Araba birden durunca irkildim. Gözlerimi açıp Kerim'e döndüm. Öylece karşıya bakıyordu. Etrafımızı inceledim. Dağın ortasında falan olabilir miydik acaba? Çünkü ben ağaçlar ve taşlardan başka bir şey göremiyordum. Kulağımdan kulaklıklarımı çıkarttım ve çantama koydum.
"Neden buraya geldik?" dedim yüzüne bakmadan.
"Konuşalım diye."
"Sen ne istiyorsan say bana. Ben de hepsine kafamı sallayayım. Bence yeterli olur." dedim sinirle. "Sonuçta ne dersem diyeyim bana inanmayacaksın. Güvenmiyorsun sonuçta bana."
"Güvenmem için bir sebep söyler misin?"
"En azından gecesine başka birinin kollarına gitmeyeceğimi bilecek kadar tanımış olabilirdin beni! Hem de Cihan'a! Sen beni gerçekten böyle birisi olarak mı düşünüyorsun ya?" Sinirden gözlerim dolmaya başlayınca sustum ve derin bir nefes aldım. Sinirden ağlamaktan nefret ediyordum.
"Ne düşünmemi bekliyordun? Gece boyunca o evden çıkmanı bekledim ama çıkmadın, sabah eve gidiyorum yeni uyanmış şekilde salona dalıyorsun. Cihan ordan sana sarılıyor falan. Ne düşünmemi bekliyorsun?"
"Hiç olmazsa Ela yapmaz diyebilirdin." dedim sakin bir şekilde. Bağırırsam gözlerim daha çok dolacaktı çünkü. "Ben... belki de doğru şeyi yaptım. Bana güvenmeyen birisiyle zaten devam edemezdim."
"Gerçekten böyle mi düşünüyorsun?" Bir şey söylemedim. "Peki o gün ne oldu da birden ayrılmak istedin? Bunu bilmeye hakkım var diye düşünüyorum."
"Ne bekliyorduk ki, sen bir ajansın bense bir hırsız. Sence de yeterli sebepler değil mi?"
"Bu en başında da vardı. Yeni bir şey değildi. Ama ben aradaki farkı yeni yeni fark edebiliyorum." dedim gözlerine bakarak. "Ama lütfen beni ekipten çıkarma. Bırak Cihan'ı birlikte batıralım." Bırak da senden tamamen ayrılmayayım. Uzaktan da olsa göreyim seni. "Söz veriyorum, bundan sonra her yaptığımdan haberin olacak."
🪽
"Ya bırak beni Ceyda! Biraz daha uyumak istiyorum." Kolumu ondan kurtarıp yastığıma sarıldım.
"Ya kalksana Ela! Bir haftadır yatıyorsun nerdeyse. Var mısın yok musun belli değil!"
"Yokum ben!" Gözlerimi sıkıca kapattım. "Hâlâ çok uykum var."
"Kış uykusuna mı yattın ya!" Tekrar kolumdan çekmeye başladı. "Uyan artık ya!"
"Of Ceyda of!" Oturdum ve Ceyda'ya döndüm. "Kalktım, ne oldu!"
"Harika. Şimdi birlikte akşam yemeği yiyeceğiz."
"Akşam yemeği mi?" dedim şaşırarak. Ne ara tekrar akşam olmuştu?
"Çoktan akşam oldu, sen farkında bile değilsin Ela." Zaman algımı bile yitirmiştim artık. Bir haftadır kendimi hiç iyi hissetmiyordum. Mental olarak gerçekten berbattım. Hiç yataktan çıkasım gelmiyordu ve günlerdir kimseyle de konuşmak istemiyordum.
"Biraz daha mı uyusam?" Hâlâ çok yorgun hissediyordum. Ceyda'nın dediği gibi, ben sadece kış uykusuna yatmak istiyordum.
"Olmaz Ela! Kalk, çabuk duşa gir!" Yine beni çekiştirmeye başladı. "Ben de gidip masayı hazırlayacağım. Hadi çabuk ol!" Bir anda beni yatağın üstünde öylece bırakıp odamdan çıktı. Bipolar!
"Of ya. Ne vardı biraz daha uyusaydım?" Yataktan çıktım. Üzerimdekileri çıkarıp fırlattım ve banyoma girdim. Suyu açtım ve altına girdim. Sıcak suyun buz gibi tenime değmesiyle ürperdim.
Üzgünken hiç banyodan çıkmak istemezdim. Yine öyle bir anıma denk gelmiştim. Bir anda gözlerimden yavaş yavaş yaşlar akmaya başlamıştı. Ama her zamanki ağlama krizlerim gibi değildi bu. Bedenim hareketsiz kalmamıştı ve yere yığılmamıştım. Genelde bu ikisi hep olurdu bende. Ama bu sefer olmamıştı. Sadece ağlıyordum ve ağlamak istiyordum da. Kendimi tutmaya da çalışmıyordum. Günlerdir o kadar çok uyumuştum ve kafamı meşgul etmiştim ki, ağlamaya vakit bile bırakmamıştım.
![](https://img.wattpad.com/cover/380627346-288-k467244.jpg)
YOU ARE READING
Hırsız Ajan
RomanceBir hırsız ve bir ajan... İkisi de aynı şeyin peşinde. Tek istekleri Cihan Derin'in acı çekmesi ve onu mahvetmek. Peki ya bunu neden bu kadar çok istiyorlar? Bu yolculukta onları neler bekliyor? Hiç bilmedikleri duygular, hiç bilmedikleri hisler, hi...