12. GÜÇLÜ

9.7K 595 25
                                    


Ben kara kara düşünürken Egemen o malum soruyu sordu.

"Doğruluk mu, cesaret mi? " Doğruluk diyemezdim. Onlara hiçbir şey söyleyemezdim. Yani tek seçeneğim vardı ve o seçenek de maalesef pek parlak değildi.

"Cesaret." Biraz düşündükten sonra isteğini söyledi.

"Oyun sonuna kadar saçlarını çöz." Kaşlarımı çatarak baktım ona.

"Saçlarını sürekli topuz yapıyorsun. Açık halinin nasıl durduğunu merak ettim."

"Sen ciddi misin? " diye sordum ona.

"Hadi, seni bekliyoruz." dedi. Son 1 aydır Çiçek teyze hariç beni tanıyan kimse beni saçlarım açıkken görmemişti ve ben şimdi saçma bir oyun yüzünden saçlarımı mı açacaktım. Aman ne dram yapıyon ya! Çıkar tokayı kurtul. Baş belası isyan edince ona hak vererek saçımdaki tokayı çıkardım. Sürekli topuz yapmaktan dolayı dalga dalga olmuş saçlarım omuzlarımdan aşağı döküldü. Bana şaşkınlıkla bakmalarına aldırmayarak uzanıp şişeyi çevirdim. Şişe Filiz ve benim aramda durdu. Filize sordum.

"Doğruluk mu cesaret mi? "

"Doğruluk." diye cevap verdi Filiz. Bir an ne soracağımı düşündüm. Cevabını merak ettiğim tek bir soru vardı. Ben de onu sormaya karar verdim.

"Neden geldiniz? " Filiz bir an duraksasa da cevap verdi.

"Seni merak ettik. Nasıl olduğunu görmek istedik." Filiz şişeyi tekrar çevirirken ben çoktan onları dinlemeyi bırakarak iç dünyama dalmıştım. Bir süreliğine sorunlardan kaçmak istiyordum. Bu yüzden okuduğum kitabı düşünmeye başladım. Katil her zaman yakınlardaki biri olurdu ve onu herkes tanırdı. Kitaptaki karakterleri gözden geçirerek hangisinin niye katil olabileceğini düşündüm.

"Dünyadan Eylüle. Dünyadan Eylüle" Bana seslenmeleriyle kendime geldim ve şişeye baktım. Ucu bendeydi, kimin soracağına bakmadan cesaret dedim. Soru gelmeyince başımı kaldırarak soruyu soracak kişiye baktım. Hakan mı?

"Burda oturan herkesin sorduğu bir soruyu dürüstçe yanıtlamanı istiyorum." Cesaret bazen aptallıktır.

"Şaşırdın galiba. Ben doğruluk demedim. Cesaret dedim. Soru soramazsınız." Boşuna çabaladığımı biliyordum. Hepsi bir şeyler öğrenmek istiyorlardı ve Hakan çok zekice bir hamle yaparak bu fırsatı önlerine sunmuştu.

"Soracağımız sorulardan korkuyorsun. Cesaret dedin ve cevaplamak zorundasın." dedi Koray. Dikkatle inceledim hepsini. Hiçbiri vazgeçmeyecekti. Zekice davranıp onlara hiçbir şey söylememeliydim. Bunu Hakana ödeteceğime dair kendime söz verdim.

"Tamam." dedim yanımda oturan Filize dönerek.

"Eskiden de böyle miydin yoksa aileni kaybettikten sonra mı böyle oldun? "

"Nasıl? " diye sordum. Ne demek istediğini gayet iyi anlamıştım ama bazen salağa yatmak gerekiyordu.

"Böyle umursamaz, tepkisiz, ters biri miydin hep? "

"Hayır." dedikten sonra Koraya döndüm.

"Nasıl biriydin? " diye sordu Filiz.

"Tek soruydu onu da cevapladım. Hakkını kaybettin." dedim ona.

"Ama kaçıyorsun diye sızlandı. Umursamayarak tekrar Koraya döndüm.

"Koray? " dedim.

"Dün niye ağladın ve Hakana söylediklerin ne anlama geliyor?"

"Iki soru oldu." dedim.

"Pekala." dedi pes ederek. "Dün niye ağladın?"

"Anne babamı ve arkadaşlarımı özledim. Eski hayatımı özledim." Ayline döndüm.

Baş Belası(Tamamlandı)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin