4. YENI BIR HAYAT

11.9K 684 30
                                    


4 gün önce her şeyimi kaybettim. Evden içeri girdiğimde anne ve babamı yerde kanlar içinde yatarken gördüm. Bir daha hayat  benim için asla aynı olmayacaktı.

3 gün önce annemle babamı gömdük. Üstlerine kendi ellerimle toprak attım. Ne mi hissettim?  Hiçbir şey.  Bomboştum. Sanki duygularım alınmış gibi. Hakan bizim ev temizlenene kadar onlarda kalmam için beni kendi evine getirdi. Ama ben zaten artık o evde kalamayacağımı biliyordum.

2 gün önce polisin haber vermesiyle sosyal hizmetlerden geldiler. Bildiğim hiçbir akrabam yoktu ve 18 yaşından küçüktüm. Bu durumda bana sosyal hizmetler sahip çıkacaktı. Hakanın ısrarlarıyla birkaç gün sonra tekrar geleceklerini söyleyerek gittiler.

Dün polisler sorgu için geldiler ve hiçbir şeyi bilmediğim için elleri boş olarak geri döndüler.

Ben bütün bunlar olurken sanki olayların merkezinde değil de perde arkasındaymışım gibi izlemiştim her şeyi. Sorulara mekanik bir şekilde cevap veriyordum. Gözlerimde ruhsuz bir bakış olduğuna emindim. Suratım hep ifadesizdi.  O gün benim kalbim yerinden çıkarılmıştı ve ben duygularımı ifadelerimi tepkilerimi her şeyimi kaybetmiştim. Şimdiye kadar açık bir kitap gibiydim, her şey yüzümden okunurdu. Ama şimdi aynaya baktığımda bomboş bakan bir yabancı görüyorum. Değiştiğimin farkındaydım. Artık baş belası değildim, bunu biliyordum. Artık buzdan yapılmış gibi duran bir Eylül vardı. Baş belası 4 gün önce anne ve babamla birlikte ölmüştü.  Ben o gün baş belasını da gömmüştüm.

...
Hakan bugün gidiyordu. Ailem kategorisine koyduğum son insan. Eskiden  olsa hüngür hüngür ağlardım ama artık eski Eylül değildim.  Vedalaştık ve Hakan da gitti. 2 gün sonra sosyal hizmetlerden geleceklerdi ve ben de gidecektim. Bir ailenin parçalanışı... Belki silinecektik belki de unutulmayıp uzun zaman sonra köyde  korku hikayesi olarak anlatılacaktık. Anne ve babası kurşuna dizilmiş. Kimsesiz kalan zavallı kız da hayatının geri kalanına ruhu yokmuş gibi bomboş bir şekilde devam etmiş. Rivayete göre anne babasını kanlar içinde yatarken görünce ruhu bedeninden çıkmış.  O gün bugündür kızın ruhunun buralarda dolaştığı söylenir.

...

Sosyal hizmetlerden tekrar geldiklerinde yine aynı kadın gelmişti ama  bu sefer yanında biri kadın biri erkek iki kişi daha vardı.  Orduyu getirselermiş diye düşünmeden edemedim. Sanki zorluk çıkaracağım. Dışardan tepkisiz olsam da içimde her şeye sinirlenen bir canavar vardı ama ben onu dışarıya göstermeyecektim. Ama düşünmeme de kimse engel değil, değil mi?

"Merhaba Eylül.  Nasılsın? "  Geçen sefer geldiğinde de sormuştun.  Nasıl olabilirim ki?  Annem öldü, babam öldü, Hakan gitti, ben ne olduğunu bile bilmediğim bir yerde kalacağım. Hayat harika gidiyor benim için.

"Iyiyim." Yanındaki yeni gelen ve etrafa şaşkın bakışlar atan çifti gösterdi.

"Mehmet Bey ve eşi Sevim Hanım." Banane?

"Merhaba Eylül." Mehmet Bey tebessüm ederek  elini uzatınca mecburen tokalaştım. Sevim Hanıma da  elimi uzattım ama o uzattığım elimi havada bırakarak bana sarıldı.   Geri çekildiğinde gözlerinin yaşlı olduğunu görmüştüm. Neye uğradığımı anlamadan bir anda kendimi koltukta Sevim Hanım ve Mehmet Bey arasında otururken buldum. Mehmet Bey konuşmaya başladı.

"Ankaradan geliyoruz Eylül. Bu kadar geciktiğimiz için üzgünüm. Bilalin cenazesinde  bulunmak isterdim ama olanları daha dün öğrendik." Babanın cenazesi yerine Bilalin cenazesi demişti. Demek ki babamı tanıyordu.

"Kimsiniz? Babamı nerden tanıyorsunuz?" Gülümsedi. Içinde hüzün barındıran buruk bir gülümsemeydi.

"Baban benim  en yakın arkadaşımdı. Ben bu olanlara engel olamadığım için çok üzgünüm. " Gözleri dolmuştu ama ona teselli verecek bir durumda  değildim. Söyledikleri aklıma takılmıştı.

Baş Belası(Tamamlandı)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin