Multimedyada bu sıralar çok dinlediğim ve sevdiğim bir şarkı var. Umarım sizde seversiniz :)
Keyifli Okumalar :)*****
Uzun bir aradan sonra tekrar üniversitedeydim. Kampüse girdiğim an içime bir sıkıntı düşmüştü. Dersin olduğu sınıfa gidip arkalardan herhangi bir sıraya oturdum. Profesörün gelmesini beklerken başımı sıraya koydum ve gözlerimi kapattım. Bir süre sonra yanımda bir hareketlenme olmuştu. Kokusundan onun olduğunu tahmin ettiğim için uyuyormuş gibi yaptım. Konuşmaya başladı. "Şunu belirtiyim senden özür falan dilemicem. Bu yüzden hemen esas konuya giriyorum. Öncelikle dün dediklerini düşündüm ve..." Nefes aldı. "Uyumadığını biliyorum. Bana bak." Hiçbir şey yapmadım. Geldiğinde nasılsam hala da öyleydim. Omzumdan sertçe tutup başımı kaldırdığında yüzümü ters yöne çevirdim. Ona bakmam için çenemi sıkıca eliyle kavrayıp beni kendine döndürdü. Çok güçlü tutuyordu. Canımı yakıyordu. Hemde her seferinde. Acıyla yüzümü ekşittim.
"Ben konuşurken bana bakıcaksın!" Gözlerinden alev çıkıyordu adeta. Sahra çülünün güneşi sanki onun gözlerindeydi. Fakat bende en az onun kadar öfkeliydim. Bu öfke dünden beri içimi yakıp yıkıyordu. Patlayabileceği yer arıyordu.
Öfke ve pişmanlık her yerimi sarmıştı. Pişmandım evet. Pişmandım çünkü onu affetmiştim. Katilimi affetmiştim. Biliyorum tekrar pişman olacaktım. Onu önceden nasıl affettiysem yine affedicektim. Ve benim bu halimin değişmeyeceği gibi oda değişmeyecekti. O ve ben hep aynı kalıcaktık. İlerisi olmicaktı. Aramızda bir şey olmicaktı. Biz olmiyacaktık. O, yine o olacak; ben yine onu seven aptal kız. O ve ben değil. Biz değil. Hiçbiri değil. Benimki sadece umuttu ve bunun gerçekleşme konusu ise imkansızdı. Fakat ben umut etmekten vazgeçmiyecektim. Bu yüzden en başında kaybediyordum. Hep onun yüzünden yeniliyordum. Onu sevdiğim için. Kalbime söz geçiremediğim için. Ve bu aşk, bu ümitsiz sevda benim sonum olacaktı. Ölümüm. Üzerime toprak atılmasının sebebi, öldüğümde arkamdan akan göz yaşlarının sebebi aşk olucaktı.
Gözlerim yanıyordu. Canımı acıtan onun çenemi sıkması değildi. Kesinlikle bu değildi. Fiziksel acı benim için artık hiçbir şeydi. Ona aşık olduğumdan beri bunun bir önemi yoktu. Asıl canımı yakan onu sevmemdi. Kalbimdi. Kalbim çok aptaldı. Bunu o da biliyordu ama vazgeçmiyordu. Geçemiyordu.
Gözlerim kendi içinde verdiği savaşı kaybetmek üzereydi. Onun gözlerine bakıp bunları düşünmek, onun yanımda olduğunu bilip onunla olamamak gözlerimin dolmasına sebep olmuştu. Tek gözümden ufak bir göz yaşı akarken derin bir nefes aldım ve ağlamamaya çalıştım. Burak çatık kaşlarını hafifçe kaldırırken elini çenemden çekti. Hızla akan tek göz yaşımı sildim. Onun önünde tekrar ağlayıp kendimi küçük düşüremezdim. Beni bir yerden başka bir yere fırlatmasına izin vermicektim. "Git. Sadece git."dedim. Sesim pürüzlü ve güçsüz çıkmıştı. Gitmedi. Bende çantamı alıp kalktım.
Kolumda hissettiğim elle titredim. Bu kadar ısrarcı olmamalı. Ona dönmeden kolumu çekmeye çalıştım. "Söylediklerimi dinlemeden gidemezsin." Vazgeçmiyecekti. Tekrardan oturdum. Çabalamam manasızdı. İstediğini almadan durmazdı. "Dediklerini düşündüm. Sana haksızlık etmişim. Konu o olunca sinirlendim. Onun hakkında söyledikleriniz... neyse ne olay bu işte. Sinirlerime hakim olamadım." Tepkimi ölçmek için bana baktı. Tepkisizdim. Ne demem veya ne yapmam konusunda bir fikrim bile yoktu. Ben bir şey demiyince o devam etti. "Bence tekrar deniyebiliriz." İşte şimdi biraz olsun şaşırmıştım. Bunu gerçekten düşünüyor muydu?
"Söyleyeceklerin bittiyse kalkıyorum."diyerek onun yanından hızla ayrıldım. Hayır hayır!.. bu sefer onu öyle çabuk affetmiyecektim. Ortadaki sıralarda bir kızın yanına oturdum. Kız bana sıcak ve içten gülümsemeyle baktı. "Merhaba ben Era."dedi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Sevmek Mi Ölmek Mi ??
Teen FictionHayatımda biri vardı ve ben onun için kendimden vazgeçtim. Her şeyimle o oldum. En sonunda kendimi unuttum...