18 - Oyun ve Sonuç

95 12 4
                                    

Selamün aleyküm gençlik. :)
Geç oldu ama güzel oldu bence :D

*Multimedyada İstanbul ve kıyafeti.

*Diğeride bugünlerde çok dinlediğim ve sevdiğim bir şarkı.
Lana Del Rey-Burning Desire
İnş sizde severek dinlersiniz. Sizin için en uygun yeri söylicem. Ya da hikayenin her anında da dinleyebilirsiniz. En iyisi öyle yapın. Bitince tekrar açın.

Neyse güzelce okuyun ve oylayın. Sizi seviyorum :* ;)

***********

Sadece içimden gelenleri güçsüz ve kısık sesimle söylemiştim. "Sana güveniyorum." Kelimeler ağzımdan kendiliğinden dökülmüştü.

Serkan gözlerini kısmış bana bakıyordu. Bir şeylerden emin olmak ister gibi bir hali vardı. "Ben ne yaparsam yapayım hala güvenir miydin?"dediğinde nerden geldiğini bilmediğim bir evet dudaklarımdan dökülüvermişti. Yüzünde küçük bir gülümseme belirirken beni serbest bırakıp üstümden kalktı. Nasıl evet dediğimi anlamış değildim. Sanki içimde başka biri varmışta o cevaplamış gibiydi.

Hemen elime ilk geçen şeyi bacaklarımdan geçirirken hala düşüncelerimle bir sonuca varmak için savaş veriyorduk. Serkan elindeki posetin içine kıyafetlerimi koyuyordu ve hala üstümde onun kıyafetleri vardı. "Kahvaltı hazırdır mutfağa gidelim."dediğinde şaşırmıştım. Kim hangi ara yemek hazırladı diye düşünürken hizmetçilerinin yaptığını fazla geçmeden anlamıştım. Mutfağa girdiğimizde kimseyi görememiştim ama masa gayet güzel donatılmıştı. Bir sandalye çekip oturduğumda Serkan da karşıma geçmişti. Önümüzdekileri yerken ikimizde sessiz kalmıştık. Yemeği bitirdiğimizde hemen yola çıkmış ve yine tek kelime dahi etmemiştik.

Gelmemize yakın Serkan "Demek gerçekten de Burak'la gideceksin!"dedi. Yavaşça başımı sallayarak onu cevapladım. Güldü. "Üzüleceksin"dedi bana acıyan bakışlarıyla.

"Ben zaten onun için yeterince üzüldüm. Fazlası olmuş ne yazar. Üzüntülerimin içine bir başkası daha eklenmiş olur. Çekicek olan benim."

"Bak sana ne olucağını anlatayım. Burak seninle değil başka kızlarla ilgilenicek. Sen yalnız kalıcaksın." Eve geldiğimiz için arabayı durdurdu. "Onu izliceksin. Gülüşünü görüceksin. Kızlara nasıl baktığını. Kıskanıcaksın ama sen ne yaparsan yap o bu huyundan vazgeçmicek. Sen ona bir şey söylediğinde o da sana kalbini kıracak şeyler söylicek. Ağlayasın gelicek. Gözyaşların artık dayanamıyacak durumda olacak ama o yanında olmicak. Ağlıcak omzun yokken ben karşına çıkacam. Titrek ve her an ağlayacak gözlerinle gözlerimin içine bakacaksın. Sonra bir damla yaş yanaklarından titrekçe süzülüp akarken gözlerini benden kaçırcaksın. Çünkü sen güçlü biri olduğun için birinin önünde ağlamamakta ısrar ediceksin. İnadın yüzünden bana arkanı dönüp gideceksin ve tekrar yalnız kalıcaksın. İnadın ve gururun yüzünden yalnızlığa mahkum olacaksın."

Sözleri kalbimi yaralarken yüzüne bile bakmadan arabanın kapısını çarpıp eve gittim. Asansör yerine merdivenleri kullanırken onun dediği gibi yalnızlığıma ağlıyordum. Haklı olabilirdi ama değişmiyecektim. Bu çok zordu. Merdivenlerden birine oturup sessizce ağladım. Ben hiç haykırarak ağlayamamıştım ki. Öyle alışmıştım. Her şeyi attığım gibi ağlamamın sesini de içime atıyordum. Çöpten farkım yoktu. Her şeyi içime atıyordum. Sonra bunlar bana fazla gelip patlıyordum. İçimdekiler boşalıyordu ama temizlenmiyordum. Onların kalıntıları -izleri- hala içimde oluyordu. Kokuları bir kere üstüme sinmişti. Artık çıkmazdı. Bu imkansızdı.

Yavaş yavaş ağlamam azalırken yüzümü iyice silip normal haline getirdim. Hiçbir şey olmamış gibi tekrar merdivenleri çıkarken omuzumdaki elle arkamı döndüm. Serkan elinde ki poşeti bana verip geri gitti. Onun gidişini izlerken kendimi sorguluyordum. Beni benden nasıl daha iyi tanıyordu ben onun hakkında en ufak bir şey bilmiyorken!?! O gözden kaybolduğunda bende kendi yoluma devam ettim.

Sevmek Mi Ölmek Mi ??Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin