Herkese merhaba! Bir haftanın sonunda yine beraberiz.
Yarın benim doğum günüm. ☺️
Beni mutlu etmek için oy vermeyi ve yorum yapmayı unutmayın lütfen.Keyifli okumalar!
✨
Sabah üstümde öyle bir umutsuzluk vardı ki yatağımdan kalkmak istemedim. Kendimi mental olarak çökmüş ve kötü hissediyordum. Artık en ufak şeye bile gözlerim doluyordu.
Yine gözlerim sulanmıştı annem ve ablam banyo kavgası yapıyor diye. Sabah sabah hep bağırıyorlardı. Bağıran ve agresif insanları sevmiyordum. Hayatımda sadece huzur istiyordum.
Beynim artık hiçbir şeyi kaldırmıyordu ve bu derslerimi de etkiliyordu. Basit bir paragrafı bile aklımda tutamıyordum artık. Kafamın içi çok doluydu.
Üzerimi giyindikten sonra aşağıya inmiş ve mısır gevreği yemiştim. Hızla hazırlanmış ve kendimi dışarı atmıştım. Evde durmak beni boğuyordu.
Otobüsün camına başımı yaslamış dışarıyı seyrediyordum. Neyseki yaram diğer taraftaydı da acımıyordu. Kimse görmesin diye saçlarımı salık bırakmıştım ama yine de dikkat etmem lazımdı. Yaram tam anlamıyla kapanmıyordu ve saçımı hep düzeltmem gerekiyordu.
Normalde Deniz'le aldığımız otobüsü bilerek almamıştım. Bir diğerini almıştım çünkü konuşacak havamda değildim. Ayrıca Deniz'le göz göze gelsem hemen anlardı bir şeyler olduğunu. Okulda kaçmanın bir yolunu bulurdum diye umuyordum. Bugün günlerden cumaydı ve araya hafta sonu da girerse yaralarım iyileşirdi.
Ben bunları düşünürken telefonuma bir mesaj geldi. Baktığımda bu mesajın Deniz'den geldiğini gördüm.
Deniz: Neredesin? Otobüste yoksun?
Deniz: İyi misin?
Cevap vermek istemiyordum ama vermezsem şüphelenebilirdi. O yüzden çok bekletmeden mesaj yazıp yolladım.
Siz: Sorun yok. Bizimkine yetişemediğim için diğer otobüsü aldım.
Siz: Okulda görüşürüz
Mesajlar kısmından çıkıp ekranı kilitledim ve telefonumu ellerimin arasında tuttum. Gözlerimi camdan dışarıya çevirdim ve aldığım kararı sorgulamaya başladım.
Acaba normalde aldığımız otobüsü mü alsaydım? Ya bir şeyler olduğunu anladıysa? Okulda gözlerine gözükmezdim olur biterdi.
Otobüs durduğunda hemen indim ve okula doğru yürümeye başladım. Çok geçmeden de vardığımda telefonumdan saate baktım. Zilin çalmasına daha vardı.
Dışarısı soğuk olduğu için çoğu kişi kantinde ya da sınıfta oturmayı tercih etmişti. Gözlerimle etrafı taradığımda arkadaşlarımın çardakta oturduğunu gördüm.
Arkadaşlarım. Kulağa o kadar yabancı geliyordu ki yadırgıyordum hep. Sanki bunu söylemeyi hak etmiyorum gibi geliyordu bana.
Gözlerimi oturdukları yerden çektim ve hızlı adımlarla binaya doğru yürümeye başladım. Onları görmemiş gibi yapacak ve hızla sınıfa çıkacaktım.
"Eylem!" Diye bağıran Selin'in sesini duymam bir oldu.
Başka çarem olmadığından dolayı arkamı döndüm ve surat ifademi düzene sokmaya çalışarak yanlarına doğru ilerledim.
"Günaydın." Bir şey belli etmemeye çalışarak gülümsedim ve Aren'in yanına oturarak saçlarımı düzelttim.
Bugün nefret ettiğim halde boğazlı kazak giymiştim. Kaşındırıyor diye asla bu tür kazaklar giymezdim ama mecbur kalmıştım. Boynumdaki kızarıklar gitmemişti.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Hayallere akıtılan gözyaşları
Roman pour AdolescentsRüyalarını bir kenara koy. Uyandığında çünkü hiç dönüşü yok.