***Resimde Burak'ımız var. ;)
Güneş ışığı tenime vururken gözlerimi kırpıştırdım. Yanımda bir hareketlenme olunca korkmuştum. Bakışlarımı yavaşça o yöne çevirdim. Burak yeni uyandığını belli eden bir gülümsemeyle bana bakıyordu. " Günaydın!"dedi uykulu sesiyle.
Şaşkınlıkla ona baktım. "Gittin sanıyordum."
Olumsuz anlamda başını salladı. "Sadece üstünü değiştirmen için dolabında kıyafet arıyordum. Geldiğimde çoktan uyumuştun."diyerek bakışlarıyla üstümü gösterdi. Değiştirmişti.
Yanaklarım kızarırken o pişkince sırıtıyordu. "Öyle bakma!!"derken yastığı başına geçirdim. Kahkahalarla gülmeye başladı. Sonra birden ciddileşti. Kaşlarını çatarak bana bakarken "Dolabında neden erkek kıyafetleri var?"dedi.
Sırıttım. "Sevgilimin."dedim. "Yani bir evde yalnız yaşamak istememin bir sebebi olmalı dimi?"diye ekledim. Gülmemek için kendimi zor tutuyordum.
"Sevgilinin başkasını sevdiğinden haberi var mı peki?"
"Bilmesini gerektiren bir şey yok bence. O kadar önemli bir şey değil sonuçta."dedim umursamaz bir tavırla.
Gülümsedi. "Onunla tanışmak için can atıyorum. Akşama çağırsana yemek falan yeriz."
Şaşkınlıktan ağzım açılırken "Ne?!"diye saçma bir tepki vermiştim. Hemen ekledim. "Hayır çağırmam ona söylersin."
Sinsice sırıtırken "Ona söylemezsem Boraya hem sevgilin olduğunu hem de beni sevdiğini söylerim."dedi tehditkar sesiyle.
Dudaklarımı kemirmeye başlamıştım. Off ne yapmalıydım. Sahte sevgili mi? Hayır işler daha da boka sarır. Hızlı düşünmem gerekiyor. "Tamam... tamam! Yalan söyledim sevgilim yok. Hiçte olmadı. Kıyafetler abimin. Taşınmadan önce araklamıştım."diye itiraf ettim. Uzatsa mıydım acaba?
Burak'ın kaşları şaşkınlıkla kalktı. "Yalan söyleme sevgilin olmuştur. Bu güzellikle erkeklerin peşinden ayrılmaması lazım." Şimdi şaşırma sırası bendeydi. Bana iltifat mı etmişti. Hemde Burak Aksoy. "Kabul etmedim ve soğuk davrandım."diye açıklamada bulundum.
"Şimdi sen kimseyle öpüşmemişsindir de."dedi alayla. Suratım kızarırken kendimi ele vermiştim. Kendinden emin bir gülümsemeyle "İyi!"dedi ve yataktan çıktı. Üstünde t-shirt olmadığını daha yeni fark ediyordum. Altında abiminkilerden biri vardı. Bu öpüşme muhabbetinden sonra pek iyi olmamıştı. Ona bakarken farkında olmadan dudağımı ısırmıştım. Burak saatine bakarak "Görünüşe göre bugünde okula gitmiyoruz."dedi. Keyifli bir hali vardı.
"Neden?"diye merakla sordum.
"Saat 2ye geliyor."sonra başını kaldırıp bana baktı. Yüzünde muzip bir gülümseme belirirken ne düşündüğünü çözmeye çalılıyordum. "Telefonunu versene! Seninle yarım kalmış bir işimiz var."dedi.
Kaşlarımı çattıp ona baktım. "Ne işi?"diye sordum şüpheyle. Ver işte diye sert bir bakış attığında ağır hareketlerle telefonumu bulup ona verdim. Neye baktığını bana göstermiyordu. İyice meraklanırken telefondan şarkı sesi yükseldi. Burak bana yaklaşarak "Gece pek dans edememiştik."dedi. Sonra beni birden kendine çektiğinde ellerim çıplak göğüsüyle buluştu. Yavaşça ellerimi ona dolarken beni iyice kendine çekti. Fısıltıyla "Neden bunu yapıyorsun?" dedim. Sesim fazla umutsuz ve çaresiz çıkmıştı.
"Sana bir şans vermeye karar verdim."diye sessizce kulağına fısıldadı.
"Neden? Neden şimdi? Anlayamıyorum!!"diye devam ettim aynı sessizlikle. Sesim çok acınası çıkıyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Sevmek Mi Ölmek Mi ??
Novela JuvenilHayatımda biri vardı ve ben onun için kendimden vazgeçtim. Her şeyimle o oldum. En sonunda kendimi unuttum...