Uzun zaman sonra yekrar aranızdayım. Özledim sizi. Avealı olunca köyde internette çekmiyor. Bölümü normalde 4 gün önce yazmıştım. Annemin netini yiyiyorum şimdi. Yaşasın kötülükk.
Neyse uzatmayalım multimedyada Serkan ve Burak var. Şarkı olarak bu sefer Lorde'nin sevgili Açkık Oyunları için söylediği şarkı var.
Lorde - Yellow Flicker Beat sizlerle....
Güzel okumalar ve dinlemeler.
Gecenin 2sinde kapının çalınmasıyla herkes sessizliğe gömülmüştü. Normalde olsa korkmazdık ama buna benzer bir gerilim filmi izliyince cinayetler kan falan bizi korkutmuştu. Kimse kapıyı açmak için hareket etmiyordu. Kızlar beni dürtüp "Burası senin evin kapıyı sen açmalısın!"diyerek beni öne doğru itmişlerdi. Yavaş ve ağır adımlarla kapıya gittim ve elimi kapı koluna yerleştirdim. Kapıyı açtığımda ışıklar açık olmadığı için kimse görünmüyordu. Aniden birisi ağzımı kapatıp beni karanlığa çektiğinde çığlık bile atamamıştım.
Kızlardan sesler geldiğinde yardım için çığlık atıcaktım ama önümdeki alkolik herif buna izin vermiyordu. Eliyle ağzımı kapatmış nefes dahi almama izin vermiyordu. Eğer biraz daha böyle kalırsam bayılabilirim. Önümdeki adam yüzüme doğru eğilirken hala onun yüzünü göremiyordum. Nefesini yüzümde hissettiğimde alkol kokusu daha da keskinleşmişti. Nefes almadan ona bakmaya çalışırken kulağıma doğru eğildi. "Şimdi elimi çekicem ve sen ses çıkarmayacaksın. Anlaştık mı?"dedi. Başımı hafifçe salladım. Onun Serkan olduğuna inanamıyordum. "Şimdi arkadaşlarına bir bahane uydur. Çünkü benimle geliceksin."
Bunu yapmalı mıydım yoksa yardım mı istemeliydim? Ona güvenmeli miydim? Serkan bu hikayedeki iyi çocuk değil miydi? Belli ki birkaç sorunu vardı. Bence ona yardım etmeliydim. Burak'ın dedikleri umrumda değildi. Serkan'ın bu işte hiçbir suçu yoktu. Burak sırf onunla arasında olan sorundan dolayı böyle söylüyor ve davranıyordu. Serkan beni bıraktığında içerdeki kızlara seslendim. "Bir arkadaşımın çok önemli bir sorunu varmış. Onunla gidicem. Siz beni beklemeyin. Gelirim ben."dedim ve evden gerekenleri alıp çıktım ve beraber asansöre binip indik.
İnşallah bu halde motorsikletle gelmemiştir derken cebinden anahtar çıkarıp arabayı açtı. Tam o sürücü koltuğuna oturacakken onu durdurdum ve ben bindim. Bu halde araba sürmesine izin vericeğimi sanıyorsa gerçekten yanılıyordu. Yan koltuğa oturduğunda arabayı çalıştırıp "Nereye?"dedim.
Elindeki içki şişesini öne doğru uzatarak "Evee."dedi. Arabayı sürmeye başladım. O söylüyor ben gidiyordum. Evet ehliyetim vardı. Abim sayesinde kısa sürede alabilmiştim ama hala bir arabam yoktu. Oysaki abimin hem motoru hemde son model arabası vardı. Bu haksızlıktı. Bende bunları hak ediyordum. Neymiş benim için zaten ev tutmuşlarmışmışş. Kirada oturuyorum bahsettikleri şeye bak. Derin bir nefes alarak arabayı sürmeye odaklandım. Sinirlenince gaza biraz fazla basmıştım. İkimizde arabanın camından fırlamadan önce sakinleşmeliydim. Şükürler olsun ki önümüzde araba falan yoktu.
Göz ucuyla Serkan'a baktığımda sızmıştı. Gözlerimi devirerek arabayı kenara çektim. Dürtmeme rağmen uyanmıyınca elindeki şişeyi aldım ve üstüne döktüm. Sıçrayarak uyandığında başını arabanın tavanına çarptı. Ben ona gülerken o kendine gelip içkiden tekrar küçük bir yudum aldı ve geri kalanını üstüme boşalttı. Ufak bir çığlık atarken üstümdeki ince şeyden dolayı içim belli olmuştu. Ceketimin önünü kapatıp görmemesi gerekleri daha fazla görmemesini sağladım.
Bakışlarımı ona dönderdiğimde yüzünde eğlenir bir ifade yoktu. Ona ne olduğunu düşünürken o bana nereye gideceğimi söylemişti. Yolun sonundan sağa sapıp sağdaki 7.yoldan içeri sapıcaktım ve sondan 2. evinin önünde duracaktım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Sevmek Mi Ölmek Mi ??
Teen FictionHayatımda biri vardı ve ben onun için kendimden vazgeçtim. Her şeyimle o oldum. En sonunda kendimi unuttum...