Resimde Serkan var :)))
İyi okumalar Zevzek kuşlarım :)
*****
"Burası benim evim kovarım."
"Teknik olarak kiracımmsın."dedi gülümsemesi yüzüne iyice yayılırken.
Duyduğum yeni ve şok edici haber karşısında donup kalmıştım. Serkan üstüme gelmeye devam ederken şaşkınlıkla geri geri gidiyordum. İnanmak istemezcesine başımı iki yana sallıyor "Yalan söylüyorsun!" diyip duruyordum. Buna inamıyordum ya da inanmak istemiyordum.
Geri geri giderken koltuğun kenarına çarpıp geriye düştüm. Şaşkınlıktan ve karnımda oluşan sancıdan dolayı çığlık atarken Serkan arayı kapatmıştı ve kalkmam için elimi uzatıyordu. Elini tutsam mı tutmasam mı bilememiştim. Ona güvenmeli miyim ondan bile emin değildim. Acaba daha bilmediğim neler vardı.
Herkes benden bir şeyler saklıyordu. Etrafıma baktığım da sanki hiçbir şey bilmeyen bir tek benmişim gibi hissediyordum.
Serkan sıkılmış şekilde bana bakarken uzattığı eli indirdi. Üstüme eğilip kollarını gövdeme doladı ve beni kaldırdı. Yakınlığımızdan dolayı sertçe yutkundum. Kalbimin daha önce hiç bu kadar hızlı attığını hatırlamıyordum.
Serkan bacaklarımın arasında duruyordu ve beni daha sıkı sarmıştı. Bana iyice yaklaşmışırken kalbim o kadar hızlı atıyordu ki onun da sesini duyduğuna emindim. Serkan başını omzumun üstünden arkaya uzatınca kuruyan dudaklarımı yaladım. Sonra dudaklarımdan zorla çıkan 2 kelime döküldü. "Ne yapıyorsun??!" dedim şaşkınlıkla. Serkan beni kaldırırken hala cevap vermemişti. Kaldırıp yavaşça koltuğun kenar kısmına oturtturdu.
Elleri sırtımdan belime kayarken titredim. Yüzü bana iyice yaklaşıp mesafe kalmadığında nefes almadığımı fark ettim. Gözlerindeki mavilik odanın buz mavisinde daha da belirginleşmişti. O kadar koyu duruyordu ki... Sanki gözlerindeki sonsuz okyanusa yelken açmış gibiydim. Gözlerimi ondan alamıyordum. Adeta beni büyülemişti. Başını yana eğdiğinde beni öpeceğini anlamıştım. Fakat bu an büyüleyici bir mucizeyle bölünmüştü. Başımı hızla yana çevirdim ve çalan telefonun sesine odaklandım. Benim telefonum değildi. Serkan'ın dudakları yanağıma değdiğinde alevlendiğimi hissettim. Yanıyordum. Yanaklarım sanki bir alev topuna dönüşmüştü. Peki ya dudağımdan öpseydi o zaman nasıl hissederdim?! Eğer şimdi böyle hissediyorsam dudağımdan öptüğünde eriyip gider miydim?
Serkan benden ayrıldığında ağzından bir küfür savurdu. Ağzının içinde homurdanıp duruyordu. Elini cebine sokup hala çalan telefonunu açtı ve kulağına götürdü. Bu haline gülümsemeden edememiştim.
Serkan'ın ağzından sadece tek kelimelik sözcükler dökülüyordu. Telefondaki ne söylüyor bilmiyorum ama Serkan aldığı haber karşısında bayağı kızgın görünüyordu. Sık sık küfrediyordu. Bazılarını ilk defa duymuştum. Belki de az önceki anı böldükleri için onlara kızgındı. Ama benim kesinlikle böyle bir mucizeye ihtiyacım vardı. İlk öpücüğümü ona vermek istemiyordum.
Serkan telefonu kapatıp yanıma gelmeye başladığında etrafıma bakıp kaçacak yer aradım. Fakat ben bulamadan o çoktan yanıma gelmişti bile. Boynuma eğildi ve burnunu boynuma sürtüp "Tekrar görüşücez."dedi. Daha sonra boynumu uzun bir şekilde öptü. Gözlerimi kapattım ve bu etkiden kurtulmaya çalıştım. Onun hafif ter kokusuyla karışmış erkeksi kokusu insanı öyle bir etkiliyordu ki...
İlk defa tanımadığım bir erkeğe bu kadar yakın olduğumu fafark ettim. Zaten tanıdıklarımda arkadaşlarımdı. Aramızda diğer türlü şeyler olan yani bir sevgilim falan hiç olmamıştı. Tamam teklif edenler olmuştu ama öylesine bir ilişki yaşamak istemiyordum. Hem Buraktan hoşlanıyordum yani öyle şeylere gerek duymuyordum. Platonik takılınca sırtınızda yükte olmuyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Sevmek Mi Ölmek Mi ??
Novela JuvenilHayatımda biri vardı ve ben onun için kendimden vazgeçtim. Her şeyimle o oldum. En sonunda kendimi unuttum...