Bu bölümü tekrar yazdım çünkü önceki bölüm aşırı derecede saçmaydı. Şimdi ki daha çok hoşunuza gider inşallah.
İyi okumalar ;)
******
O konuşmadan sonra Burakla konuşmaya fırsatım olmamıştı. Çünkü sınıftakiler beni gülerken gördüğü için artık yanıma gelmeye cesaret etmişlerdi ve çocuk gibi bir sürü soru soru soruyorlardı. Ayrıca Semada yanıma geliyordu ve beni zorla bahçeye İyi hoş güzel temiz hava falan ama etraftaki erkekler çok sinirimi bozuyordu. Sanki hiç kız görmemiş gibi bakıyorlardı. Hepsi abaza bunların. Tabi aralarında yakışıklı olanlar da vardı. Yani bende bakmıyor değilim şimdi ama onlar kadar da bakmıyorum. Çoğu kişi parasıyla geldiği için etrafta aptal çoktu. Zengin züppe çocukları işte. Paraları var okuyorlar. Bence haksızlık. Tamam bizde fakir değildik hatta bende parayla özel üniversiteye gidebilirdim ama çalışıp çabalayarak kendi emeklerimle gelmek istedim buralara. Sonuç olarak başardım da.
Sema ile yine banka oturmuştuk. Sema bana heyecanla bir şeyler anlatıyordu. Görüşmediğimiz süre zarfında ne olmuşsa anlatıyordu hemde en ince ayrıntısına kadar. O anlatırken bende elimdeki çikolatayı yiyordum. Sema anlatıyordu bende başımı sallıyordum ve gülünecek yerlere gülüyordum. Burak'ı gördüğüm anda bütün dikkatimi ona vermiştim. İki gündür derslere girmiyordu. Merak etmiştim. Pür dikkat ona bakarken gözgöze geldik. O bana şüpheyle bakarken bende hiç gözlerimi ayırmadan ona ruhsuzca bakıyordum. Omuz silkerek gözlerini benden ayırdı ve bende ona bakmayı kestim.
İki ders sonra onunla aynı derse girdik. Bu ders Burak'tan olabildiğince uzağa oturdum. Sıra olarak aynı hizadaydık. Sol tarafımda kalıyordu. Derste hiç onun olduğu tarafa bakmadım ve yüzüme de ciddi soğuk bir maske takındım. Böyle olmayı sevmeye başlamıştım. Ayrıca bi ihtimal benim bu değişken tavırlarım Burak'ın dikkatini çekmiş olabilirdi.
Dersin ortasına doğru sınıfa biri girdi. Şanslıydı çünkü bu dersin hocası anlayışlı biriydi. Derse geç girenlere falan kızmıyordu. Çacuk yanıma geldi. Hiç kimse oturmasın diye yanıma koyduğum çantayı alıp sıranın üstüne koydu ve yanıma oturdu. Tek oturmak güzeldi. Daha rahat oluyordu. Ama bu kendini bilmez yanıma oturmuştu. Hiçbir şekilde çocuğun suratına bakmamıştım ve bakmamakta kararlıydım.
Çocuk"Çantanı alıcak mısın?"dedi sesi kalındı ama aşırı değil. Sert çıkıyordu biraz. Çantamı aldım ve kucağıma koydum. Sinirlenmiştim ve bu tavırlarımdan anlaşılıyordu. "Böyle olmanın sebebi ne?"dedi yanımdaki. Yüzümü ona döndürdüm ve en dondurucu bakışlarımla ona baktım. Fena değildi. Siyah saçlı beyaz tenliydi ve sanırım gözleri maviydi sanırım. Tatlı bir yüzü vardı. Yüzü son derece pürüzsüzdü. Dudakları pembemsiydi ve çok şeker oluyordu. Ama sert bir yüzü vardı.
İkimizde birbirimize sert sert bakarken gözüm arkadaki kişiye takıldı. Burak yine başını sıraya yaslamıştı. Bizi izliyordu ama bana bakmıyordu daha çok yanımdakine. Gözgöze geldiğimizde hiçbir tepki vermedi ve yanımdakine bakmaya devam etti. Niye ona bakıyordu ki şimdi. Bakışları kızgındı. Aralarında sorun olduğunu anlamamak için aptal olmak gerekirdi. Yanımdaki çocuk benim baktığım yöne doğru baktığında gülümsedi. Burakta ona gülümsemeyle karşılık verdiğinde aralarında bir şey olduğunu kendi kendime kanıtlamıştım. Umursamıyormuş gibi bakışlarımı önüme çevirsemde aklımda ne olabileceği hakkında milyonlarca çılgın düşünce vardı.
"Ciddiyim neden bu kadar soğuksun. Son zamanlarda dikkatimi çektin. Yani o kadar soğuk kibirli ve kızgın duruyorsun ki bazen bakışlarından korkuyorum. Fakat yanına arkadaşların gelince onların yüzüne gülüyorsun. Pek gerçek olmasada gülüyorsun. Diğerlerine karşı bu kadar soğuk olmanın nedeni ne?"dedi yanımdaki şahsiyet.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Sevmek Mi Ölmek Mi ??
Roman pour AdolescentsHayatımda biri vardı ve ben onun için kendimden vazgeçtim. Her şeyimle o oldum. En sonunda kendimi unuttum...