Şunu belirtmek istiyorum. Taehyung ve Jungkook birbirlerini çok iyi tanıyorlar. Senelerdir birlikteler ve birbirlerinin her adımını önceden planlayabiliyorlar. Bu yüzden bu kadar fazla birbirlerinin işlerine burunlarını sokabiliyorlar. Polis açısından da birbirlerini kendileri bitirmek istediklerinden birbirilerini polise karşı da koruyorlar. Bunu düşünüp okumaya devam edebilirsiniz.
<3
---
JungkookArabama geçtiğimde öfkeyle direksiyonu yumrukladım ve sakinleşmek için kendimi geriye attım. Onu her gördüğümde aklıma onunla olan rastgele anılarım geliyordu. Bir keresinde bir operasyondan çıkıp aradan saniye geçmeden oracıkta beni becermişti. Çünkü bizi azdıran buydu. öldürüp bundan haz alan bir çifttik. Ama hırslarımız bizim önümüze geçti. Taehyung'un aksine ben, gayet uyumlu olduğumu düşünüyordum ki ayrımlarımız buradan doğuyordu.
Elimi alnıma yaslayıp kendime geldiğimi hissettiğimde arabamı çalıştırım bebeğimi otoparktan çıkarttım ve ana evimize sürdüm. Taehyung bütün bu hareketleriyle beni kışkırtıyordu işte. Gel beni kaşı diyordu. Arabayı sürerken sigaramı yakıp külleri bebeğime gelmesin diye dışarı tuttum. Bu araba Taehyung varken 2. en sevdiğim şey olsa da şu an biricik kızımdı.
"Amına koyacağım ben senin sen bekle." Kendi kendime söylenerek anahtarımı kontağa taktım.
Gaza basıp sigaramdan derin bir nefes çektim. Dövmeli kolum direksiyonu tutuyordu. Dövmelerden bazılarını da Taehyung ile yaptırdığımdan onları görmek bile beni delirtiyordu.
Buralarda gezdiğine göre işi o taraflarda olmalıydı. Hoseok ufak bir hack ile o tarafa verilen işleri öğrenirse yarın onun ağzına sıçabilirdim. O zeki bir adamdı ama bazen onun unuttuğu şey benimde zeki bir adam olduğumdu.
Eve vardığımda bana merakla bakan gözleri tek tek inceledim. Hepsi ne olduğunu tahmin ediyordu. Televizyondan gelen haber seslerini duyabiliyordum.
"Taehyung'u gerçekten öldüreceğim bulduğumda." Dedi Namjoon bıkkınlıkla.
Derin bir nefes alıp kendimi salondaki koltukların birine attım ve ellerimle gözlerimi kapattım.
"Hoseok, bana yarın Taehyung iş almış mı bulman gerek." Sesim kontrolsüz yüksek çıkmıştı.
Hoseok beni ikiletmedi. Bu koşuşturma hepimizin canına tak ettirmişti. Direkt odasına giderek çok kısa bir sürede salona geri döndü ve klavyesinde gezen parmaklarının sesini duyduk bir süre sadece. Yoongi Japonya'da olduğundan o hariç beşimiz de salonda oturmuş sakinleşmeye çalışıyorduk.
"Evini bilsem girip her şeyini yürütürdüm şerefsizin." Jimin kaşlarını çatmış, kollarını bağlamış öylece söyleniyordu. Ben ise tuhaf bir şekilde sessizdim. Taehyung ile dalaşmak için iyi bir plana ihtiyacım vardı ve ne yapacağımı düşünmeliydim. Her şeyden once olduğu yere ondan once varmak zorundaydım. Başka türlü karşıma çıkmıyordu.
"Bir şey buldum Kook şuna bak." Dedi Hoseok bilgisayarını bana doğru çevirip. Oturduğum sandalyeden kalkıp Hoseok'a doğru ilerledim merakla. "Yarın Hwang Seojung, söylediğin konuma yakın bir yerde olacak. Onunla ilgili olabilir." Gösterdiği ilan aslında basit görünen ama bizim anlayacağımız türde bir katil aranıyor ilanıydı. Adamın kimliği, bilgileri ve olacağı konumun ve zamanın bilgileri takipsiz bir siteye verilmiş altına da adamın serveti olarak yazan 500 bin dolar yazılmıştı. İlk bakışta aptal bir biyografi haberi olarak algılansa da hayır, adam yarın bu konumda olacaktı ve değeri 500 bin dolardı. Tabi böyle işler için öncesinde ilan sahibi ile iletişim kurmak gerekirdi. Taehyung basit iş almazdı asla, bunu kanıtlayan şey ise adamın ne kadar korunaklı gezdiğini yazan kısımdı. Adamın bilgilerine ve olacağı konuma daha dikkatli baktım. "Takipsiz sitelerden birine ilan girilmiş ama yorumları kapanmış. O almış olabilir. İş iyi gibi."