Bölüm 26: yanlış anlaşılmalar

287 57 21
                                    

Sizi çok bekletmeden yeni bölümle geldim!

Bence uzun bir bölüm oldu. Rica etsem oy verip yorum yapar mısınız? Bölüm yazarken daha çok motive oluyorum.

Keyifli okumalar!

Kendimi yapayalnız hissediyordum. Hala bahçenin ortasında duruyor ve Aren'in bıraktığı boşluğu izliyordum.

Ağzımı açıp da abim kopardı diyememiştim. Korkmuştum çünkü. Aren'in benim için üzülmesini istemiyorken kırılmasını sağlıyordum.

Bulutlara bakarak gözyaşlarımı geri göndermeye çalıştım. Ağlayıp da bir şeyleri zorlaştırmak istemiyordum.

Derin bir nefes vererek omuzlarımı çökerttim. Binaya doğru adımlamaya başladığımda sadece birkaç öğrencinin bahçede olduğunu gördüm. Onlar da yavaş yavaş toparlanıyordu. Zilin çalmasına az kalmıştı.

Okul binasına girdiğimde vakit kaybetmeden merdivenleri çıktım. Birde derse geç girmek istemiyordum.

Yüzümdeki kırık ifadeyi silmeye çalışarak sınıfa girdim ve kimseyle göz göze gelmeden Eymen'in yanına geçtim. Çantamdan eşyalarımı çıkarıp sırama koydum ve arkama yaslandım.

"Neyin var Eylem?" Eymen başını eğerek benimle göz göze geldiğinde yüzündeki merak dolu ifadeyi gördüm. "Olanları benimle paylaşmak ister misin?"

Gülümsemeye çalışarak omuz silktim. "Yok bir şey."

"Olmuş bir şey." Dedi pes etmeyerek. Gözlerimde bir şeyler görmek ister gibi bakıyordu bana.

Gözlerimi kaçırarak tahtaya baktım ve fısıldayarak konuştum. "Aren'i çok kırdım."

Bir süre sessiz kaldıktan sonra başını sıraya yasladı ve bana alttan alttan baktı. "Bilerek yaptığını düşünmüyorum."

"Bilerek yapmadım." Dedim başımı hızla iki yana sallayarak. Bana insansın istiyordum.

Tam dudaklarını aralayıp bir şey söyleyecekken zil çaldı. Omuzlarını kaldırıp indirdi ve bana göz kırparak yanımda olduğunu hissettirdi.

Çökük omuzlarla defterimi açtım ve hocanın anlattığı konuyu dinlemeye başladım. Gözlerim bir an Ediz'e takıldığında bana bakıyor olduğunu fark ettim. Kahve gözlerini üzerime dikmişti ve yaptığım her hareketimi izliyor gibiydi.

Gözlerimi ondan kaçırarak dikkatimi tekrar hocaya verdim. Belki çözülen sorular kafamı dağıtabilirdi.

Geriye kalan zaman da böyle geçti. Herkes uslu uslu dersi dinledikten sonra zil çaldı. Öğrenciler koridorlara akın ederken ben başımı sıraya koydum ve olanları tekrar düşünmeye başladım.

"Çok fazla düşünme." Eymen bunu der demez beni omuzlarımdan tutup kaldırdı ve sırtımı sandalyeme yaslamamı sağladı. Elini havada gelişigüzel salladı. "Salla gitsin."

Dudaklarımın arasından küçük bir kıkırtı kaçtı. Bana böyle tatlı tatlı bakıyordu. Bende onu yememek için kendimi zor tutuyordum.

"Ha şöyle. Azıcık gül kız." Yanağımı işaret ve orta parmağı arasına alarak sıkıştırdı. "Kantine inelim mi?"

"Canım istemiyor. Sen istersen in." Dedim başımı iki yana sallayarak.

Kaşlarını kaldırıp sorarcasına baktı. "Emin misin?"

"Hı hı."

Omuzlarını kaldırıp indirdikten sonra saçlarımı karıştırdı ve oturduğu yerden kalktı. "Bir şey ister misin?"

Hayallere akıtılan gözyaşlarıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin