11 - Duyguların Sınırında

160 28 7
                                    

Resimde İstanbul var.. :))

Hayırlı okumalar ;)

******

Kapıyı yavaşça araladım. Şu an duygu karmaşası yaşıyordum. Ne tepki vereceğimi bile bilmiyordum. Sırıtıp içeri girdi. Bende kapıyı kapattım ve arkasından onu izledim.

Ne kadar şaşırsamda korksamda içimde bundan daha büyük bir şey vardı. Öfke. İntikam. Hızla ona yetişip önüne geçtim ve onu durdurdum. Adım attığında daha fazla yaklaşmasın diye ellerimi uzatıp göğsüne siper ettim. Kaşlarını çatıp ellerime baktı. "Ne oldu?"dedi ellerimi avucunun içine alırken. Baş parmağını yaralarım üzerinde gezdirirken ürperdim. Yine bir duygu karmaşası yaşıyordum.

Elimi hızla çektim. "Seni ilgilendirmez!"dedim sertçe.

Gözleri boynuma değdiğinde yüzünde alaycı bir gülüş belirdi. "İyi iş çıkarmışım. Biliyorsun dimi ben olmasam ölürdün. Bana borçlusun."

Gözlerimde alevlenen öfkeyle ona baktım. Farkında olmadan ona sert bir tokat atmıştım. Vurduğum yeri ovuşturup bana serçe baktı. Sinirimi alamamıştım. Tekrar vurmaya kalkıştığımda elimi sertçe tuttu. "Bunu bir daha yapmiyacaksın!"dedi. Sözleri de bakışları kadar sertti.

"Beni nerdeyse öldürüyordun ve şimdi de bana borçlusun mu diyorsun? Bir de hiç utanmadan evime geliyorsun. Bu nasıl bir yüzsüzlük utanmazlıktır? Sen ne biçim bir insansın?!?!" Öfkeyle bağırırken cevap vermedi bende devam ettim. "Ne oldu biteremediğin işi devam ettirmek için mi geldin? Defol git evimden. Seni istemiyorum. Senden nefret ediyorum."

Burak ellerimi tutup yavaşça aşağı indirdi. "Aslında senden özür dilemek için gelmiştim." Yüzüm anında yumuşarken hemen kendimi düzelttim. Bu kadar çabuk yelkenleri suya indirmemeliydim.

"Git evimden!!" Her heceyi her harfi vurgulayarak söylemiştim. Elimle kapıyı işaret ediyordum.

"Bak beni dinle. Öfke problemlerim var bir anlık sinir patlamaya sebep oluyor. Gözlerim kararıyor ne yaptığımı bilmiyo-"sözünü sert bir şekilde bağırarak kesmiştim. "GİİTT!" Onu kapıya doğru itmeye başladım.

"İstanbul dinle. En azından eskilerin hatrına." Kaşları benden yanıt beklercesine kalktı.

"Burak biz hiçbir şey yaşamadık."dedim sert sesimle.

"Biliyorum." Güldü. "Ama beni seviyorsun. Lisedeykende peşimden ayrılmadın. Hep beni takip ettin. Hakkımda bilgi toplamaya çalıştın." Ağzım şaşkınlıktan yavaşça açılırken o sözlerine devam etti. "Hatta eminim bu üniversiteyede benim için gelmişsindir. Sonra ben burda oturduğum için burdan ev kiraladın. Sırf yakın olalım diye. Benimle yüzleşmek için dövüş kurslarına gittin. Giyiniş tarzını, konuşma tarzını, davranışlarını falan değiştirdin. İtiraf etmeliyim bu kadar değişeceğin aklımın ucundan geçmezdi."dedikleri karşısında korkmuştum. Yani benim hakkımda bu kadar şey bilmesi beni şaşırtmış ama daha çok korkutmuştu.

Sertçe yutkundum. Tam ağzımı açıp cevap vericektim ama ben daha bir harf bile söylemeden o konuşmaya devam etti. "İstanbul benim için arkadaşlarından vazgeçtin. Ailenden uzağa taşındın. Benim için. Ama şimdi diyorsunki defol git evimden. Buraya vicdanım yüzünden geldim. Beni affetmen için. Sonsuza kadar bana nefret besleyemezsin." Bana sarıldığında şoka girmiştim. Sarılışına karşılık vermedim. Yavaşça yutkunup küçük bir nefes aldım. Ne diyeceğimi bilmiyordum.

"Hadi hazırlan ve benimle gel seni istediğin bir yere götürcem." Ben hala dikilirken beni odama doğru itti. "Hadii!"dedi sabırsız sesiyle. Açıkçası onun bu tavırlarına şaşırmıştım. İnsanın bir günde bu kadar değişmesi akıl almazdı. Hele ki onun. Ona güvenemiyordum. Bu işin altında bir iş vardı.

Sevmek Mi Ölmek Mi ??Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin