Jungkook
Sabah gözlerimi Taehyung'un dudaklarıyla açtım. Beni öptüğünde ondan ayrılıp dudağımı yaladım. "Günaydın balım," dedim, yüzünü okşayarak. "Hadi kalk, hazırlık yapmamız lazım." Yataktan kalkıp penisimi tekrar kremleyerek üzerimi giymeye başladım. Zaten öğleden sonraya kadar uyumuştuk.
"Balım ne amına koyayım, romantik çiftlere döndürme bizi," dedi. Yavaşça başımı tutup kalktı ve bana baktı. "Tamam, ne hazırlığı? Dosyası yok mu bu adamın, öyle bilgisizce yapamam."
"Ya var da Jimin'de işte, gidip alacağız," dedim. Kapşonlumu giyip şapkasını geçirdim, ellerimi cebime atıp gri eşofmanımı düzelttikten sonra ona döndüm. "Alıp alana geçeriz. Sen silahlarını al, ben bıçak alacağım."
Boynunu esnetip yataktan çıkıp giyindi, silah çantasını ayarlayarak hazırlanmıştı. "İnelim," dedi, aşağı inip arabaya geçtik ve Jimin'e sürmeye başladım.
"Dikkat et yine de sen, bıçaklarını biledin mi?"
"Biledim Taehyung..." Arabada cebindeki silahları kontrol edip mermileri yerleştirdi. "Asıl sen mermilerini iyi kontrol et." Dedim alayla.
Jimin'in villasına geldiğimizde önden ben inip kapısını çaldım. Ne kadar dikkat çekmemeye çalışsak da Jimin, triplex bir villa tutmuş ve arada partiler vererek milleti çarpıyordu.
Jimin kapıyı açtı: "Hoş geldiniz... Bak, yine beni dövecekseniz kapatırım kapıyı..."
"Dövmeyeceğim. Planları almaya geldik."
"Tamam ve ah..." Jimin cebinden bir avuç mermi çıkarıp Taehyung'a uzattı. "Bunları silahından çalmıştım da unutmuşum."
"Bir gün götümü çalıp satacaksın diye çok korkuyorum." Dedim şaşkınlıkla. Taehyung da benim gibiydi.
"Ya, bu nasıl gerçekleşiyor ver şunları." Mermileri alıp içeri geçti, masadaki plana göz gezdirdi Taehyung.
"Tamam, iş basit. Adam bu," dedi Jimin. "Jungkook onu takip edecek. Saat 17.22'de içeri girecek. Jungkook çantayı alamazsa ya da adamı öldüremezse, sen ateş edeceksin ve iş bitecek."
"Tamam, bizim için basit. Taehyung olmadan bile gözüm kapalı yaparım." Dosyadaki küçük yazıları okudum. Sebep çok önemli değildi, adam ölecekti ve işim bitecekti.
"Tamam, halledersiniz. Ben de Yoongi'nin yanına gideceğim zaten," dedi Jimin.
"İyi, git aşkının yanına." dedim.
"Jungkook! Sus onun aşkım olduğundan daha haberi yok." diye bağırdı Jimin.
Taehyung'un belini tutup okşadım yavaşça. Ona doğru gülümseyerek, "Çıkalım mı miniğim?" dedim.
Sırıtıp kafa salladı.
"Çıkalım miniğim." Belimden tutup çıktık ve arabaya geçtik. Arabaya geçtiğimizde otelin karşında durup cephanemdeki silahları inceledim. Arabadayken beni çevreye yakın bir yere gelince bırakmak için durdu. "Sen in burada silahlarına bak ben merkezdeki oteli kullanacağım." Dedi.
"Arabada buluşuruz sen yukarı çık ben buraları araşıracağım."dedim.
"Tamam, dikkat et."
Kafamı olumlu anlamda salladım. Arabadan indim ve kapşonumu takıp ilerlemeye başladım. Olmam gereken yere vardığımda etrafı incelemeye başladım.
"Şşş, duyuyor musun beni güzellik?"
Kulağımdaki kulaklığı saate bağladığımda gelen sesle mikrofon tuşuna basıp onunla konuştum. "Çatıda olduğun için sanslısın bir daha güzel deme bana!"dedim. Taehyung büyük ihtimalle çatıya yerleşmiş ve beklerken benimle uğraşıyordu.