Bölüm 13: mutluluğu bitiren karanlık

802 89 27
                                    

Keyifli okumalar!

Otobüsteydim ve akıp giden yolu izliyordum. Her şeyden farklı olarak kulağımda başka bir kulaklık, omuzumda da bir ağrılık vardı.

Sabah yolda Deniz'le karşılaşmıştık ve otobüse binmek için aynı durağa gitmiştik. Aynı civarda yaşadığımız için artık okula gitmek için aynı durağı kullanacaktık. Buraya taşındıkları ilk hafta babası onu bıraktığı için karşılaşmamıştık.

Evde kulaklığımı unuttuğumu söylediğimde kulaklıklarını benimle paylaşabileceğini söylemişti. Kablosuz olduğu için bir sorun olmayacağını da belirtmişti.

İlk başta karşı çıksam da diretmişti. Böyle şeylerden iğrenip iğrenmediğini sorduğumda ise omuz silkmişti. Kulaklığını arkadaşıyla paylaşabileceğini söylemişti.

Mutlu olmuştum.

Aradan birkaç dakika geçtiğinde ise omuzumda bir ağırlık hissetmiştim. Deniz uyuya kalmıştı ve başı omuzuma düşmüştü. Bende uyandırmaya kıyamamıştım. Sonuçta benimle şarkılarını paylaşmıştı.

Temastan hoşlanmadığım için başta gerilmiştim, ama bir süre sonra hissetmemeye başlamıştım. O kadar da kötü olmadığına karar vermiştim.

Kulağımda çalan müzik çok sevdiğim bir şarkıydı. Şu an olduğum durumla da birebir uyuyordu.

İster inan, ister inanma.
Yalnızlığın çaresini bulmuşlar.

Deniz'le müzik zevkimiz gerçekten uyuşuyordu. Çalma listesindeki şarkıların çoğunu bende severek dinliyordum.

Yalnızlığın çaresi arkadaşlardı ve ben sanırım artık arkadaşlarımı bulmuştum.

✨✨✨

Zil çaldığında ve öğrenciler eşyalarını toplamaya başladığında hoca buna aldırmayarak konuştu. "Size bir proje ödevi vereceğim, kağıtlar masamda. İkişerli gruplar halinde yapacaksınız. Grupları kendiniz seçebilirsiniz."

İçime anında bir korku düştü. Grup ödevlerinden nefret ederdim. Sınıf arkadaşlarım aralarında hep anlaşırdı ve ben hep tek kalırdım. Hocaya tek yapabilir miyim diye sorduğumda ise izin vermezdi. Bende utana sıkıla tek tek sorardım herkese partnerleri var mı diye. Çoğu zaman da beni reddederlerdi ve ben yine yalnız çalışmak zorunda kalırdım.

Ediz'in benimle alay edişini asla unutmuyordum. Benimle eşleşebileceğini söylediğinde mutlu olmuştum. Ama çok geçmeden bunun ne kadar kötü bir karar olduğunu anlamam uzun sürmemişti. Burnumdan getirdiği için ödevi ağlaya ağlaya yapmıştım. Yarardan çok zararı olmuştu. Benimle sadece uğraşmayı seçmişti ve her şeyi zorlaştırmıştı.

Melike'in dağıttığı kağıtlardan bir tane alırken ellerimin titrememesine dikkat ediyordum. Çok stres yapmıştım. Keşke hoca sınıftan çıkmadan önce yalnız yapıp yapamayacağımı sorsaydım.

Kağıdı aldım ve yazanları okumaya başladım. Ne kadar zorlasam da hiçbir satır beynimin içine girmiyordu. Yaşadığım stresten ötürü algılayamıyordum. Sadece etrafımda olan sesleri duyuyordum. Herkes kendine eş seçmeye başlamıştı bile.

Acaba Eymen'e mi sorsaydım? Benimle ödev yapmak ister miydi? Sormadan bilemezdim ama korkuyordum. Beni reddederse kendimi çok rezil hissederdim.

Neden bu kadar ödlektim ki ben? Bir soru bile soramıyordum.

Kağıda bakıp büyük bir iç çektim. Bir yandan da göz ucuyla Eymen'e bakmaya çalışıyordum.

Eymen ona attığım bakışlarımı yakaladı ve sevimli bir şekilde gülümsedi. "Kankitoşkum? Artık sorsan mı benimle ödevi yapmak istediğini?"

Hayallere akıtılan gözyaşlarıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin