Üstündeki tişörtü vücudundan sıyırdığında, biraz sonra yaşayacaklarım yüzünden ağlıyordum. Işıkları söndürdü, eğilip bir kolunu bacaklarımın altından geçirdi ve kucağına aldı. Yatağa yattığımızda ben ağlarken o da beni dinledi. Geriye sadece sakin iç çekişlerim ve biraz sonrada sessizlik kaldı. ''Sakin ol, sana bir şey yapmayacağım.'' ''Sana güvenemiyorum.'' Küçük bir gülümseme sesi geldi ve derin bir nefes aldı. ''Sana en son ne dediğimi hatırlıyor musun?'' Cevap vermedim. Aslında hatırlıyordum ama bunu değil söylemek, aklımın bir ucundan geçtiğinde bile ürperiyordum. ''Seni istediğim ve bu gece benden asla uzaklaşamayacağın. Bu gece kollarımın arasında eskisi gibi ve son kez uyumanı istiyorum. Deniyorum ama beni tekrar sevmeni sağlayamayacağım.'' Şaşkınlıkla başımı kaldırıp yüzüne baktığımda gözlerini kapattı. Eski Jason gibi davranmıştı ve benden eskiden yaptığımız bir şeyi istemişti. Bende, son kez istediği bir geceyi ona verebilirdim.

Danny

Zorlu bir maçın ardından vücuduma fazlasıyla yüklenmiş olsamda, ortada beni gevşetebilecek bir kız yoktu ve içimdeki siniri çıkarmanın tek yolu kum torbasını yumruklamaktı. 267. yumruğuda attıktan sonra soluklanmak için yatağıma uzandım ve yorgunluğun ağırlığıyla gözlerimi kapattım. Telefonum harika zamanlamasıyla çaldığında arayan Paul'du. "Steph'in barındayım. Evden arabamın anahtarını getirmen karşılığında 4 şişe Victory?" "Teklif hoşuma gitmese ihtiyâr adam, bardan kalkıp anahtarını kendin alırdın." "Bunu biliyorum evlat, acele et." Üzerimdeki ıslak kıyafetleri çıkardım ve ılık bir duş almak için banyoya girdim.

Paul'un evine geldiğimde ışıklar yanmıyordu. Muhtemelen Amy'nin yetiştirmesi gereken siparişler olduğu için geceyi pastanede geçirecekti, Alexis'de uyumuş olmalıydı. Evin bana ait anahtarını kilitten çevirdim ve oturma odasına girdim. Masanın üstündeki anahtarı alıp cebime attığımda, üst kattan gelen basık telefon sesini duydum. Alexis'in uyanık olduğu düşüncesiyle, bu konuyu son kez konuşmak adına merdivenlere yöneldim. Kapıyı birkaç kez tıklattığımda ses vermeyince sabırsızca odaya girdim. Karşılaştığım ise boş yatak ve üstünde susmak bilmeyen bir telefondu. Ekrana baktığımda 'Grace' adında biri arıyordu. "Tanrı aşkına Alexis! Aramalarıma neden cevap vermiyorsun? Jason'ın Amerika'da olduğunu öğrendim ve sana bir şey yaptı sandım!" "Ne? Şu söylediklerini baştan alsana ve nefes almayı dene." "Sen. Sen de kimsin?" "Danny, şimdi devam et." "Alexis'i öpe..." "Evet, evet o benim. Lanet olsun anlatacak mısın?!" "Jason Amerika'ya gelmiş, Alexis telefonlarımı açmayınca ona zarar verdi sandım." "Jason kim? Alexis'e neden zarar versin?" "Eski erkek arkadaşı, ayrılmalarını kabullenmiyor ve tehlikeli biri sayılır. Bu da beni endişelendiriyor!" "Philadelphia'da evi veya kalabileceği bir yer var mı?" "Bilmiyorum, varlıklı bir aileye sahip. Belki öğrenebilirim." "Bekliyorum." Aramayı sonlandırıp, Evan'ı aradım. "Yarım saat içinde Steph'in barında ol. Yeni içtiğini biliyorum ama bunun için çağırmıyorum." "Yeni içtiğimi nerden biliyorsun?" Bir şeylerin devrilmesi ve Evan'ın inleme sesi geldiğinde gözlerimi devirdim. "Duş almadan gelme. Acele et, fazla zamanımız yok." Konuşmayı sonlandırdığım da, Grace zaman kaybetmeden aramıştı. "Philadelphia'da kalabileceği ev ya da başka bir yer yok. Oraya en yakın Teaneck ve Boston'da villaları varmış. Adresleri mesaj olarak atıyorum. Bana haber ver." "Görüşürüz." Hızlı adımlarla evden çıktım ve arabayı Steph'in barına doğru sürdüm.

Geldiğimde Evan arabasının önünde bekliyordu. Telaştan arabayı almasını söylemeyi unutmuştum ama neyse ki akıl edebilmişti. Bazen kafasının içinde beyin olduğunu bana kanıtlayabilmesi iyiydi. Arabadan inip bara girdiğimde kısa zamanda Paul ve Steph'in olduğu tezgahı farkedebildim. "Üzgünüm ama bu gece size katılamayacağım, bir işim çıktı." "Araba lazım olacaksa al, Amy bu gece pastaneden geç çıkacak." "Sorun değil Paul, Evan'ın arabası kapının önünde." Aceleyle arkamı döndüğüm de bir sorun olduğunu anlamamaları için tekrar onlara döndüm. "Bu iyiliğimi unutma, bir daha ki sefer o biraları dikmeden buradan çıkmayacağım." Tekrar kapıya yöneldiğimde, Paul ve Steph gülüyorlardı. Dışarı çıktığımda Evan, sigarasının son dumanını havaya verdi ve nereye gittiğimize dair hiçbir soru da bulunmadan yan koltuğa geçti. Arabayı çalıştırdım ve ilk durak olan Teancek'e doğru yola çıktık.

Alexis

Üşüyen vücudumun titremesiyle uyandığımda, Jason yanımda yoktu. Gözlerim yere savrulmuş kıyafetlerimi gördüğünde, üzerimde sadece iç çamaşırlarımın olduğunu farkettim. Aniden ayağa kalktığımda başıma giren dehşet ağrı, tekrar yatağa düşmeme neden oldu. Yavaş hareketlerle yataktan tekrar kalktım ve kapıya doğru yürüdüm. Kulbu çevirdiğimde kapı kitliydi. Buğulu gözlerim şimdi de kandırılmanın verdiği çaresizlikle sulanmıştı. Komodinin üstündeki not dikkatimi çektiğinde, zor da olsa okuyabilmiştim.

"Masumluğunun sana bu derece zarar verebileceğini hiç düşündün mü? Bana güvenmemekte haklısın bebeğim. Ayrıldığımız günden beri pek doğru bir adam olduğum söylenemez. Şimdi kendini fazla yormadan yatağa uzan, sana verdiğim ilaçlar etkisini zaman geçtikçe gösterecek. Şunu sakın unutma, sen sadece benimle güzelsin."

Asla Dövüşü DurdurmaHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin