1. Bölüm

22 2 0
                                    

Beğenip yorum yapmayı unutmayın Efullerim🤍

İşte bütün hayatımı feda ettiğim şeye ulaşmıştım.
Doktorluk.
Doktorluğumun ilk günü.
Herkes bana neden gastronomi okumadığımı soruyor çünkü elim lezzetliymiş. Ama benim bir hayalim vardı. Evelden beri bir doktor olup devletime hizmet etmek.

İlk görev yerim Hakkari çıkmıştı.
Tabii annem bundan tatmin olmayarak "Kızım Hakkari'de ne işin var,askerlerle çatışmaya mı gideceksin" tabiki de hayırdı. Zorla annemi ikna ettikten sonra uçağa binip yolculuğumu başlatmıştım.

Bu arada Ben Duru.
Duru Aksoy.
Ben doğduğumda dupduru bir bebekmişim.
Nedeni buymuş.

Uçak inişe geçtiği sırada hemen toparlanmaya başladım.
Uçak durup yolcular inmeye başlayınca hemen aralardan bir çırpıda sıvışıp inmiştim.

Artık Hakkarideydim.
Başıma neler geleceğini bilmeden.

Hemen bir taksiye binip yeni evime doğru yol aldım.
Bir ev arkadaşım vardı.
Adı Rümeysa.
Duyduğuma göre yani telefonda konuştuklarımıza göre Ankaralıymış.
Buraya öğretmen olarak atanmış.
Çok tatlı,çok nazik bir kız.

Ben bunları düşünürken taksici yeni evimin önünde durunca hemen parasını verip taksiden indim.

Şöyle bir derin nefes aldım. Artık hayatım buradaydı.
Herşeyim,işim,evim buradaydı.
Belki kaderimde.

Şöyle bir bakınca şirin bir eve benziyordu.
Dubleksdi.Çok severdim.Bayılırdım böyle evlere.
Küçük bir bahçesi vardı evin etrafını çevreleyen.Yemyeşildi.
Evin dışı kırık beyazdı.
Korkulukları siyahtı ve korkuluklara asılı olan çiçekler korkuluğa renk katıyordu.
Bahçe kapısıda korkuluklar gibi siyahtı,desenleri vardı.

Evin dışını biraz inceledikten sonra eve doğru yürüdüm. Bahçe kapısından girdikten sonra eve doğru taşlı yoldan yürümeye başladım.
Ve zili çaldım.
Ve çaldıktan hemen hemen üç saniye sonra kapı hemen açılıverdi.

Evet karşımda yeni ev arkadaşım Rümeysa Bilgin duruyordu.

Ceylan gibi gözlerini açıp kapatarak minik bir tebessümle "Hoşgeldin Durucum" diyerek beni içeri aldı. Daha ona bir merhaba demeden beni yeni odama götüreceğini söyleyerek sürükledi.

"Ne bu telaş Rümeysa" diyerek onu durdurmaya çalıştım ve durdum.

"Ee aç değilmisin bir sürü şey hazırladım,hemen yiyelim diye şey ettim"dedi mahcup bir şekilde.Anne gibiydi. Çocuğunu bir an önce doyurmaya çalışan anne gibi.

"Tamam açım da bu kadar telaşlanmasan sen git ben üstümü değişip geliyorum." Dedim ki tekrar konuşacakken durdurup "evet biliyorum odamı,telefonda konuşmuştuk." Dedim ve onu belinden destekleyerek gitmesine yardımcı oldum.

Üst kattaki odama doğru yöneldim.
Odama girince ferah bir koku sardı etrafımı.
Temizlemişti Rümeysa buraları.Teşşekür ederdim.Çok sağoldu Rümeysacığım çünkü bu kadar yol yorgunluğuna böyle bir temiz odayla karşılaşmak beni biraz da olsa mutlu etmişti.

Odam genişti. Çift kişilik bir yatak,orta boyda bir gardırop,makyaj masası ve odanın bir köşesine dayanmış boy aynası.
Duvarın rengi ten rengiydi, perdelerse köyü yeşile çalıyordu, yatak başlığıda öyle.
Nevresim takımı siyahtı. Siyahı sevdiğimi söylemiştim Rümeysa'ya ama bunu düşüneceğini tahmin etmemiştim.

Hemen bavullarımı açtım içinden bornozumu, şampuanımı,lifimi, bir takım iç çamaşırı ve lacivert bir eşofman takımı alıp odanın içindeki banyoya yöneldim.

Banyoda ferahtı.
Orta bir genişlikteydi.
Duşakabin,lavabo,tuvalet,bornoz askılığı,kirli sepeti ve ayna vardı.

Bornozumu duşakabinin yanına asıp yıkanmaya,arınmaya başladım.
Hızlıca üstün körü yıkanıp bornozuma sarıldım.
Üstümü giyinip saçımıda kuruladıktan sonra saçlarımı açık bırakıp aşağıya Rümeysa'nın yanına inmeye başladım.

Aşağı indiğimde Rümeysa mutfakta masayı kurmuş telefonuyla ilgilenirken buldum.
Galiba sınıf grubuna bişeyler yazıyordu.

"Oo Rümeysacığım teşekkürler hemde çok" deyip geldiğimi belli ettim.

"Şükür"diyerek elindeki telefonu bırakıp hadi anlamında bir baş hareketiyle beni çağırdı.
Bende hemen masadaki yerimi aldım.

Yemeğe devam ederken Rümeysa soruyordu.
"Nasıl geçti yolculuk?"
"Çok yoruldun mu yorulduysan yemeğini ye sonra ikimize de birer kahve yapılarım dinleniriz" dedi kıvır kıvır saçlarını ellerine dolayıp çözerken.

Saçları çok güzeldi. Parlaktı. Kahverengiydi. Kıvırcıktı.Uzundu.
Benimkiyse kumralımsı,dalgalı,parlak ve orta boydaydı.

Onu onaylayarak yemeğimi yemeye devam ettim.
Yemek bittikten sonra sofrayı toplamaya yardım ettim ve bundan sonrası benim diyerek beni salona dinlenmeye gönderdi.

Bende L koltuğa uzanıp düşünmeye başladım yarınki ilk iş günümü.

Heyecanlıydım.Hemde çok.
İlk kez o önlükle bir hastayı tedavi edeceğim.
İlk kez birini stetoskopumla dinleyeceğim.
İlk kez kendimi bir doktor sıfatıyla tanıtacağım. Çok heyecanlıyım olması gerektiği gibi.

Ben dalmışken Rümeysa elinde iki kupayla içeri geldi ve yaptığı 3'ü 1 aradayı bana uzattı.
Ben sakince onu içerken Rümeysa okul anılarını,öğrencilerini anlatıyordu.
Oda bu ilk kez buraya gelmişti ona 4.sınıfı vermişler çünkü o sınıfın öğretmeninin tayini çıkmış. Mezun edecekti sınıfını bu sene. Bunun için çok sevinmesine karşı bir o kadarda onlardan ayrılacağı için üzülüyordu.

Kahvemizi bitirdikten sonra biraz daha sohbet ettik ve saatin 23.00'a geldiğini görünce yatmaya karar verdik.

Hemen odama çıkıp bavulumdan şortlu askılı gecelik takımımı alıp banyoda giyinmeye koyuldum.
Bugün hiç takatim kalmadığından bavulumu yarın yerleştirmeye karar verip yatağıma uzandım.

İçimdeki kelebekler durmuyordu.
Heyecan,stres birbirine girince uyutmuyordu.
Bir,bir buçuk saat sonra gözlerim bitap düşüp uyumaya koyuldum.














İlk kez böyle bir şeye heveslendim. Umarım beğenirsiniz. Beğenirseniz bunu yorumlarda belirtmeyi unutmayın. Büyük ihtimalle yarın açacacağım kitabın konusunu. Bu bölüm biraz hazırlık oldu. Yarın erkek karakterin ağzından yazacağım biraz.

Öpüyorum Efullerim🤍
Beğenip yorum yapmayı unutmayın.😻

KADER AĞLARIHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin