"Kiraz? Ne oldu?" Kağıdı arkama saklayıp gülümseyerek Kerim'e döndüm.
"Bir şey yok." Kapıyı kapattım ve Kerim'e sarıldım. Kağıdı da bileğimin ordan kazağımın içine sakladım.
"Bir şey mi oldu?"
"Kapı tıklandı sandım. Biraz da korktum. Ama boşver. Sorun yok. Hadi içeri gidelim." Zil çaldı. "Gel açmayalım. İçeri gidelim." dedim.
"Pizzacı gelmiştir ya. Ne olacak?" Kerim kapıyı açınca ben gözümü kapattım. "Teşekkür ederiz, iyi akşamlar." Tekrar kapı kapanma sesi duyunca gözlerimi açtım. "Kiraz, sen iyi misin?"
"Çok yoruldum bugün, ondandır."
"Hadi soğutmayalım pizzamızı." Birlikte salona girdik. Kerim pizza kutusunu poşetten çıkarıp sehpaya koydu. Birlikte koltuğa oturduk. "Sen neden korktun ki bu kadar?"
"Korkmadım." Kendimi gülümsemeye zorladım. "İyiyim." İyi olduğuma inandırmaya çalışıyordum resmen. "Hadi yiyelim. Ben çok acıktım." Hemen kutuyu açıp bir dilim pizzayı elime aldım. "Harika görünüyor." dedim gülümseyerek. Hemen bir ısırık aldım. Diğer elimle de Kerim'in koyduğu şarabı aldım ve bir yudum içtim. Şuan tüm dünyayı yiyebilirmişim gibi hissediyordum.
"Yavaş mı yesen Kiraz? Kaçırmayacağım korkma." dedi Kerim gülerek. Ben kaçsam daha güzel olurdu sanki? "Kiraz?"
"Pardon ya. Cevap vermeyi unutmuşum. Ne demiştin?" Pizzadan bir dilim daha alıp yemeye başladım.
"Kiraz sen iyi misin?"
"Şurdan bir bardak daha katar mısın?" Boş kadehimi Kerim'e uzattım. Kerim şarap şişesini alıp kadehimi doldurdu. "Hadi sen de yesene? Neden bekliyorsun?" Bir parça pizzayı alıp yemeye başladı. Ben de bir yandan yeni bir dilim alıp onu yemeye başladım. Bir yandan da şarabımı içmeye devam ettim. Sonunda ağzıma doldurduklarım bittikten sonra derin bir nefes alıp kendimi arkaya yasladım. Elimdeki şarabı yudumlamaya devam ettim. Karşımdaki duvarla çok uzun süre bakıştığımı fark edip Kerim'e döndüm. O zaten arkasına yaslanmış bana bakıyordu. "Nerden sipariş ettin pizzayı? Çok güzelmiş." dedim gülümseyerek.
"İki sokak aşağıda bir restoran var. Ordan istedim." Telefonumu cebimden çıkardım.
"Ben de giderim artık oraya bazen. Kaliteli pizzacı bulmak zor." Burak'a mesaj attım.
Evden çıkmayın ve kapıyı da kimseye açmayın.
"Gideriz birlikte." Gülümsedim.
"Olur." Burak cevap yazdı.
Bir şey mi oldu? İyi misin?
İyiyim. Ama yine de sizin iyi olduğunuzu bilmek istiyorum.
Para işini ne yapacağız?
Onu sonra konuşuruz.
Telefonu kapatıp tekrar Kerim'e döndüm. Bitirdiğim kadehimi sehpaya bıraktım. Göğsüne başımı koydum. Öylece karşımdaki duvara bakmaya devam ettim. Ellerini saçlarımda hissedince gözlerimi kapattım. Hep bu anda donup kalmayı diledim.
"Biz hiç sizin teşkilata gitmeyecek miyiz? Ben özledim ordakileri."
"Yarın gideceğiz."
"Sormasam söylemeyi düşünmüyordun gibi geldi?" dedim gülerek.
"Unutmuşum söylemeyi."
"Ne yapacağız peki?"
"Yarın dosyalarla savaşacağız."
"Dosyalar mı?" dedim şaşırarak.
"Hem gözden kaçırdığımız bir şeyler var mı ona bakacağız. Hem de yeni planlar oluşturacağız."
YOU ARE READING
Hırsız Ajan
RomanceBir hırsız ve bir ajan... İkisi de aynı şeyin peşinde. Tek istekleri Cihan Derin'in acı çekmesi ve onu mahvetmek. Peki ya bunu neden bu kadar çok istiyorlar? Bu yolculukta onları neler bekliyor? Hiç bilmedikleri duygular, hiç bilmedikleri hisler, hi...