Jungkook
Sabah uyandığımda Taehyung'un maillerini inceledim. Bugün işi olmadığından ben de evde biraz spor yapıp kendime vakit ayırmaya karar verdim. Hem onu her gün görmek, dozumu aşıyordu.
Belimi gerip kendime bir kahve yaptım ve bahçeye çıkarak üstümü çıkardım. Yere yatarak şınav çekmeye başladım. Siktiğimin Kim Taehyung'unu yenmek için formda olmalıydım. Sporumu yaptıktan sonra rahatça koltuğa uzandım ve film izlemeye başladım.
Telefonuma gelen mesajlarla dikkatim dağıldı.
Hs
Sikeyim, sistem çökmüş
Jk
Ne sistemi?
Jm
Orospu çocuğu Taehyung bizi hacklemeye çalışıyor
Hs
Bir şey mi yaptınız siz?
Evet sebebi elbette bendim.
Jk
He ben sevgilisini öldürdüm, ondandır.
Jm
Helal lan sana, şimdi de sen uğraş o deliyle.
Kapıda bir hışırtı duyduğumda, koltuğun yastığının altındaki tabancamı alıp kapıyı açtım. Hzılı davranmıştım. Ama kimse yoktu. Hislerim bu gibi durumlara karşı hassas olduğundan bir sorun olduğunu biliyordum. Taehyung... O burda değildi.
Telefonumun titremesi ile kapıyı kapattım ve telefonumdan Jimin'in attığı acil durum çağrısına baktım.
Jm
Seokjin ölmüş, kalp ritmi sistemde durdu!
Hepimizin saatlerinde ana cihaza bağlı bir ritim ölçüm aleti vardı ve o durduysa fazla düşünecek bir şey yoktu. Panikle hazırlanıp ana binada toplandık. Ben gelene kadar Jimin ve Namjoon, Seokjin'in evine gidip cesedi bulmuşlardı. Herkes şaşkındı ve ne olduğunu algılayamıyorduk.
"Nasıl olur bu?" dedi Hoseok, şok içinde.
Yoongi cesedi inceledi. Onu ormana gömecektik. Başka seçeneğimiz yoktu. Yıkılmış durumdaydık.
"Uzak atış, Taehyung bu. Cam da kırılmış zaten." dedi Yoongi, yüzü solmuş halde.
"Jin onu çok severdi. Bunu nasıl yapar?" diye fısıldadı Hoseok. Benim ve Yoongi hyung'un sinirine karşı diğerleri ağlayacak gibi duruyordu.
"Delirdi Yoongi. Hırsları onu kör etti." dedim sinirle.
Evin içinde derin bir sessizlik vardı, herkesin yüzünde şok ifadesi hakimdi. Seokjin'in soğuk bedeni yerde yatarken, Yoongi'nin titreyen elleriyle ona dokunduğunu gördüm. Onun böyle titrediğini ilk kez görüyordum. Jin'in kanı hâlâ tazeydi, hayatı bizden çalınmıştı. Kim Taehyung bunu nasıl yapabilmişti? Hala idrak edemiyordum.
Jin'in ölümü, beni paramparça etti. Onun yokluğu, içimi bir boşlukla doldurdu ve kalbimi derin bir hüzün kapladı. Jin, sadece bir arkadaş değildi, aynı zamanda ailemizin bir parçasıydı. Onun ölümüyle birlikte, içimde bir parça eksildi ve artık hiçbir şey eskisi gibi olmayacaktı.
Her hatıra, her anı, gözlerimin önünde canlandı. Jin'in gülümsemesi, dostluğu ve sevgisi... Hepsi birden bana geri geldi ve kalbimi sızlattı. Jin'e olan sevgim, onunla birlikte sonsuza kadar kalacak. Onun anısını yaşatmak için elimden geleni yapacağım ve onun ruhu, benimle her zaman birlikte olacak. Jin'in ölümü, beni derinden etkiledi ama onun hatıraları, benim için bir ışık kaynağı olmaya devam edecek.
"Bu... bu imkânsız. Jin'e bunu yapamazdı..." dedi Yoongi, sesi titreyerek.
Hoseok duvara yaslanıp derin bir nefes aldı, yüzünde acı bir ifade vardı. Hepimiz bir araya toplanmıştık, ama Seokjin'in eksikliği havada asılı duruyordu.
