Final

6 2 0
                                    


Jungkook

Tatil düşündüğünüz gibi geçti... kan, ter ve çığlık çığlığa. Bizden başka bir şekilde geçirmemiz beklenilmezdi zaten; aynı odada yalnız olduğumuz takdirde durum ne olursa olsun yatağa geliyordu. Son olaylardan sonraki bütün zamanımızı odamızda, sadece oda servisinden yemek söylerek geçirmiştik.

Olaylar dinmişti. Polis peşimizde değildi ve şaşırtıcı olmayan bir şekilde Yoongi ve Jimin sevgili olmuştu. Pek de umurumda değildi gerçi onların draması. Sadece Taehyung'u düşünüyordum. Jimin'e sevinsem de odak noktam olacakları bir zamanda değildik. Namjoon komşuyla uğraşmamamız için bin tane şey dese de şu an hiçbirini hatırlamıyordum. Uğraşmak istersek uğraşırdık, ne dedikleri önemli değildi.

Eve döndüğümüzde, sanki Taehyung sihirli bir dokunuşla kumarhaneyi ortaya çıkarmış gibiydi. Kızıma kavuşmanın ve sonunda rahatlayabilmenin huzuruyla, kumarhanedeki makineye jetonları atarken arkamda duyduğum sesle kafamı çevirip elindeki içkiyi aldım.

"Ne o, yine mi olmadı?" diye sordu Taehyung. Elindeki kokteylin tekini bana doğru uzattı ve kalçasına dokunup sıktı. Yine makinenin başındaydım.

"Olmadı," dedim, alkolü kafama dikerek ona tekrar uzattım ve kolu çektim. "Anahtarı da vermiyorsun şerefsiz."

Gülerek belimi tutup kendini kalçalarıma yasladı. Giydiği siyah dar deri pantolonla oldukça çekici görünüyordu. Geriye yatırdığı hafif nemli jöleli saçları ve taktığı zincirlerle mükemmel bir görünüme sahipti.

"Bunu dene," dedi, avucundaki jetonu uzatarak. "Sana özel tavşan, istediğin kadar indir kolu." Kokteylini içerek boynumu öptü.

Kaşlarımı çatıp jetona baktım. İçine tıkıldığında hem makine çalıştı hem de jeton alttan geri geldi.

"Teşekkür ederim... Sen baya tatlı bir şey oldun tatilden sonra," dedim, kolu çevirip gelen ödülle heyecanlanarak kutunun içini açtım. "Bu ne lan?" Peluş anahtarlığı alıp Taehyung'un kafasına fırlattım. "Koyduğun hediyeye bak şuraya."

Kaşlarını çatarak gülümseyerek izledim.

"Ayı işte, tatlı sen seversin," dedi. Alıcı gözle baktığımda tek gözümü kırparak kafamı salladım. "Ne o, süzdün mü biraz?"

"Sensin ayı orospu çocuğu," diye karşılık verdiğimde, onu süzdüğümü fark etti ve kaşlarımı çatıp makineye jeton attım, kolu yine çevirerek. "Akşam seni nasıl sikerim onu hesaplıyordum."

"Ben de aynı şeyi hesaplıyordum, şansa bak," dedi.

Biz konuşurken tam o sırada, Yoongi ve Jimin'i gördüm. Bir köşede oturmuş, birbirlerine sarılmışlardı. Daha dikkatli baktığımda, Yoongi'nin Jimin'i öptüğünü fark ettim. Taehyung'un dikkatini çekmek için hafifçe omzuna dokundum. "Bak." dedim, başımla onların olduğu köşeyi işaret ederek.

Taehyung başını çevirip onları gördüğünde gözlerini devirdi.

Yoongi ve Jimin'in öpüşmesi yetmezmiş gibi, Jimin aniden Yoongi'nin kucağına atladı. Bunu yaparken masadaki bira şişelerini devirip ortalığı batırdı. Biralar kumarhanenin zeminine dökülürken, çevredeki birkaç kişi şaşkınlıkla onlara bakıyordu.

Taehyung'un sinirlendiğini hissettim. Kaşlarını çatarak ayağa kalktı ve sesini yükseltti. "Jimin! Bir daha ortalığı mahvet bak o zaman..."

Tam o sırada Yoongi de ayağa kalktı ve Taehyung'a doğru bir adım attı. "O cümleyi bitirme Kim," diye bağırdı. Gözleri sinirle parlıyordu.

Taehyung ve Yoongi bir an için birbirlerine meydan okurcasına baktılar. Etrafta bir gerginlik dalgası yayıldı. Taehyung'un elleri yumruk olmuştu, ama ben kolunu tutarak onu sakinleştirmeye çalıştım.

Nightwalker | TaekookHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin