JungkookÇatıya çıkacaktı. Yoongi ise karşı çatıda olacaktı. Ben ise aşağıda olup hedefi koruyacaktım. Plan basitti: Adam ölmezse iş başarısız olurdu. Yoongi zaten en başından beri bizi izliyordu. Gerçi onun beni gördüğü anki şaşkınlığını görmek bile bana yetmişti.
Sokakta gezerken arada yukarıya doğru bakıp Taehyung'a göz kırpıyordum. Sigaramı yakıp içime çektim. İşi reddettiğimiz için bilgiler de bizde vardı. Yani hangi adam olduğunu bu sefer bildiğimden rahattım. Sallana sallana otele girdim. Taehyung ne olduğunu anlayıp aşağı inene kadar herkes gitmiş olacaktı. Yoongi de onun kolundan vuracaktı, bir aksilik olmazsa.
Otelin içine girip çıkmak üzere olan adamı kapı eşiğine getirip sıkıca orada tuttum. "Bay Song, şimdi çıkarsanız ölebilirsiniz. Kapıda bir keskin nişancı var."
Adam şaşkınlıkla bana baktı. "Ne? Sen kimsin?"
"Bugünün iyilik meleği. İçeri dönün ve arka kapıdan kaçın."
Adam dediğimi yaptı. Neyse ki fazla bir şey açıklamama gerek kalmamıştı.
Ben yan marketten aldığım sitü içerken sonunda gelmesiyle şaşırdım. Yoongi vuramamıştı. Neyse en azından iş tamam.
"Çok zekiceydi itiraf etmek gerekirse."
"Öyle mi? Benim fikrimdi. Tek parça olmana şaşırdım o kadar." Ona doğru yaklaşıp sütü kafama diktim. "Otele dönelim mi yoruldum ben."
"Tek omzu sakat, nesine şaşırdın? Vursa daha şaşırtıcı olurdu," dedim, gülümseyerek.
İşi veren adam eminim işin olmadığını öğrenince delirecekti ama Taehyung pek de umursuyor gibi durmuyordu.
"Arkadan çıkalım, beni bir de çıkışta vurmayı dener belki riske atamam omzumu," dedi.
Deneyecek zaten. İkimiz de bunu düşünecek kadar onu tanıyorduk. Birlikte arkadan çıkıp geldiğimiz yolu yürümeye başladık.
"Eğlendin mi?" diye sordu.
"Eğlendim ama anlaman biraz uzun sürdü. Bir gerizekalılık yüklenmeye başlamış sana," dedim, hafif alayla.
Sütü yere atıp ellerimi cebime koydum. Gözlerimi kapatıp havayı içime çektim. Geceleri otelin barı hareketli oluyormuş. Yemekten sonra giderim. Tabi bir seninki değildir. O makinayı hatırlat, döndüğümde kullanacağım tekrar.
"Sensizlik yaramadı ondandır."
Sütü yere attığımda ayağıyla vurup fırlatmış ve belimi tutarak yürümeye devam etmiştik. Biri görse sevgili olduğumuzu düşünebilirdi büyük ihtimalle ama bundan çok uzaktık.
"Kazanamıyorsun, sana jeton yetiştiremem sürekli," dedi, bana göz kırparak.
Otele geldiğimizde belimi bırakarak boynunu esnetti.
"Seni gece barda bulurum, beni vurmazsanız biraz uyuyacağım," diye ekledi, ciddiyetinden ödün vermeden.
"Tamam, git uyu. İzin veriyorum."
O gittikten sonra Yoongi de otele giriş yaptı. "Üzgünüm. Nasıl tepki verdi?" diye sordu.
"Sakindi oldukça. Tek parça olduğuna dua etsin," dedim.
Yoongi ile akşam yemeğine kadar otelde takıldık ve yemek yedikten sonra masada öylece oturduk. Yoongi, sabah için kendini fena suçluyordu.
"İyileşmeden bir daha görev yok," dedi kararlı bir şekilde.