Nihayet ağlamam kesilmiş, yerini boş bakışlara bırakmıştı. Dalgınlık, ne zamandan beri bu çocuk parkında olduğumu bilemeyecek kadar kafamı hapis etmişti. Her ne kadar bunu yapmak istemesem de, yine bir şeyleri düşünür olmuştum. Elimdeki telefonum titreştiğin de gelen mesajlara bakmak için ekran kilidini açtım.
1 Yeni İleti: Danny
"Neredesin? Seni almaya geliyorum."
Telefonu kapatıp banktan kalktım ve geceyi geçirebileceğim tek yer olan spor salonuna doğru yürüdüm.
Eskimiş kilitten güçlükle anahtarı çevirip içeri girdim. Soyunma odasındaki küçük kanepeye rahatsızca uzandım. Ağlamaktan ağırlaşan göz kapaklarım uyku için adeta çığlık atıyordu.
Belime sinen ağrının rahatsızlığıyla uyandım. Boksörler gelmeden olabildiğince hızlı adımlarla salondan çıktım. Geceden sonra tekrardan hayat bulan cadde de eve doğru yürümeye başladım. Ellerim isteksizce telefonuma gitti. Sadece, kendimi bunu yapmaya zorunlu hissettiğim için yapmıştım. Evin önünde ki kaldırıma oturup Jason'ın gelmesini bekledim.
2 saat kadar bekledikten sonra arabasını park ettiğini fark ettim. Burada oturarak beklemek için uzun bir süre olsa da kafamın içi o kadar dağınıktı ki, sanki buraya 5 dakika kadar önce oturmuş gibi hissediyordum. Benim için son bir gündür zaman kavramı yoktu. ''Neden yaptığımı sorgulayacaksan, şimdiden arabaya binip giderim.'' ''Hiç bir şey sormayacağım. Sadece buradan gitmek istiyorum.'' Aptallaşmış suratıyla ciddi olup olmadığımı anlamaya çalışırken, arabaya bindim. Yaklaşık 1 hafta önce zorla bindirildiğim arabaya. Yine aynı zaman süresince, zorla götürüldüğüm eve.
Danny
Dün gece bir şeylerin öldüğünü hissettim. Ben ve benim lanet korkularım. Yalnız kalmamak için elimden geleni yaparken, daha da yalnızlaşan ben. O pislik herifin yerini zor da olsa başka bir yoldan öğrenip onu bulduğum yerde gebertmek varken, bunu iğrenç bir şekilde Alexis'ten istedim. Ben korkularımı yaşamamak için, onu korkularına ittim.
Çalan telefonumu açtım. ''Danny, Evan'ın hastaneden çıkışı yapıldı. Seninle kalacaktı değil mi?'' ''Evet. Bekleyin, geliyorum.'' Hızla dışarıya çıkıp bir taksi çevirdim.
Hastaneye geldiğimde Aaron, Dean ve Evan kapının önünde bekliyorlardı. Karnındaki iyileşme sürecinde olan yaradan dolayı dik duramasa da iyi görünüyordu. Sarıldığımda kendimi fazlasıyla iyi hissetmiştim. Tekrardan taksiye bindik ve eve doğru yol aldık.
''İstediğin bir şey var mı?'' ''Her şey gayet iyi Danny. Yalnız sende iyi gitmeyen bir şey var?'' ''Alexis'ten Jason'a onunla birlikte olacağını söylemesini istedim.'' ''Doğrusu böyle bir aptallığın altında yatan ne merak ediyorum.'' ''Jason'ın yerini öğrenmekti. Söylediklerimde doğru değildim. Çok, çok saçmaydı.'' ''Fazlasıyla! Alexis nerede?'' ''Bilmiyorum.'' ''Dostum ben sana söyleyeyim. Şuan o Jason denen pisliğin yanında.'' ''Böyle bir şeye asla cesaret edemez!'' ''Doğru edemez. Ama onu Jason'a götüren cesaret değil. Zorunluluk hissi.''
Teaneck'te ki villanın önünde motoru durdurduğumda evin ışıkları yanıyordu. Hızla başımdaki kaskı çıkardım ve kapıya koştum. Durmaksızın kapıyı yumrukladığımda Jason'ın, içim de onu öldüresiye dövme isteği uyandıran sesini duydum. Kapıyı açmasıyla, yüzüne kafa atmam bir olmuştu. Kesintisiz direk yumruklarımla yere yığıldığında, karnına tekme atmaya başladım. Anı yaşayamayacak kadar kendinden geçtiğinde, Alexis hiç bir şey söylemeden yüzüme bakıyordu. Elinden tutup kapıya yöneldiğimde, hızla elini geri çekmişti. ''Burada mı kalacaksın?'' ''Seninle mi geleceğim?'' ''İstediğim tüm şeyler, asla doğru değildi.'' ''Doğru olmadığını biliyorum. Şimdi buradan gider misin?'' ''Gelmiyor musun?'' ''Gelmiyorum.'' Bilincini kaybetmiş Jason'ın üstünden atladım ve Alexis'in karşı koyamayacağı güçle elinden tutup evden çıkardım. ''Beni dinlemiyor musun!'' ''Sanırım.'' ''Nasıl benden böyle bir şey isteyebildin!'' ''Korktum! Lanet olsun ki korkuyorum yalnızlıktan. Doğru olmadığını kaç defa söylemem gerek sana?!'' Göz yaşlarını tekrardan tutamayıp ağlamaya başladığında, kendimden bir kez daha nefret ettim. Yeşil gözlerini yumup kendi hıçkırıklarını dinlemeye başladığında hiç düşünmeden, bir o kadar kendimden emin şekilde dudaklarına yapıştım. Sanki uzun zamandır ihtiyacım olana kavuşmuş gibi bir hissiyat edindim. Korkarım yasak meyvenin tadına bakmıştım ve ah! Bu güzel cennetten cezalandırılarak kovulacakmışım gibi. Yüzünü ellerimin arasına aldığımda daha sert davrandım. Sanırım cezalandırılmak umurumda değildi. Ancak bu güzel şeyi dünya üzerinde yalnızca ben tadabilmeliydim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Asla Dövüşü Durdurma
Ficção Adolescente"Oslo'da ılık bir eylül sabahına gözlerimi araladım. Geceden kalma yağmur damlaları penceremi süslemişti. İçimdeki aynı huzursuzluğu bu sabahta hissettiğimde, artık bu rutinliği değiştirmeliydim. Bedenimi, hislerime teslim ederek yeni yaşamımın baş...